VII

171 5 2
                                    


Toplantı Plan-des-Dames'da, ağaçların kesilmesiyle oluşturulmuş bu geniş açıklıkta yapılacaktı. Hafif bir eğimle aşağı doğru inen bu açıklığın etrafı, yosunlarla yeşillenmiş beyaz sütunları andıran dimdik ve düzgün gövdeli ulu ağaçlarla çevriliydi; devrilmiş devasa ağaç gövdeleri hâlâ otların üzerinde yatıyordu, sol tarafta, kesilip hazırlanmış odunlar küp şeklinde istiflenmişti. Karanlık bastırdıkça hava soğuyor, donmuş yosunlar ayakların altında çatırdıyordu. Aşağıda zifirî bir karanlık vardı, ufukta yükselen dolunayla birlikte yıldızların görünmez olacağı soluk gökyüzüne yüksekteki dalların karaltısı düşüyordu.

Üç bine yakın kömür işçisi gelmişti toplantıya; erkeği, kadını, çocuğuyla, kaynaşan bir kalabalık açıklığı yavaş yavaş dolduruyor, uzaktaki ağaçların altına doğru taşıyordu, gecikenler gelmeye devam ediyor, gölgelere gömülmüş insan başları yandaki koruluklara doğru dalga dalga yayılıyordu.

Étienne, yukarıda, yamacın başında, Maheu ve Rasseneur'le birlikteydi. Aralarında tartışma çıkmıştı, ani parlamalarla yükselen sesleri işitilmekteydi. Yanlarındakiler onları dinliyorlardı: Levaque yumruklarını sıkmış, hastalığını daha fazla bahane edemediği için çok endişeli görünen Pierron tartışanlara sırtını dönmüştü; Bonnemort Baba ve ihtiyar Mouque da oradaydılar, bir kütüğün üzerine yan yana oturmuş, sanki derin derin düşünüyorlardı. Hemen arkalarında, dalga geçmeye gelmiş olan Zacharie, Mouquet ve diğerleri vardı; kadınlar ise tam tersine, kilisedeymiş gibi ciddi ve dalgın bir ifadeyle bir araya toplanmışlardı. Sessiz duran Maheude, Levaque Kadın'ın alçak sesle ettiği küfürleri başını sallayarak onaylıyordu. Kış başından beri bronşiti nüksetmiş olan Philomène öksürüyordu. Yalnızca Mouquette, Yanık Kadın'ın, kızına sövüp saymasına gülüyordu; kadın, tavşanı mideye indirmek için kendisini başından savan bir soysuz, kocasının kalleşliği sayesinde semiren satılmışın biri olduğunu söylüyordu kızına. Odun istifinin üzerine çıkan Jeanlin, Lydie'yi yukarı çekmiş, Bébert'i de yanına gelmeye zorlamıştı, şimdi üçü de yukarda, herkesten yüksekte duruyorlardı.

Tartışmayı Rasseneur başlatmıştı, kurallara uygun olarak bir başkanlık kurulu seçilmesini istiyordu. Pür Neşe'de uğradığı bozgunu bir türlü hazmedemiyordu, intikamını almaya yemin etmişti, yalnızca temsilcilerin değil, tüm madenci topluluğunun karşısına çıkıldığında eski saygınlığını kazanacağından emindi. Bu öneriye şiddetle karşı çıkan Étienne ormanda bir başkanlık kurulu oluşturulmasının ahmaklık olduğunu söylüyordu. Mademki kendilerine bir kurt sürüsü muamelesi yapılıp izleri sürülüyordu, o halde vahşi hayvanlar gibi davranıp, devrimci bir tavır sergilemeliydiler.

Tartışmanın sürüp gittiğini görünce, aniden bir kütüğün üzerine çıkıp kalabalığa seslendi:

"Arkadaşlar! Arkadaşlar!"

Kalabalığın uğultusu uzun bir iç çekişle kesilirken, Maheu de Rasseneur'ün itirazlarını bastırmaya çalışıyordu. Étienne gür bir sesle devam etti:

"Arkadaşlar, madem konuşma hakkımızı engelleyip, haydutmuşuz gibi peşimize jandarmaları takıyorlar, biz de burada konuşuruz! Burada özgürüz, kendi yuvamızdayız; ormandaki kuşları, hayvanları susturamadıkları gibi bizi de susturamayacaklar!"

Kalabalık gümbür gümbür haykırarak karşılık verdi.

"Evet evet, orman bizimdir, istediğimiz gibi konuşabiliriz... Devam et!"

Bunun üzerine Étienne, ağaç kütüğünün üzerinde bir süre hareketsiz durdu. Ufuk çizgisinden henüz pek yükselmemiş olan ay sadece yüksek dalları aydınlatmaktaydı; kalabalık hâlâ karanlıktaydı, yavaş yavaş yatışıp sessizleşmişti. Kendisi de karanlıkta kalan Étienne, kalabalığın üzerinde, yamacın tepesindeki bir karaltı gibiydi.

GerminalWhere stories live. Discover now