Bölüm 63

168 21 3
                                    

8 Temmuz 2028 08:20
Yaşar Cafeye gelmişti. Rıfat Doğan ve Bozkurtlar Timi de Yaşar gelmeden önce yanından ayrılmıştı. Yaşar gelince yeni karşılaşmış gibi davranmışlardı.

Yaşar sırıtarak "sizin koltuğunuzu Türkiyenin yeni umudu sarsacak" dedi.

"Benden iyi yönetebilecekse buyursun, yönetsin. Bunu en çok da ben isterim. Vatanperver yöneticilerin olmasına sevinirim."

Yalnız Kurt ikilinin konuşmasına "hem de sizden daha iyi siyaset bilen birinin gelmesine sevinirsiniz" diyerek araya girdi. Alaycı bir tavır sergiliyordu.

"Sen daha çok toysun. Gelişmen lazım."

Yalnız Kurt tebessüm etti ve tesbihini çekmeye başladı. "Siz merak etmeyin. Gelişim göstermesini biliriz EVELALLAH" diyerek ayağa kalktı.

"Bizim bir işimiz var daha sonra kısmet olursa görüşürüz." "Dikkat edin. Sahte hocalar ve Mafyalarla takılma. İngilizlere de dikkat et."

Yaşar duydukları karşısında kaskatı kesilmişti. Sırıtarak "merak etmeyin, dikkat ederiz" dedi ve Cafeden çıktılar.

Rıfat Doğan Abbas Hocayı aradı ve sohbet vereceği köyü söyledi. Şeyh Ahmet'in o köy de olacağını biliyordu.

Yalnız Kurt ve Yaşar arabanın önüne gelmişti.

"Bunla mı gideceğiz?" "Beğenemedin mi?"

Yalnız Kurt kahkaha savurdu. "Tofaşı çok severim ben. Ver anahtarları, ben kullanacağım."

Yaşar arabanın anahtarlarını fıralattı ve yan koltuğa geçti. Yalnız Kurt arabayı çalıştırdı. Yaşar gidecekleri yeri söyledi ve yola çıktılar.

"Rıfat Doğan'ın dehasıyla başaçıkabilecek miyiz, inan bilmiyorum."

Yalnız Kurt sırıtamaya başladı ve direksiyonu sağa kırdı.

"Çıkarız çıkarız. Sen korkma." "Ne korkacam be. Bizim arkamızda İngiltere, Amerika ve Şeyh Amet var. Senin sayende Şeyh Ahmet Türkiyenin başına geçecek. Türkiyenin başına geçince Dünyanın da başına geçmiş olacak." "Nasıl yani?"

"Elvis Temperley adında biri var. Bu dünyayı avucunun içinde tutuyor. Sadece Kuzey Kore, Çin, Rusya, İran ve Türkiye'ye diş geçiremiyor. Tabi bazı küçük Müslüman ve Türk Devletler var. Onlar da gücünü Türkiye ve bu diğer ülkelerden alıyor."

"Şeyh Ahmet Hoca efendi bu Müslümanları kendi tarafına çekmek için mi burada?"

Yaşar sırıtarak tesbihine baktı. "Aynen öyle." dedi.

Rıfat Doğan büyük bir zafer kazanmış ve sırıtıyordu.

"Artık gerçek düşmanımızın kim olduğunu biliyoruz. Şu Elvisi bir araştırın. Bakalım neler çıkacak?"

Yüzbaşı Serdar Yıldırım gülümseyerek "ben hallederim." dedi.

Yüzbaşı Serdar 190 cm boylarında, 95 kiloydu. Fakat kilosunu hiç belli etmiyordu. Esmer, yeşil gözlü ve kumral saçlıydı.

Telefonunu çıkardı ve Elvisin araştırılmasını emretti. Bir süre sonra Elvis'in çok büyük bir iş adamı olduğu bilgisini Rıfat Doğana ulaştırdı.

Rıfat Doğan tebessüm etti.

"Hadi çıkıyoruz. Abbas Hocamızın sohbetine katılalım."

Bozkurtlar Timi "anlaşıldı." diyerek Rıfat Doğanı takip ettiler. Araçlara binip köye doğru yola çıktılar.

8 Temmuz 2028 08:50
Abbas Hoca ve Şeyh Ahmet vaazlarını veriyordu. İkisi de birbiriyle gizli rekabet içerisinde olmuştu artık. Şeyh Ahmet hangi ülkeye gitse Abbas Hoca da oraya gidecekti. Allahın adını ağzına alarak kirletmesine asla izin vermeyecekti.

ÖYLESİNEWhere stories live. Discover now