3.BÖLÜM

3.9K 144 16
                                    

3.BÖLÜM

Eve gidip yemek yedim. Düşünmekten kafam patlayacak gibi hissediyordum. Bir ağrı kesici içip uyumaya karar verdim. Tam yatıyordum ki telefonuma gelen mesaj sesiyle irkildim.

 KİMDEN: EMİR

‘Cumartesi günü saat 8’ de en şık kıyafetlerini giymiş bir şekilde hazır ol. Fazla beklemeyi sevmem.’

 Bu kadar çabuk mu? Nerden bulacaktım 2 güne ben şık bir kıyafeti? Hem nereye gidecektik ki. Off aklımda bunlar gibi daha bir sürü soru vardı. Ama hiçbirini soramıyordum. Yenilgiyi kabul edip telefonu elime aldı.

 KİME: EMİR

‘tamam.’

 Tamam. Sadece bunu diyebilmiştim ona. O kadar sorunun düşüncenin ardından basit bir tamam. Daha fazla düşünemedim ve kendimi en iyi şeyin kollarına bıraktım. Uyku…

Cumartesi günü sonunda gelmişti. Neşe’yle kıyafetimi seçmiştik. Cumartesi de gelip hazırlanmama yardım etmişti. O da heyecanlı ve meraklıydı. Ama benden daha fazla kimse meraklı ve heyecanlı olamazdı. En fazla da heyecanlı. Odaya anneannem ve Zeynep teyze girdi. Anında yüzleri parladı.

 ’kuzum muhteşem olmuşsun.’

‘nazar değecek vallahi.’

Onların bu hallerine Neşe’yle ikimiz içten bir şekilde güldük. Saate baktığımda vaktin neredeyse gelmiş olduğunu fark ettim. Aşağıya inip beklemeye başladım. Çok geçmeden telefonuma mesaj gelmişti bile. Evdekilerle öpüşüp evden çıktım. Neşe evde kalıp anneanneme durumu ayrıntılı bir şekilde anlatacaktı. İzin vermesi için çok üstünde durmamıştım. Daha sonra Neşe’yle anlaşıp onun durumu anlatmasına karar vermiştik. Anneannemde benim artık eski benliğime kavuşmamı istiyordu. Bu yüzden her şeyi yapmaya hazırdı. Bu durumdan pek haz etmese de daha ayrıntılı dinleyince biraz daha yumuşayacağına emindim. Dışarı çıktığımda siyah takım elbiseli, saçlarını arkaya taramış gayet şık ve havalı bir Emir’le karşılaştım. Benim yaptığım gibi o da beni dikkatle süzüyordu. Bu durumdan biraz rahatsız olmuştum açıkçası. Tamam aslında baya baya rahatsızdım. Bakışlarıyla beni delip geçiyordu resmen. Hemen yanına gidip yapmacık gülümsememi yüzüme yerleştirdim. O da anlamış olacak ki ‘bunu burada yapmak zorunda değilsin. Ama oraya gittiğimizde elinden geldiğinin en iyisini yapmanı istiyorum.’ Dedi.

‘nereye gidiyoruz ki?’

Sadece yüzüme kakıp sırıtmakla yetindi dengesiz. Bu tuhaf bir gülümsemeydi. Daha şeytani. O nasıl oluyorsa artık. Ama bakışları bile korkmama yetip daha fazla meraklandırmıştı beni.

Sanırım gelmiştik. Dışarı çıktım ve gözlerimi at gözü gibi yaptım resmen. Dehşet büyük ve gösterişli bir yere gelmiştik. Deniz kıyısıydı. Davetliler özenle hazırlanıp gelmişti. Emir bu kadar zengin miydi de böyle davetlere katılıyor. Anlamaz gözlerle ona baktım. O da mükemmel gülüşüyle bana bakıp yanıma geldi.

Kolunu gösterip ‘gidelim sevgilim’ dedi.

Evet. Emir’in benden istediği şey sahte sevgili rolüydü. Detayları anlatmamıştı. Sadece kısa bir süreliğine sevgilisi gibi takılmalı beni her gittiği yere götürmeliymiş ve bu yerler basit yerler değilmiş. Bu yüzden iyice düşünüp karar vermemi istemişti. Demek ki bunu kastediyormuş. Zengin mekanları, davetleri, partileri. Bir an geçmişime döndüm desem yeridir ama bunu şimdi düşünmek istemiyordum. Sadece rolümü oynamalıydım.

‘olabildiğince sıcak davran ve de güler yüzlü ol. Buradaki insanların söylediklerine de fazla takılma. Bakışlara da.’

Al işte bir sözü bir sürü bilinmeyene neden oldu yine. Ne demek istemişti bu şimdi.

Sana İhtiyacım Var Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin