10. BÖLÜM

2.9K 135 14
                                    

***

EMİR’den...

Murat’la buluşacağım için onu eve bırakıp buluşacağımız kafeye geldim. İnat olsun diye bekletiyor piç. Ama şuan o kadar huzurluyum ki Murat bile bu huzurumu bozamayacak gibi. Onun yanında rahatladığımı söylemiştim ya gerçekten de öyle. Acayip iyi hissettiriyor. Sadece ona bakmak bile kendimi kaybetmeme yetiyor. Bana ne yaptığı hakkında hiçbir fikrim yok bugün onun gözlerine uzun uzun baktım. O kadar masumdu ki. Yaşadıkları, hiçbirini hak etmiyor. Bugün elbise giymiş. O kadar güzel olmuş ki. Niye böyle düşünüyorsam artık? Ama buna engel olamıyorum. Aklıma kazınmış gibi. Çıkmıyor bir türlü. Hele bugünkü gülüşü.

‘kuzen.’

‘gelmeseydin lan.’

‘geldik işte.’

‘Defne’yle aranda ne var.’

‘defne anlatmadı mı sana.’

‘uzatma işte. Sana soruyorum ben.’

‘peki. Madem öyle direk her şeyi söylüyorum sana. Defne benim eski sevgilim. Babam yüzünden ayrılmak zorunda kaldık. Anlarsın ya. Beni Defne’yle tehdit etti bende ona zarar gelmesini istemediğim için ondan ayrılmak zorunda kaldım. Uzun zamandır görmüyordum onu Aslı’yla yaparım sandım ama onu senin yanında görünce bunun imkansız olduğunu anladım. Defne benim. Anladın mı? Şuan seninle olabilir ama kalbi bana ait ve ben onu tekrar kazanmak için her şeyi yapacağım. Buna kimse karşı çıkamayacak.’

‘sen ne diyorsun lan!’

O anki sinirle ayağa kalkıp bir tane geçirdim pezevenge. Sen kimsin be. Sen kimsin de benim –sahte de olsa- sevgilimi elde edeceğini söylüyorsun!

‘aa! Duydun işte lan. Defne benim.’

‘kes sesini! Defne’yi sana bırakacağımı mı sandın ha! Asla.’

Ah! ne oluyor bana böyle. Ama hak etti piç. Of! Ama yine de bu kadar tepki fazla değil mi? Yoksa ben. Ah! lanet olsun. İmkansız. Yani ben. Tamam. Onu görünce kalbim kafayı yiyor olabilir, aklım beynim şaşıyor olabilir, huzura düşüyor olabilirim gözlerinde ama yine de. Of!

Arabaya atlayıp annemlere gittim. Bir de babam vardı. Ve girer girmez annemle babamın kızgın yüzleriyle karşılaştım. Gerçekten kızgın.

‘otur şuraya!’

‘baba. Önce beni dinlemelisiniz.’

‘neyini dinleyeceğiz ha! Bizi, kendini nasıl rezil ettiğini mi, nasıl küçük düşürdüğünü mü? Ne zaman akıllanacaksın sen? O rezillik ne demek. Kız nasıl yıkıldı. Biz senin mutluluğunu geleceğini düşünelim senin yaptığına bak! O kızdan ayrılıp Selin’den özür dileyeceksin!’

‘asla. Anlamıyorsunuz baba. Ne olduysa sizin benim hayatıma karışmanız yüzünden oldu. Bırakın geleceğimi kendim düşüneyim evet belki her şeyi berbat ederim hiçbir şeyi başaramam ama en azından kendim yapmış olurum. Kendi bir şeyler yapmam lazım artık. Sen demiyor muydun eskiden düşsen bile kendin kalkmasını bileceksin diye. Şimdi iye izin vermiyorsunuz buna. Lütfen baba!’

‘peki evlat. Haklısın. Ama sende bizi anla. Ne yaptıysak senin içindi.’

‘biliyorum baba. Minnettarımda ama lütfen bana izin verin. Hayatımı yoluna koymama izin verin.’

Bu kadar kolay olacağını düşünmüyordum açıkçası. Babam gibi sert ve otoriter bir adamın bu kadar çabuk yumuşaması cidden tuhaf. Belki artık gerçekten babam gibi davranmaya, beni anlamaya çalıyordur. Umarım öyledir. Çünkü ailemden gelebilecek herhangi bir olumsuzluğa şuan hazır değilim. hele ki aklımda Defne gibi bir baş belası varken asla.

Sana İhtiyacım Var Where stories live. Discover now