"Nikah"

495 41 22
                                    

Merhaba arkadaşlar
İyi olduğunuzu umarım
Yeni bölüm de şükür bitti🌞
Gece boyunca sırtımda kendileri için düğün kurmuş ve bir türlü kurtulamadığım, sanki bütün vücudumu ele geçirtip beynimin uyuma merkezini kilitlemiş 'karıncalar' yüzünden hiç uyuyamadım. Şu hayalet karıncalar karşıdan gelen acımazsız kış için uykumla beraber sanki içimden başka bişeyler de çalıp gitmiştiler. Bir boşluk, bir karanlık, bir sabahsızlık dolmuştu, kalbimin derin köşelerine. Artık tek umudum sabah yeni doğacak güneşti. O bütün endişelerimi götürecek, içimde Ömere karşı yaranmış garip hisleri kendi keskin ışınlarıyla bir andaca mahv edip yerine yine saf, masum bir sevgi dolduracak umuduyla daha dan yeri ağarmamış,karanlığın yerini koyu maviye bırakacağı gökyüzünü izliyordum.
Bazen aklım yeni-yeni arkada bıraktığımız gecenin karanlığına doğru kayar, gözlerim yatak ağındaki kırmızı lekeye takılıncaysa sanki kaba bir el hakikatın acısını yüzüme çarpardı. İçimde sadece eminlikten doğan bir hiss, kendimi titretir halde bulurken kendime verdiğim tek teselli vardı. "Buranı beraber terk edeceğiz."
Karıncaların geriye bıraktığı uyku taneciklerine dalarken yüzüme vuran, şafağı aydınlatmış güneş sabahın yinede hiç gitmeyecekmiş gibi hükümranlık yapan geceyi mağlup ettiğinin habercisiydi. Lakin bu sabah, bu güneş diğerlerinden farklıydı. Sanki Güneş saf ışınlarını artık kirlenmiş yatağıma düşürmeye tenezzül etmiyor, yaptığım büyük günah için gökten yüzüme inen ışık seliyle beddualar elemekteydi. Yatağın kanlı köşesine takılınca gözüm, "Unuttum" diyerek pişmanlıkta boğulup üzgünce yorganımla kapatmaya çalıştım, döşeğimle beraber alnıma da çökmüş kanı. Fakat ne fayda? Güneş'in bile beni affetmediği dünyada kime suçsuzluğumu isbat ede bilirdim ki? Tek şahidim karanlık ve ay ışığıyken hemde.
Artık doğudan doğmuş güneşin batıya doğru yol almasından bir saate yakın zaman geçmekteydi. Lakin ne gelen vardı, ne de şimdi buralardan beraber gideceğiz diyen. İçimden bir ses "Artık utangaçlığı yenip Ömer'e gitmenin tam zamanı"dedi, tetikleyici tonla. Ne de olsa güneş başka yerleri ısıtıp canlılara can verirken lambanın aydınlattığı odada Ömer benimleydi ve dün yaşananları aynı zamanda suçsuz olduğumu da bilen tek kişiydi.
Kireç tutmuş ayaklarımı yatağımdan indirirken altta kalan bir şeyin ezildiğini fark ettim. İstemsizce "Ömer" dedim, ayaklarımın altında kalan şeyin dün bana takdim edilmiş hediye olduğunu gördüğümde. Somanı renkli, eski hediye paketlerine göre çok sade yapılmış, hatta hiç süslenmemiş sadece yapıştırıcıyla bağlanmış sanki gelecek hayatımdan esinlenmiş bir paket.
Önce paketi doyasıya koklayıp, sonra acımasızca tek hamlede parçalamıştım. Ayaklarımın altına renklerin aheste bir biçimde toparlanıp süslediği, siyahın beyaza, yeşilin laciverte misafir olduğu fotoğraf kaydı.Karga gibi gören gözlerim fotoğraftakilerin yüzün ayıklayınca "Ömer" deyip gülüş çekti, çizgilerime.
Arka planda çam ağaçları ve sularını etrafa yayan bir pervane, öndeyse siyah pantolon, mavi gömlekli, rengi pantolonuna uyumlu gözlüğü olan Ömer, beyaz örtü, lacivert elbisede sanki Ömer'e sıkışmış ben vardım. Fotoğrafın altındaki tarihe bakınca hayatımın en güzel haziran ayını hatırlamamam mümkün değildi. Fotoğrafın yarattığı koyu ortam gözlerimi yaşartsada "bunlardan daha çok olacak" sözleriyle inmeye hazırlanan yaşların önünü almak için ilk kez bir şeyden emince konuşma gayretini göstermeye çalıştım.
Artık hazırdım; Ömerin yanına gide hatta bu içine düştüğümüz durumu bile konuşa bilirdim. Fotoğrafın verdiği özgüvenle ayağa kalktığımda paketin bir tarafına sıkışmış kırmızı dikkatimi ve merakımı yüzerine çekerek yeniden beni 'kirli' yatağa kenetlemişti. İpek, üzeri küçük, renkli taşlarla süslenmiş, Baharın sonları doktor ziyareti için gittiğimiz şehirde görüpte çok beğendiğim, lakin biraz gecikme nedeniyle kaptırdığım şalın aynısı. Demek ki yanıma uğramadığı bir kaç günde şehire gitmiş, ziyareti sırasında beni de unutmayarak geriye hediyelerle dönmüştü.
Bu fikirlerin verdiği mutlulukla artık ne gözüm güneşin küskünlüğün görür, ne kulağım içimdeki şeytanın fısıltılarını işitir. Eminenin söylediği sözlerse çoktan beynimin derin köşelerine gömülmüştü. Mutluluk yelkenini üfürdüğü gemi belliki bu sefer bizim de limanımızda da duraklayacaktı. Belkide güneş bu sabah kıskandığından beni ısıtmamış, içimdeki kötü düşüncelerse cehenneme sürülmüş şeytanın cennete gecişimden doğan mutsuzluğuymuş. Eminenin dediği ve şimdi canımı yaktığı için kendime acıdığım sözleriniyse niye aldırmalıydım ki? Kendi ismini harflamakta aciz birisi Ömer'in bana olan sevgisini nasıl algılaya bilirdiki?
Geceden beri ilk kez sevinçle ayağa kalkıp şalla dağınık saçlarımı, aynı zamanda kederli sayfaları da kapatmaya çalıştım. Bir andaca içime dolmuş mutluluğun etkisiyle odada devreler vururken şalı gördüğüm zaman unuttuğum beyaz zarflı mektubu hatırlayıp, biraz korkak, biraz ürkekçe, deminki sevinçin de verdiği biraz cesaretle beyaz zarfı elime alma gayretini gösterdim.
Titreyen ellerim zarfın içinden çıkardığı kağıt parçasını gözümün göreceği mesafede tutmaya çalıştı.
"Merhaba, sevgili Zehra. Öncelikle senden bu şimdi yazacağım cümleni okuduğunda güçlü olmanı ve mektubu sona kadar okumanı istiyeceğim. Sen bu yazıları okuduğun zaman geçen her saniyede ben uçakta bu ülkeden, ailemden ve senden uzaklaşıyorum. Biliyorum şimdi ne okuduğunun farkında değilsin. Yada özür dilerim, sen çok akıllı bir kızsın, bu yüzdende şimdi okuduğun şeyi aslında anlamamak için çalışmaktasın. Lakin Zehra ben her şeyi ve seni bu zalim insanların umuduna bırakıp gidiyorum. Belki de bilmiyorum, şuna kaçmak demeliyim.
Uzun zamandır bana olan ilginin farkındayım. Belki de her şeyi bitiren senin bir türlü idare altına girmeyen masum sevgindi. Belki benim korkaklığım ve bundan doğan çaresizliğim. Ya da Sofiye duyduğum derin hissler. Lakin ortada olan bir gerçek var ki o da artık sana şirin yalanlar söyleyib,seni daha da bu uçsuz bucaksız hayallerinde batırmak istemiyorum. Ben senin düşündüğün gibi ne seni o ülkenin çaylaklarından alacak güçlü bir insanım, ne de burada ki hayatımı mahv edecek kadar iyi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 16, 2018 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

CEHALETde KADINWhere stories live. Discover now