-29-

17.1K 1.3K 691
                                    

Amanın da amanın kim gelmişş

Eski sevgilim gelmişşş

Alyanın multideki fotoğrafı... Ben yapsam mala benzerim kıskanıyorum Allah'ım...

Bu bölümde tiyatronun konusunu açıkladım ucundan  ama ilerleyen bölümlerde daha iyi anlayacaksınız.

Yeni yeni bebekler katılmış aramıza dşflkdşg Hoş geldinizzz!

Yoğun olduğum için çok bakamıyorum ama şu yoğunluğu üzerimden atar atmaz döneceğim ♥

BEKLEYİN BENİİİİİ

İyi okumalar ♥♥

***


Anıl: Aşkım

(görüldü)

Anıl: Suratının aldığı ifade♥

(görüldü)

Anıl: Bebeğim ne oldu?

Anıl: Morardın sdlşfklşsdkglşsd

Alya: Nurhan Hoca'yı dinlesene amk

Anıl: Seni izlemek daha eğlenceli

(görüldü)

Anıl: O KIZARAN SURATINI YERİM SENİN LAN

Anıl: Böyle tatlı olunur mu vicdansız?

Alya: Sg.

Telefonu kapatıp çantamdan içeri koyduğumda Anıl da elindeki telefonu sıranın üzerine bırakmıştı. Nurhan Hoca sayesinde bugün izinliydik ve hiçbir derse girmeyecektik.

Bu kadını sevmemin en büyük sebeplerinden biri de buydu sanırım...

Nurhan Hoca oyunun konusunu ve karakterlerimizin özelliklerinden bahsediyordu. Sıra Anıl'ın karakterine geldiğinde ellerimi çenemin altında birleştirip tüm dikkatimi ona verdim.

"Pamuk prens biraz ütopik bir karakter. Gerçek dünyayla arasında bir bağlantı kurmak zor ve onu anlamanız için biraz hayal kurmanız gerekiyor." Eh, Anıl da hayal dünyasında yaşıyordu zaten.

"Ülkenin tek varisi ama halkı tanımıyor. Daha önce hiç sarayın dışına çıkmamış ve ihtiyacı olan her şeyi hiç çabalamadan elde etmiş. Hiçbir becerisi yok ama buna rağmen kendini çok yükseklerde görüyor, kibirli biri."

Kaan parmağını kaldırdığında Nurhan Hoca onun sorusunu es geçip anlatmaya devam etti. Kaan dersin başından beri Nurhan Hoca'ya saçma sorular sorup alttan alttan Müge'ya yavşıyordu ama bunu bizden başkası anlamamıştı tabii...

Müge ne mi yapıyordu? Başını sıraya gömüp sadece ikimizin duyabileceği kadar kısık bir sesle sövüyordu. Ya da umarım sadece ikimiz duyuyoruzdur...

"Artık öyle bir noktaya geliyor ki saraydakiler pamuk prensin bu tembelliğinden ve şımarıklığından rahatsız olmaya başlıyor. Böylece söylentiler kralın kulağına kadar gidiyor." Nurhan Hoca bakışlarını Barış'a yönlendirip konuşmasına kaldığı yerden devam etti. 

"Kralsa güçlü biri, herkes onun yönetiminden memnun ancak yaşlandığı için yorulmuş durumda. Yakın zamanda yönetimi oğluna devretmek istiyor ama ne yazık ki oğlunun bu büyük sorumluluğu alamayacağının farkında. Tahta geçmesi için oğlunun evlenmesi gerekiyor ama pamuk prens henüz böyle bir sorumluluğu alacak kadar olgun değil. İşte bu noktada veziri krala güzel bir fikir veriyor."

"Hocam bu kez mantıklı bir soru soracağım, vezir neden Simge?" Kaan'ın sorusu hepimizi güldürürken Simge onun omzuna sağlam bir yumruk atıp konuştu.

"Sen cüce oldun diye kıskanıyorsun." Nurhan Hoca artık dersin bölünmesinden bezmiş bir şekilde nefesini dışarı üflerken konuştu.

"Bu hikayeyle sıradan muhtaç kadın ve kahraman erkek figürünü değiştiriyoruz. Yani kızların da kahraman olabileceğini anlattığımız bir tiyatro gösterisinde vezir neden kızlardan olmasın ki?"

"O zaman sıradan cüce figürünü de değiştirdik, malum benim boy 1.90 hani." Müge yanımda kıkırdarken sınıfın geri kalanı da ondan farksız değildi.

Tamam, bence de komikti...

"Kaan bu dersi ayakta dinlemek istiyor sanırım." Kaan anında ayağı fırlarken şirin bir yüz ifadesiyle konuştu.

"Hocam vallahi otur otur bir taraflarım ağrımıştı zaten." Nurhan Hoca bıkkınca başını geriye attığında Kaan'ı üstün başarısından dolayı içimden tebrik etmiştim. Nurhan Hoca gibi bir kadını bile çileden çıkartmıştı.

"Nerede kalmıştık Alya?"

"Vezir krala güzel bir fikir veriyordu."

"Teşekkürler. Vezir prensin bir süre köylülerle birlikte yaşaması gerektiğini söylüyor. Onlardan biri gibi." Anıl parmağını kaldırıp söz aldığında bakışlarımı ona çevirmiştim. Sınıfın geri kalan kısmı da benim gibi ona bakıyordu. Onun için ilgi çekmek bu kadar basitti işte.

"Tuvalete gidebilir miyim?" Nurhan Hoca'nın suratı öyle bir hal almıştı ki ben de diğerleri gibi gülmeye başlamıştım.

Tiyatro kesinlikle en eğlenceli dersti...

Biz hala gülmeye devam ederken kapı çalındığında Nurhan Hoca sınıfı sakinleştirip yumuşak sesiyle "gir" dedi.

Muhsin Hoca sınıftan içeri girerken gözleriyle hepimizi teker teker taramıştı. Birkaç kişi hala az önceki olayın etkisiyle gülmeye devam ediyordu.

"Bölmedim umarım?"

"Hayır, biz de şimdi mola verecektik zaten." Nurhan Hoca'nın hemen yanında adımlarını durdurup vücudunu tamamen bize döndürdüğünde Müge'yle anlamlı bir bakışma yaşamıştık. Ardından arkalardan tanıdık bir ses duyduk.

"Feels."

Simge.

Sanırım Simge'yi aramıza alma vakti çoktan gelmişt...

"Pazartesi günü okul tatil." Tam sevinecekken ekledi.

"Veli toplantısı var." Müge'yle birlikte omuzlarımızı düşürüp umutsuzca birbirimize baktık. Derslerim kötü sayılmazdı ama ders dinleme becerisine sahip değildim. Bir derste uyanık kalma sürem 25 dakikayı geçmiyordu ve hocalar sürekli bu konu hakkında şikayet ediyordu. Bu yüzden her veli toplantısından sonra evimizde çetin bir savaş başlıyor ve istisnasız her kavgamızdaki gibi kafama yediğim terlikle bitiyordu.

"Ama siz yine de okula geleceksiniz çünkü veli toplantısından sonra bir etkinlik yapacağız. Bu etkinliğe neredeyse iki haftadır hazırlanıyoruz bu yüzden katılım zorunlu, yoklama alınacak." Sanırım Muhsin Hoca tatil kelimesinin anlamını bilmiyordu...

Muhsin Hoca ve Nurhan Hoca birlikte sınıftan çıktığında telefonumun titreşimini sırtımda hissetmiştim. Telefonu çantamdan çıkartıp gelen mesaja baktığımda ağzım açık kalmıştı.

Anıl: Kaynanamla tanışacağım ♥


***

Tiyatro oyunu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sizce Alya'nın rolü ne?

Bölümü beğendiyseniz beğen tuşuna basmayı ve bana abone olmayı unutmayın...

Tşk.

Öd.

Bb.

PAMUK PRENS | TextingWhere stories live. Discover now