Alıntı

7K 276 18
                                    

"Annen içeride"

Annem. Boğazımın düğümlendiğini hissettim. O içerideydi. O benimle aynı evdeydi. O benimle aynı şehirdeydi.

O mezarda değil yer yüzündeydi.

Bu düşünceyle irkilirken istemsizce derin bir nefes çektim içime. Ürkek gözlerim Araf'a kayarken "o burada" diye mırıldandım. Araf tepkisizdi. Sadece gözlerindeki demetler hareket etmişti.

"Araf" dedim soluk soluğa. Sanki her şeyin farkına yeni yeni varabiliyordum. Sanki annemin yaşadığı gerçeği yeni yeni işliyordu iliklerime. "Annem yaşıyor"

Gözlerim birden puslanırken gözyaşları doldurmuştu göz diplerimi. Ama o yaşayamazdıki.

"Ama" fısıltım arasında gözlerim Araf'a kaydı. "Ama o ölmüştü, Araf."

Gözlerim bana endişeyle bakan gözlerinden çekilirken " birlikte gittik annemin mezarına. Öldü o!" Diye bağırdım. Son cümle en yüksek ses tonumda çıkarken. Gözyaşlarım daha fazla direnememiş ve bir bir intihar etmişti. Yanaklarıma ıslaklık bulaşırken Araf ilk defa hareketlendi ve bir bacağını yatağa dayarken ellerini yanaklarıma yerleştirdi.

Ellerim korkuyla onun ellerini bulurken gözlerimiz kesişti.

"Annem yok benim."

Araf alnını alnıma yaslarken " şşş sakin ol güzelim" diye mırıldandı. Sesinde yorgun bir adamın tınısı vardı. Sesinde yorgun kadını için acı çeken bir adamın tınısı vardı

"İstersen o kadını buradan gönderirim. Ne olur akıtma incilerini"

Olmadı. Durmadı yaşlarım. Elleri yanaklarımı daha sıkı kavradı. Onun elleri üzerindeki ellerim yere düştü.

"Ağlama" bu kez hırlamıştı. Sesi acı çekiyordu. "Ağlama vaveyla! Ağlama"

Gözleri yumuldu. Gözlerimi yumdum. "Akınca yaşların bütün bir dünya siliniyor. Yapma. Yaşların akınca benliğim beni terk ediyor."

〰️

Çıkmaz Sokak  (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now