31.Bölüm:"Dokuz canlı"

10.1K 504 313
                                    

---Cem Adrian / Nereye Gidiyorsun---
İyi dinlemeler... iyi okumalar...


Gerçek görünen hayaller vardır. Ve hayal görünen gerçekler. İnsanlar... İnsanlar hangisidir peki? Gerçek olan bir hayal mi, yoksa hayal olan bir gerçek mi? Acı... İliklerimize kadar hissedip gerçekliğini sorgulayamadığımız şey... Acı tam olarak nedir? Sana göre o, bana göre bu.... Bana göre yaşarken ölmek. Sana göre ölmek için yaşamak. Peki ya acıları silmek istiyorsam ruhumdan? Ne yapmam lazım? Ruhumu mu kesmeliyim? Yoksa ruhumu bağladığım adamı mı?

Küçük kızın zihni puslanmıştı. Ne gözlerini açabiliyor ne de herhangi bir şey idrak edebiliyordu. Tek bildiği bir şey vardı o da yorgun olduğu. Yorgun ve acılı. Bedeni kanıyordu ondan habersiz. Ruhu ızdırap içinde kavruluyordu, yanıyordu lavlar gibi alev alev. Ne geçmişinin pençelerinden kurtulabilmişti ne de geleceği için ayakta dimdik dikilebilmişti. Kulaklarına bazı kelimeler ulaşmaya çalışıyor fakat kız hiçbir kelimeyi toplayamıyordu zihninde. İpek örtülü bir yatağın üzerinde uzanıyordu sadece. Hastaneye geleli yaklaşık sekiz saat olmuştu. Gün sabahı doğurmuştu ve kız hala dudaklarından dökülen acı iniltiler içinde bilinmezliğin içindeydi.

Doktor koridorun başında gözükürken Sahra'nın başında bekleyen iki insanın yanına geldi. Elindeki tahlilleri masaya bırakırken üzgün gözlerle bir Poyraza bir de Sahra'nın annesine bakıyordu. "Durumu nasıl?" Diye sordu merakla ve korkuyla annesi. Doktor gözündeki gözlükleri geri iteklerken bir an gözlerini yatakta yatan Sahraya değdirdi ve sonra tekrar karşısındaki kadına baktı. "Tam olarak uyanmadan bir şey diyemem lakin oluşabilecek birkaç durum söz konusu." Poyraz oturduğu yerde daha da dik hale gelirken "nasıl durumlar?" Diye sordu. Sahra'nın annesi ise en korkunç senaryoyu yazıyordu bile beyninde. Tabi bu olanlardan daha korkunç bir senaryo olursa...

"Bakın kazada kafasına da darbeler almış ve bu hasara yol açabilir."

"Ne demek istiyorsun, doktor?" Poyraz aniden celallenirken doktor sakin kalıp " geçici bir hafıza kaybı geçirmesi muhtemel. Bu tarz kazalardan sonra genellikle travma sonucu hafıza kaybı olur. Fiziksel veya ruhsal bir travma ile ortaya çıkan ani ve çok yüksek düzeyde bir stres, beynin öğrenme ve hafıza ile ilgili bölgelerini etkileyerek o an gelişen korkunç olayı öğrenmesini ve bu olayın daha sonra hatırlanmasını engelleyebilir. Pek çok kişi araba veya uçak kazası, silahla yaralanma, enkaz altında kalma gibi fiziksel travmalarla, veya çok üzücü bir olayla karşılaştıklarında yaşadıkları şok nedeni ile, bir çeşit şuur kaybına uğrar. Biz de Sahra hanımdan böyle bir tepki bekliyoruz." Dedi. Bunu beklemeyen iki kişi dumur kesilirken şoku ilk atlatan Poyraz tekrar konuştu. "Ama geçici bir hafıza kaybı, öyle değil mi?"

"Öyle olmasını umuyorum fakat en net yanıtı Sahra hanımın uyanmasıyla alabiliriz o yüzden beklemekten başka çaremiz yok." Doktor kısa süre içinde bilgilendirmesini bitirip odadan çıkarken Sahra'nın birkaç gün daha hastanede kalacağını da belirtmişti. Fakat burada kalamazlardı. Sahrayı bir an önce buradan uzaklaştırmalı ve Araf'ın menzilinden çıkmalıydılar. Sahrayı kendinin kılmalıydı. Belki de doktorun dediği hafıza kaybı durumu işine yarardı. Yaklaşık doktorun yanlarından ayrılmasından sonra yarım saat geçmişken Poyraz'ın beynindeki tilkiler yeni bir plan kurmuştu. Zekası her pisliğe üstün zeka da çalışan bir insan için yeterli bir zamandı. Oturduğu yerden kalkarken gözlerini Sahra'nın yaralı bedeninden çekmiş ve Sahra'nın annesi Ayşen hanıma çevirmişti. Fakat Ayşen hanımın kadrajında hâlâ güzel kızının yaralı yüzü vardı. Oysa o böyle olacağını nereden bilebilirdi ki?

"Ayşen hanım "

Ayşen hanım Poyraz'ın ona seslenmesiyle ona doğru döndü. "Buradan çıkmalıyız "Poyrazın dudaklarından çıkan bu cümleyle Ayşen hanımın kaşları çatılırken "ne demek buradan çıkmalıyız? Kızım daha iyileşmedi!" Kadının sesi biraz yüksek ve öfkeli çıkmıştı. Haklıydı da. Kızını bulmuştu fakat kızını yaralamıştı da. Şimdi nasıl olurda onu yaralı bir halde hastaneden çıkartırdı? "Bakın anlıyorum korkunuzu ama bana güvenmeniz lazım. Bakın dediğim gibi size kızınızın yaşadığını söyledim ve sizi kızınıza getirdim. Bundan sonra da ayrılmanıza izin vermeyeceğim. Size daha önce de anlattım. Kızınız bir adam tarafından zorla orada tutuluyordu. Bakın şimdi kaçtı onun elinden ama o adam Sahrayı burada bulur o yüzden gitmemiz lazım." Kadın bir an duraksadı. Poyrazın ona ilk geldiği gün anlattıklarını hatırladı. Kızının yaşadığını söylediğini... "Eğer kızım o adamdan kurtulabilecekse gidelim." Sesi net ve kararlıydı. Kendisi çok çekmişti kocasından ve kendi kızının da istemediği bir adamın yanında durmasını asla istemezdi.

Çıkmaz Sokak  (TAMAMLANDI)Onde histórias criam vida. Descubra agora