12-SÜRTÜK, YENİDEN

939 52 15
                                    

Ne zaman Matt'le Playstation oynayan Paul'u merak edip odasına girsem beni kovuyordu ve yine şansımı denemeye karar vermiştim. Kapıyı açıp baktığımda yine Playstation oynuyorlardı,yine.

"Eğer birşeye ihtiyacınız olursa seslenin ben hemen gelirim. Akşam 10'da yatma vakti aşağıya gelip sütünüzü içersiniz." diyerek güldüm. Fakat bu Matt elindeki yastığı bana fırlatıncaya kadar sürdü. Koşarak odadan çıktım ve ardımdan kapıyı kapattım.

Ordan çıkmamla Alex ve duvar arasına girmem bir oldu. Ellerini sağ ve sol tarafımdan duvara yaslamıştı ve alkol kokan nefesi yüzüme çarpıyordu. Midemdeki kelebekler yine uçuşa geçmişken Alex konuşmaya başladı.

"Daha önce kimse böyle hissettirmedi McLean, sen özelsin ve ben dayanamıyorum."

Vücudunu benimkine bastırdı, artık aramızda hiç mesafe kalmamıştı. Bazı şeyler için fazla erkendi ve Alex şu an fazlasıyla ileri gidiyordu.

"Dur." konuşmaya çalışmıştım ama yapamıyordum. Çoktan beni öpmeye başlamıştı ve ben bunu istemesem de karşı koyamıyordum. Ellerimi tutup boynunda birleştirdi ve boynuma doğru inmeye başladı. Onu gerçekten arzuluyordum ama bunu şimdi istemiyordum. Çünkü sarhoştu. Tekrar dudaklarıma geri döndüğünde karşılık vermedim. Gerçekten kötü hissediyordum.Kıpırdanmaya başladığımda kendini bana daha da çok bastırdı. İstemeden inlemiştim ve bu onu keyiflendirmişti. Beni öperken güldüğünü hissediyordum. Bana o çocuğun yapamadığını şimdi Alex yapıyordu ki bu beni fazlasıyla üzmüştü. Çırpınmaya başladım. Ben çırpındıkça o kendini daha da çok bastırdı. Alex'i sinirle iktirdim ve sırtım duvara yaslı bir şekilde yere doğru kaymaya başladım. Oturduğumda Alex de sinirlenmişti "Siktir!" diye bağırıp aşağıya indi.

Orda öylece oturmuştum ve düşündüğüm ilk şey: ''Partide beni gördüğünde sürtük sanmıştı ve şimdi de sürtük sanıyor Başından beri.'' olmuştu.

Ayağa kalkıp üstümü düzelttim. Hala şoktaydım ve titriyordum. Akmaya çalışan gözyaşlarımı azarlayıp geri gönderdim ve derin bir nefes alıp aşağıya indim.

Karen ve Jamie dışında kimse yoktu. Bende yanlarına oturup izledikleri filme bakmaya başladım. İzleyemiyordum tabii ki. Aklıma sürekli yukarıda olanlar geliyordu ve solumda vıcık vıcık öpüşen bir çift vardı. Oysa ki film hiç de romantik değildi. Paul'un da dediği gibi: Niyet bozuk olunca hep bir kestirme yol vardır. Kendi kendime gülümsedim ve önüme döndüm. Kendime üçüncü birayı açıp filme odaklanmaya çalıştım.

Dördüncü birayı açtım.

Beşinci birayı açtım.

Karen ve Jamie hala durmamışlardı ve saat 12 olmuştu.

"Ben yatıyorum, size iyi eğlenceler." dediğimde bana bakmamışlardı bile.

Tam arkamı dönüp yukarı çıkacaktım ki kapı açıldı. Kim gelmiş diye baktığımda vıcık vıcık öpüşen bir çift vol2 vardı. Kafamın güzel olmasının verdiği etkiyle gülmeye başladım.

Fakat kim olduğunu anlayınca o kadar da komik gelmemişti. Alex kesinlikle benden özür dilemeyecekti. Onun gözünde sürtük olmaktansa hiçbirşey olmayı tercih ederdim.

Yine de beni en çok üzen şey bu hikayenin başlamadan bitmiş olmasıydı.

Karanlık Cennet || Alex TurnerWhere stories live. Discover now