-5-

2.2K 241 47
                                    

İkisi şaşkınlıkla birbirlerine bakarken, arkadan gelen sesle bakışları o tarafa döndü.

"Seokjin hadi seni bekliyoruz."

Müdür Jung, bir masanın etrafında toplanmış on kişiyle birlikte oturuyor, Seokjin'e gel işareti yapıyordu. Seokjin başıyla onayladı seslenen adamı, ardından gülümseyerek önüne döndü.

"Bugün söylediğin yere gittim ve kabul edildim," dedi Seokjin, karşısındaki gencin gözlerine bakmaya öyle çekiniyordu ki, sık sık bakışlarını kaçırıyor iri gözlere bakmamak için direniyordu. Nedendir bilinmez ama, o gözlere bakınca tüm şeffaflığıyla ona görünüyordu sanki. "Müdür Jung, yeni kreasyon için küçük bir kutlama yapmak istemiş. Sanırım çok durmayacağım."

Taehyung gülümsedi, Seokjin ilk kez bu kadar net görmüştü gülümsemesini. Belki de ilk kez birbirlerine sıcak bir gülümseme yollamışlardı. Ve Tanrı da bilirdi ki, Seokjin o sıcak gülümsemeyi gerçekten çok sevmişti.

"İşi almana sevindim." dedi Taehyung, gülümsemesini yüzünden eksik etmeyerek. Nedendir bilinmez, karşısındaki gençle konuştuğunda heyecanına hep yenik düşüyordu. Ayrıca onca söylediklerinden sonra, ona karşı hala mahçup hissediyordu. "En azından bunu reddetmediğin için çok sevindim."

Seokjin küçük bir gülümseme sundu karşısındaki gence. Çok fazla tebessüm etmezdi, fakat gülümsediğinde en sıcak gülümsemesini yerleştirirdi yüzüne. Seokjin eğer anlaşılsaydı, o gülümsemeyi hiç eksik etmezdi. Fakat şimdi uzun bir aradan sonra ilk kez birine sunuyordu, o kişi de Seokjin'i anlayabiliyordu.

"Teşekkür ederim." dedi Seokjin, her şey için teşekkür etmek istedi. Hayatını kurtardığı için, gerçekleri yüzüne vurduğu için. Sadece kısa bir sürede bile olsa, onu anlayabildiği için teşekkür etmek istedi Taehyung'a. "Çok teşekkür ederim."

Taehyung'un büyüyen gözleri şaşırdığını belli ediyordu. Karşısındaki genç gülümsüyor muydu? Ayrıca ona teşekkür ediyordu... Taehyung'un istediği şey buydu, fakat hiç alamayacağını düşünmüştü Seokjin'den, hiç gülümsemeyecek, hiç anlayamayacak gibi hissetmişti. Şimdi ondan küçük bir gülümseme alabilmek bile, Taehyung'u çok mutlu etti.

"Önemli değil," dedi Taehyung, gülümsemesi kendisini büyüttü. "İşe ihtiyacın vardı ve ben de sadece küçük bir yardımda bulundum."

Seokjin gülümsedi yeniden, fakat teşekkürü sadece iş ayarladığı için değildi. Her şey içindi, o gün o derin sudan çıkardığı için, hayatını bir kez daha ona sunduğu için, birçok şey için minnet doluydu Seokjin. Fakat bunu nasıl söyleyebilir pek bilmiyordu, çünkü hala o konuyu açmaya çekiniyordu.

Bu anı durdurmak istedi Taehyung, çünkü şu an karşısındaki çocuk ilk defa içten gülüyordu. Çok fazla tanımasa bile, yıllardır gülmediğine yemin edebilirdi. Tanımıyordu onu ama ne hissettiğini az çok biliyordu. Açıkcası, en sevdiği yemeğin ne olduğunu bilmektense şu an ne hissettiğini bilmesi çok daha önemliydi Taehyung için.

Uzun süren bir bakışmanın ardından, Seokjin eliyle arkasındaki iş arkadaşlarını işaret etti.

"O zaman ben gideyim, daha fazla bekletmeyeyim."

Taehyung başını salladı ve "Görüşürüz." dedi yüzündeki gülümsemeyle.

Seokjin arkadaşlarının yanına adımlarken, Taehyung'un aklına randevuya çıkarıldığı kadın geldi. Eğer onu fazla bekletirse hiç de iyi olmazdı. Telefonunu çıkardı cebinden ve doktorun yolladığı fotoğrafa baktı yeniden. Dümdüz sarı saçları, kırmızıya boyanmış kalın dudakları ve yeşil gözleriyle güzel bir kadının fotoğrafı yollanmıştı mesaj yoluyla. Fakat Taehyung yine de gitmek istemiyordu bu randevuya. Yine de mecburdu buna.

moondust | taejinWhere stories live. Discover now