19.Morluk

7.3K 370 68
                                    

Bir de özür mü diliyorsun?

Mason'ın öfkeli yeşil gözlerini hala unutamıyordum. Yüzünde öyle büyük bir nefret vardı ki hatıtladıkça midem bulanıyordu. Kendimi ne kadar da zavallı hissetmiştim?

Gözlerimi yavaşça açtığımda şakaklarıma saplanan acıyla inledim. Bir çocuk sesi kulağımda çınladı.

-İyi misin?

Sağ gözümü tamamen açamıyordum. Büyük ihtimalle şişmişti.

-Nasıl görünüyorum(!) diye sordum iğneleyeci bir şekilde. Çocuk ise bunu anlamamış olacaktı ki patavatsızca yanıtladı.

-Berbat.

Yüzümü buruşturup elimi gözüme götürdüm.

-Bence dokunmamalısın. Hemşire birazdan gelicek.

dedi patavatsız çocuk.

-Sen kimsin? diye sordum birden. Bu kabacaydı.Ama karşındaki de kaba olunca kendinizi tutamıyordunuz.

-Robert. dedi çocuk. Robert?

Bu ismi hatırladığımdan emindim. Acaba o muydu? O ise bile burda ne işi vardı?

-Seni ordan ben uzaklaştırdım. dedi çocuk aklımdakileri duymuş gibi. Sol gözümle çocuğun yüzüne odaklanmaya çalıştım. Bu oydu. Barbaranın bir aralar takıldığı basketbol kaptanı!

-Ah, teşekkür ederim. dedim utanarak. Yumruk beynimde bir sarsıntıya yol açmış olmalıydı, ne kadar da düşüncesizdim!

-Senin için üzüldüm. dedi bu sefer çocuk. Kumral perçemlerinin ardından hüzünlü gözlerle.

-Seni anlıyorum. diye devam etti.

Rahatsız edici sedyeden doğrulurken onun hakkında çıkan bazı dedikoduları hatırladım. Hatırlar hatırlamaz yüzüm buruşmuştu.

-Sen... Derin bir nefes alıp bunu nasıl sorabileceğimi düşündüm. Ne var ki çocuk çoktan sorumu anlamıştı.

-Geyim, evet. Dedi dudaklarını yalayarak. Sonra ellerini saçlarına daldırıp gözlerinin önünden çekti. Gözlerini kısarak bana baktı.

-Bundan rahatsız mı oldun?

Nasıl olabilirim?

Az önce Eric ile sevişmemi görmeyen kalmamıştı. Rahatsız değildim sadece çok utanıyordum.

-Ha-yır.

-İyi. dedi Robert sonra ayağa kalkıp kapıya yöneldi. Gitmeden önce gülümsedi.

-Senle daha çok sohbet etmek isterdim ama daha fazla sana bakamayacağım.

Ne?

-Anlamadım?

Çocuk uzun saçlarını elleriyle alnından ittirip pis pis sırıttı.

-Çok çirkinsin! Şimdi gidiyorum. Hemşire gelmeden bir yere gitme. Başıma kalmanı istemem.

Kapıdan çıkıp sertçe arkasından kapattı. Bu kadar kaba olmamalıydı! Bir ayna bulabilmek umuduyla beyaz odayı taradım. Revirin aşırı steril beyazlığı insanı kör edecek cinstendi.

Küçük ecza dolabının hemen üstündeki yuvarlak aynaya ilerledim. Karşısına geçtiğimde küçük bir korku çığlığı dudaklarımdan kaçmıştı. Siyah saçlarımı kenara çekip şiş mor yumruya baktım. Gözüm neredeyse tamamen kapanmıştı. Ve yüzümün o kısmında botoks yapılmış gibi bir gerginlik vardı. Kaşlarımı hareket ettirmeye çalıştığımda lanet bir sızı yine şakaklarımdaydı. Acıdan gözlerim yaşardı. Bunu haketmiştim!

BEN EŞCİNSELİM!(Tamamlandı)Where stories live. Discover now