8. BÖLÜM

2.8K 140 8
                                    

‘’Hiç bu kadar zorlanacağımı düşünmemiştim

  Belki de hiç zorluk çekmediğimdendir

  Kendimle kalıp 1 saatliğine de olsa

  Kendimi dinlemem

  Hiçbir sorun olmadan

  Düşünmeden

  Hayatı düşünmeden, uzak

  Sadece 1 saatliğine ara vermek… ‘’

8. BÖLÜM

EMİR’den…

Tüm sıkıcılığımla evde oturuyordum. Bora son anda piçlik yapmasaydı. Neyse. Kırk yılın başı bir kız bulmuş sesimi çıkartmayım artık. Telefonumun sesiyle irkildim. Bu nasıl bir müzik lan. Ah Bora’nın işidir kesin bu. Ekrana baktığımda ciddi anlamda şaşırdım.

‘alo.’

‘alo.’

‘Defne!’

‘Emir!’

İçmiş mi bu?  Sesi baygın baygın. Ama o sesi bile öyle sexy-. Ah! Ne saçmalıyorum ben.

‘ne istiyosun?’

‘mmmm. Ne istiyorum?’

‘kafan mı iyi kızım?’

‘bilmemmmm. Emirrrrr. Salak Emir. Ahahaaa. Yüzüne söyleyemem amaaaaa.’

‘… nerdesin sen?’

‘bilmem ki? Nerdeyim ben Emir? Söylesene. Ha? Emirrr. Neden öyle güzel şarkı söylüyorsun ki? İçten. Taaaaa şurama etkiliyooo. Aaaaa!’

‘defne! Defne! Nerdesin! Ses ver! Siktir!’

Tekrar aradım. Aradım. Aradım.

‘alo?’

‘Defne! Nerdesin? Çabuk söyle. Deli etme beni!’

‘defne şuan kendinde değil. Onu gelip alabilir misiniz?’

Kıza şükrederek(tabi içimden) nerede olduklarını öğrendim. Hay ben. Ne işi var bu kızın oralarda ya. Peki benim neyim var. Koruma duygusudur ya. Formalite de olsa sevgilim sonuçta. Hızlı bir şekilde bara geldiğimde Defne bir adamın kollarında dans ediyordu. Sinirle onu kolundan tutup dışarı çıkardım.

‘Aaaa! Emir! Sen de mi buradaydın? Baak. Ben nasıl dans ediyorum. Emirrrr.’

‘yürü baş belası! Yürü!’

‘AAA! Kolumu acıtıyorsun. Öküz. Bıraksana yaaaa.’

O sırda onun sarsmalarından ayağım takıldı. O da takılıp üstüme düştü. İlk defa bu kadar yakındık. Kalbim deli gibi atıyordu. Sinirden. Kesinlikle sinirden.

‘Emir? seni öpebilir miyim?’

Öylece kaldım. Şuan onu deli gibi öpmek istiyordum. Erkeğim sonuçta. Ama kendime hakim olmalıyım. Sarhoş bir kızdan yararlanamam. Ayağa kalktım. Onu da kaldırıp arabaya sürükledim. Sesini çıkarmıyordu artık. Arabaya binip kemerini bağlamaya çalıştım. Siktir! Yine çok yakın. Öyle masum bakıyor ki gözlerimin içine. Kendi koltuğuma geçtim. Ellerim terlemişti. Sıcaktan. Kendi evime götürdüm onu yine. Salondaki koltuğa yatırdım onu. Mutfağa geçip kahve yaptım. Kendine gelmesi gerekiyordu artık. Salona giderken sesler gelmeye başladı. Ağlama sesleri. Hızla salona gidip elimdekileri sehpaya bıraktım. Yanına oturum kafasını göğsüme yaslayıp saçlarını okşamaya başladım.

Sana İhtiyacım Var Where stories live. Discover now