44. Bölüm

38.6K 2.3K 4.9K
                                    

ÖNCESİ

Jungkook elindeki texti incelemeye devam ederken yatakta uyuşukça döndü. İşler beklediğinden daha kolay olmuş, tiyatro klübüne girdiği yetmiyormuş gibi birde baş rolü almıştı.

Şimdi tek sorun rol arkadaşının o sarışın olmamasıydı.

Öpüşme sahnesinin olduğu kısmı bir kere daha gözden geçirdikten sonra başka bir erkeği öpmenin nasıl olacağını düşündü. Chanyom denen çocuğun yakışıklı olduğu su götürmez bir gerçekti ama Jungkook'u kesinlikle heyecanlandırmıyordu. Etrafında bir sürü yakışıklı erkek vardı. Şu ana kadar ilgisini çeken tek erkek ise o sarışındı. Belki de erkeklerden değil, sadece ondan hoşlanıyordu?

"Kabul ettim mi yani?" diye iç geçirdi. "Ondan cidden hoşlanıyor muyum?"

Bir anda diklendi. Tek başınayken normalde olduğundan daha konuşkandı. "Belki de içimde ona karşı sadece arkadaş sevgisi vardır? Yavru kediye benziyor. Bu yüzden onunla ilgileniyorumdur?"

Bir süre bunu düşündükten sonra sıkıntıyla iç geçirip kendini yeniden yatağa bıraktı.

"Onu soyup nasıl inleyeceğini görmek istiyorum ve bu da hoşlanıyorum demek oluyor... Bir erkeği arzuluyorum, lanet olsun."

Bu kabulleniş onu biraz daha sinirlendirmişçesine yatağının üzerinde duran yastıklardan birini sertçe duvara doğru fırlattı.

Tam bu anda kapısı çalınmadan açılıp, içeriye de Heeyoung girince Jungkook daha da sinirlendi.

"Kapıyı çalsana."

Heeyoung umursamazca gülüp Jungkook'un yanına, yatağa ilerledi ve rahat bir tavırla kendini yanına bıraktı.

"Sinirli misin Jungkook?"

Jungkook sakinleşmek adına derin bir nefes aldı. Çok işe yaramıyor olsa gerekti, çünkü Heeyoung'un, üzerinde gezen ellerini kırmak istiyordu.

"Bana dokunup durma," diye homurdandı yataktan kalkıp ondan uzaklaşırken.

Heeyoung, çok mantıksız bir şey söylemiş gibi güldü, "Sen benim kardeşimsin Kook. Sana istediğim gibi dokunurum."

"Üvey! Lanet olsun Heeyoung, gidip kendine uğraşacak başka birini bulsan olmaz mı? Yavşak tavırların bile bu sahte abla tavırlarından daha iyi."

"Benimle doğru düzdün konuş," diye homurdandı Heeyoung sinirle. "Babamı sinirlendirmek istemezsi-"

Jungkook yumruklarını sıkarak kızın üzerinde yürüdü, "Hayır, kızdırmak isterim. Şimdi git ve ona benimle alakalı palavralar sık. Yeter ki git." Eli ile sinek kovalar gibi Heeyoung'a kapıyı gösterdi, "Git."

Sinirli kız kapıyı çarpıp gitmeden önce hiçbir şey söylemedi ama Jungkook zaten olacakları biliyordu. Babası bir süre sonra onu ayağına çağıracak, sözlü hakaret ya da şiddet yoluyla ona bir ders vermeye çalışacaktı.

Jungkook bunu umursamamaya çalışarak yatağın üzerinden telefonunu aldı ve tiyatro için açtıkları wp grubuna şöyle bir göz attı;

Tiyatro Klubü

Umurumda değil1: Dekor hakkında ne yapacağımızı bilen var mı?

Like a Theater| JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin