12. BÖLÜM

2.5K 119 5
                                    


***

‘bebeğim hadi ama. Kaç dakikadır seni bekliyorum. İçeri girerim bak.’

‘sakın! Tamam geliyorum. Sen in aşağı.’

Tanrım! ne kadar sabırsız böyle. Sonuçta ilk defa birlikte denize gideceğiz ve heyecanlıyım. Üstelik sadece deniz de değil. Ada. Bir adaya 1 günlük tatile gidiyoruz. Anneannemde izin alasıya kadar kırk takla attım resmen. Of! Sadece o ve ben. Rüya gibi. Ama çok tedirginim. Neyse. Daha fazla bekletirsem onu hiç iyi şeyler olmayacak. Çantamı son kez kontrol edip kendime aynada baktıkta sonra aşağı indim. Ovv. Baya kızmış gibi.

‘hadi gidelim.’

Kapıdan çıktıktan sonra tam da beklediğim gibi biraz kızgın görünüyordu. Önüne geçip kocaman sulu bir öpücük bıraktım yanağına. Gülümsemeye başlamıştı bile.

‘beni bu kadarla kandırabileceğinizi mi sanıyorsunuz küçük hanım.’

‘burada olmaz Emir. Daha kapının önünden bile ayrılmadık. Zaten zor izin aldım.’

‘peki. Ama bunun acısını çıkarırım.’

Peki. Sanırım korkmam gerek. 2 saatin sonunda gelmiştik. Cidden harika bir ev kiralamış. Kocaman. Havuzlu. Cidden muhteşem. O bavulları taşırken bende evi açıyordum. Cidden içi de dışı kadar harika. Emir arkamdan gelip belime sarıldı.

‘sevgilim. Ben çok acıktım.’

‘öyle mi? Peki o zaman üstümüzü değiştirip mutfağa girelim.’

Üstümüzü değiştirip mutfağa girdik. 15 dakika sonunda ne yapacağımıza karar vermiştik. Makarna. Evet. Koskoca 15 dakika sonunda buna karar verdik cidden. Mükemmeliz. Emir sosu yaparken bende makarnayı halletmiştim. Sonra meyve suyu sıkmaya başladım –beyimizin özel isteği-. Emir de sosu yapmayı bitirip arkamdan belime sarıldı ve kulağıma fısıldamaya başladı.

‘seni her gün, her anımda, her saniyemde böyle görmek istiyorum. Seni seviyorum prenses.’

Ah! hadi ama! Kulağımın dibinde bu pozisyonda o şeyleri söylerken nasıl işime konsantre olmamı bekleyebilirsiniz. Hiç. Saçlarımı koklayarak öptükten sonra salata yapmaya başladı. Hiçbir şey söyleyememiştim o sözlerin üstüne aptal aptal sırıtmaktan başka. Ne diyebilirim ki zaten. Ne denir. Her kelime yetersiz kalır. Öyle mükemmel ki.

Yemeklerimizi yiyip sahile indik. Zorla da olsa denize girebilmiştim. Tabi o aşamaların zorluğu Emir yüzündendi. Islatmayıp beni rahat bıraksa gayet alışa alışa girebilirdim suya. Biraz yüzdükten sonra Emir beni kendine çekti. Bacaklarımı beline doladım hemen. Sıkıca sarıldık. Geri çekildiğimde dudaklarıma yapıştı. Tuzlu su ve Emir’in o çikolata gibi tatlı dudakları. Muhteşem.

Akşamüzeri çarşıya indik. Önceden ciddi ciddi özenirdim el ele yürüyen sevgililere ama şimdi hayal gibi olan sevgilimle aynı durumdaydık. Birden bire bu kadar şanslı olmak normal mi?

‘Emir nereye bakıyorsun sen?’

‘nereye bakıyormuşum?’

‘kıza baktığını gördüm. Hayır yani kısa giyiyor diye illa bakmak mı gerek!’

Tam arkamı dönmüş gidiyorken kolumu tutup kendine döndürdü beni sırtına aldı. Cidden kimseyi önemsemiyor mu bu çocuk.

‘kıskançlık yapman hoşuma gitmiyor değil sevgilim fakat abartmasak? Senin güneşin her yerimi kaplamışken gözüm nasıl başkasını görsün ki?’

‘şapşal. İndir beni.’

‘hayır miniğim. Bu ceza olsun sana.’

Cidden eve kadar öyle gelmiştik. Zaten eve yakındık. Yarım saat ne yapsak diye düşündükten sonra oturup bir film izledik.’ My sister's keeper ‘. Çok iyi filmdi ve baya ağladım. Emir’in bile gözleri dolmuştu. Ama erkek ya kendini sıktı işte.

Sana İhtiyacım Var Where stories live. Discover now