Sanırım biz aşırı tehlikeli bir ekip olacağız...
Geçen bölümde yazdığınız intikam fikirleri beni benden aldı sdlfkşsdfs
Sadece şunu söyleyebilirim, Anıl bebeğim sürüneceksin...
Annelerinizin anneler günü kutlu olsun♥
İyi okumalar...
***
Alya: Günaydın köle
Alya: Bugün senin için bir sürprizim olacak
Alya: Hazır mısın?
Anıl: Alyaşkım beni korkutuyorsun
Anıl: Üstelik ben zaten hanımcıyım
Anıl: Tehdit mehdit ne gerek vardı?
Anıl: Normalde de ne istersen yaparım zaten dsşlfkdlşfg
Alya: Kes zevzekliği
Alya: Kulübünü seçmedin sen daha
Alya: Değil mi?
Anıl: Evet
Anıl: De sen bunu nereden biliyorsun?
Alya: Tiyatroyu seç
Telefonu kapatıp cebime atarken vereceği cevabı az çok tahmin edebiliyordum. Muhtemelen kabul etmiş ve bir miktar yavşamıştı.
Bu çocuğun yavşamadığı bir insan evladı kalmış mıydı acaba?
"Alya?" Tiyatro hocası beni gördüğüne şaşırmış gibi görünüyordu. Eh, hiçbir öğrencinin sabah sabah onu ziyarete geldiğini sanmıyordum doğrusu.
"Günaydın hocam."
"Günaydın tatlım, hayırdır?" Masasının arkasına geçmek yerine masanın önündeki ofis koltuklarından birine oturduğunda ben de karşısına geçip sırtımı dikleştirdim.
Birazdan benden yirmi yaş büyük birine gaz verecektim ve ne kadar ciddi görünürsem o kadar ikna edici olurdu.
"Hocam, biliyorsunuz ki dönem sonunda bir oyun sergileyeceğiz." Nurhan Hoca'nın yüzündeki ifade gevşerken neşeyle konuştu.
"Tabii ki baş rol sen olacaksın Alya, bunun için mi geldin sabah sabah?" Başımı iki yana sallarken suratım asılmıştı. O it yüzünden başrol oynamaktan vazgeçiyordum. Sırf bir intikam için...
"Aslında benim bir fikrim var."
"Neymiş o?" Dedi meraklı bir sesle.
"Hocam, bu seneye kadar oynadığımız oyunlara bakıyorum da... Ne bileyim, hepsi aynı gibi." Oyunları Nurhan Hoca düzenlediği için bu duruma bozulduğunu görebiliyordum, ama birazdan onun da hoşuna gidecek şeyler söyleyecektim, yani umarım.
"Oyunların hepsi çok güzel aslında ama... Neden kurtarıcı hep erkek oluyor? Yani bence bir kız da çok rahat bir erkeğin kahramanı olabilir." Doğru bir noktaya temas etmiş olmalıydım ki Nurhan Hoca sandalyesinde öne doğru kayıp bana daha da yaklaştı.
"Yani?" Çantamdan notlarımı çıkartıp ona uzattığımda kapaktaki isme şaşkınca baktı.
"Pamuk prens mi?" Ellerimi saçlarıma götürüp şirince gülümsedim.
"Neden olmasın? Hatta bu rol için gönüllü birini bile buldum. Ve emin olun bu sene geçen 3 seneden daha çok seyircimiz olacak." Okulumuzdaki öğrenciler tiyatroya pek ilgili değildi, zaten önceki oyunların hepsi klasiklerden uyarlamaydı ve sıkıcı buldukları için çoğu gelmiyordu. Aslında sıkıcı değildi, sadece anlamak için beyine ihtiyaç vardı. Eh, bu da neden öğrencilerin yarısından fazlasının gelmediğini açıklıyordu.
"Kimmiş bu rol için bulduğun arkadaş?"
"Anıl Tekiner." Dedim dudaklarımdaki alaycı gülümseme eşliğinde.
Tiyatronun bu yıla kadar fazla ilgi görmediği bir gerçekti.
Ama eğer Anıl baş rol olursa... Bu herkesin izlemek isteyeceği türden bir şey olurdu. Beyinsiz ve yavşak olabilirdi ama yakışıklıydı. Okuldaki herkes bu yüzden onu tanıyordu.
Bu da daha fazla kişiye rezil olacağı anlamına geliyordu.
Düşündüklerimle tekrar gülümsedim.
İntikamım acı olacak PAMUK PRENS!
***
Öhöm, artık hikayenin adının neden pamuk prens olduğunu anlamışsınızdır sdlkjfşsdlf
Bu daha başlangıç Anıl Efendi...
Eee, nasıl buldunuz?
ВЫ ЧИТАЕТЕ
PAMUK PRENS | Texting
Короткий рассказHerkesin karanlık bir geçmişi olabilirdi, hem de herkesin. Ama onunki pembe bir geçmişti. Düştün elime PAMUK PRENS! Alya: Elimde çok güzel fotoğrafların var Anıl. Alya: Ve sen onları kimseye atmamam için bana yalvaracaksın.