-36-

15.7K 1.5K 776
                                    

Bilin bakalım kim bölüm yazmayı unuttu sdşlfklşdsgjdfg

Tatile o kadar ihtiyacım varmış ki beni eve sokabilene aşk olsun... Ama neyse ki bölümü yetiştirdim...

Multide Uras var.

Saçları diyorum ve susuyorum...

Bölüm sonundaki açıklamayı okumayı unutmayın.

İyi okumalar♥

***


Elimdeki temizlik malzemelerine acılı bir bakış atarken Muhsin Hoca'nın yüzüne yavru kedi gibi baktım. Gelmeyen öğrencilere ceza vereceğim derken bunu kastettiğini nereden bilebilirdim ki?

"Her yeri iyice temizleyin, basket toplarını da silin. Kaçmaya çalışan olursa yakarım, ona göre." Yanaklarımı şişirip etrafa baktığımda spor salonunun ne kadar zamandır temizlenmediğini düşündüm. 

Burada toplam dört kişi çalışacaktık, diğer gelmeyen öğrenciler de okulun başka bölümlerini temizliyordu. Sanırım tuvalet temizliği bana düşmediği için şükretmeliydim.

İnek Şeyda'ya kısa bir bakış atıp ileride duran toz bezine ilerlerken arkamdan bir ses duyduğumda dönüp bakma ihtiyacı hissettim.

Dudaklarım gördüğüm manzaranın etkisiyle aralanırken aklım bunun nasıl olduğunu idrak edemiyordu.

Ben nasıl bu kadar şanssız olabilirdim?

Anıl ve Uras aynı anda spor salonunun kapısından girmeye çalışırken inek Şeyda bu karmaşanın uzamasını engellemek için diğer kapıyı da açmış ve böylece iki hayvan da birlikte içeri girebilmişti. Kapı çift kanatlı olmasa ortaya nasıl bir sonuç çıkacağını merak etmiştim doğrusu.

"Senin burada ne işin var?" Diye sordum Anıl'a bakarak. Veli toplantısına geldiğini biliyordum. En azından bana attığı mesajdan bunu anlamıştım.

Uras'a bakarak öksürdükten sonra bana doğru birkaç adım atıp kulağıma eğildi.

"Seni burada Uras'la yalnız bırakacağımı düşünmedin herhalde?" Gözlerimi devirip onu hafifçe iterken Uras'la göz göze gelmiştim. 

Cidden sırf bu yüzden cezaya kaldığına inanamıyordum.

Ben bu ikisiyle aynı ortamda olmaya nasıl katlanacaktım acaba?

Vakit kaybetmeden temizlik malzemelerinin bulunduğu masaya giderken işimizin bir an önce bitmesi için dua ediyordum çünkü Anıl'ın rahat duracağını hiç sanmıyordum.

"İş bölümü yaparsak daha erken bitirebiliriz." Şeyda'nın sesini duyduğumdaonu başımla onaylayıp sözü devraldım.

"Toplar bende, trübünleri de sen halledersin. Camları Uras silsin, yerleri de Anıl paspaslar."

"Niye camları Uras siliyor?" Anıl'ın sorduğu saçma soruyla ona sert bir ifadeyle bakarken benim yerime Uras konuşmuştu.

"Çocuk gibi her şeye mızmızlanmayı kes de başlayalım artık. Saat neredeyse 5 olacak." Anıl'ın kızardığı gözümden kaçmamıştı. Muhtemelen dilinin ucuna kadar gelen küfürleri yutmak ağırına gitmişti.

Hepimizden önce paspası alıp hiçbirimize bakmadan işine başladığında içim bir tuhaf olmuştu. 

Başımı iki yana sallayıp toz bezine uzanırken Uras'ın sesiyle irkildim.

PAMUK PRENS | TextingWhere stories live. Discover now