insanity | jikook [çeviri]

,,umut

geciktiği için üzgünüm şu son günlerde tipik moral bozuklukları yaşadım da pek bir şey yapasım gelmedi neyse, oylarınız ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim, seviliyorsunuz.
[+81 vote ve 130 yorum]

"Sadece kalbini istemiyorum. Senin derini, tenini ve kanını, sesini, düşüncelerini, nabzını, ve parmak izlerini.. her şeyini istiyorum."

—

Jimin, şaşıran gözlerle Hoseok'a bakıyordu.

Donmuştu ve beyni çalışmasını yavaşlatmıştı. Parçaları birleştirmeye çalışıyordu.

Hoseok'un söylediği şey mantıklıydı. Jungkook'un artık Jimin'i korkutmasına gerek yoktu. Jimin çoktan Jungkook'un önünde eğilmiş, ne derse inanıyordu çünkü başka şansı yoktu. Jungkook çoktandır katil olmakla şüpheleniliyordu. Jimin kaçmayı teklif ettiğinde Jungkook'un yüz ifadesinde takım çalışması veya onaylama da görememişti.

Masaya konulan tabağın çıkardığı ses Jimin'i sıçratmış ve gerçekliğe dönmesini sağlamıştı.

Jimin önündeki tabağa baktı.

Önünde duran pankekler, Jimin'in burun deliklerine teşvik edici kokular yayıyordu.

Jimin'in başına dokunan bir el, yavaşça boynuna gitmiş; ordan da omuzlarına kaymıştı. Tabi ki Jungkook'tu.

Dokunduğu her bir nokta Jimin'in tenini yakmıştı.

"Her şey yolunda mı?" diye sordu yukarıdan.

Jimin'in kireç kesilmiş bembeyaz yüzünü ve büyümüş gözlerini farketmiş olmalıydı.

Jimin yutkunup güvensizce başını sallamıştı. Yüzüne sahte bir gülüş yerleştirip arkasını dönmüş ve Jungkook'a bakmıştı.

Jimin çoktan Jungkook'un hiçbir şeye inanmadığını anlayabilmişti. Hemen ardından Hoseok'a keskin bir bakış atması bunu gösteriyordu.

Jungkook, Jimin'in yanına oturmuştu. Hemen ardından da Taehyung belirmiş, daha çok pankekli iki tabak getirmişti. Birini kendi önüne birini de Hoseok'un önüne koymuştu.

Oturmadan önce Hoseok'un ellerini çözmüştü. Hoseok bugün daha rahat ve kooperatif duruyordu. Taehyung'a tek bir bakış atmıyor ama en azından kavga çıkarıp direnmeye de çalışmıyordu. Jimin'in tahminince Hoseok ne zaman direnmeye yetecek kadar enerjisi ve gücü olup olmadığını biliyordu.