11.Plan

7.8K 382 37
                                    

Amy

Bu çocuk koca bir piçten başka bir şey değildi. Onu ve sevgilisini gözetlerken bu yüzden yanına gidip suratına tokat patlatmamak için kendimi zor tutuyordum. Ama yapacaklarımı düşününce... Bu tüm planımı alt üst ederdi. Beni en çok şaşırtan ise sevgilisiydi. Yani ben, bir erkek bekliyordum.Ama...

Sevgilisi bilim bakalım kimdi?

Sarışın, seksi bir amigo kızı...

Barbara'ya inanamıyordum.Yani Mason'ı aldattığından emindim, ama Eric? Bu kız kör müydü yahu?

Eric çekici görünebilirdi ama gözlerindeki ifadeyi gördüğünüz an bağırarak kaçmalıydınız. Yani nasıl derler? Hah! İnsana yiyecekmiş gibi bakıyordu.

Barbara'yla cafede sarmaş dolaş otururlarken nasıl bu fırsatı yakaladıklarını da biliyordum. Mason okulda Blake'leydi. Ve benim Blake'e yaptığım kıyak sayesinde bu iş biraz uzun sürecek gibiydi. Barbie, Barbara'mız bu fırsatı kaçırmamış ve kendini yeni sevgilisinin kollarına atmıştı. Birbirlerine o kadar sokulmuşlardı ki midem bulanıyordu.

Güneş gözlüğüm burnumdan kayarken onu parmağımla düzelttim ve dergimi biraz daha yukarı kaldırarak yüzümü perdeledim. Kızıl saçlarımı beni daha büyük göstermesi için özensiz bir topuz yapmıştım.Gözlemlediğim çifte kumrular da o kadar birbirlerine düşkünlerdi ki beni fark etmemişlerdi bile. Dudaklarım istemsizce kıvrılırken cep telefonumu çıkardım.

Eric bitmişti. Barbie Barbara, Ken Mason'dan ayrılacaktı. Ve Mason Blake' e kalacaktı. Aman  Tanrım bir taşla üç kuş diye buna derler!

Cep telefonuyla yakın çekim yaklaşık on kadar fotoğraf çektiğimde sipariş ettiğim ama içmediğim için buz gibi olan kahvenin parasını masaya bıraktım. Yarın, büyük gündü!

Eric serserisi arkadaşıma bulaşmanın bedelini ödeyecekti.Blake ise hak ettiği aşka nihayet kavuşacaktı.

+++

Blake

Suyla içli dışlı Mason'laysa arkadaşça geçen bir saatten sonra nihayet havuzdan uzakta bir yerdeydim. Klor kokmama rağmen de inatla duş almamıştım.Çünkü Mason'ı olabildiğince az görmek istiyordum. Özellikle duş alırken görmek, hiç istemiyordum. Umutlarımın kapısı kapanmışken bu beni daha da beter yapardı. Sanki Mason'la arkadaş olmam yetmiyormuş gibi.

Evin yolunda ilerlerken  bunların hepsi o kadar ağırdı ki bir an taşıyamayıp yere düşeceğimi sandım. Yani bütün bunlar bir ceza mıydı?  Benim tek suçum aşık olmaktı oysa. Tanrıya inanıyordum ama gaddar olduğu kesindi.

Ah, Eric'i hayatıma sokan Tanrı değildi ki!

Evin kapısına geldiğimde cebimde anahtarlarımı aradım. Bulduğumda kapı çoktan açılmıştı. Ve... Karşımda ki Rom'du? Aslında ona benzeyen başka biri olmalıydı. Bu adam kirli değildi. İçki kokmuyordu ve elinde de içki şişesi veya bir bardak yoktu.

-Hoşgeldin, Billy.

Bu kesinlikle Rom değil!

Ona cevap vermeden şaşkın bir ifadeyle içeri geçtim. Ev... Tertemizdi. Yerdeki kirli çamaşırlar kaldırılmış, yerler parlayana kadar silinmişti. Evin içindeki içki kokusu yerini oda parfümüne bırakmıştı. Mutfaktaki tezgahın üstü ve lavabo bile temizdi! Bulaşıklar yıkanmış tertemiz bir şekilde kullanılmak için bekliyordu. Rom'a benzeyen adama döndüm. Evimiz en son annem ölmeden önce böyleydi.

-Sen de kimsin?

Rom'a benzeyen adam gülümsedi.

-İnanması güç Blake, ama benim, babanım.

BEN EŞCİNSELİM!(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin