-28-

1.4K 196 88
                                    

İkili uzun yürüyüşün ardından eve gelmiş, yorgunlukla koltuğa bıraktıkları bedenlerini dinlendiriyorlardı.

"Ben çok acıktım, keşke yemek yedikten sonra kalksaydık." Taehyung, bakışlarını yanı başında oturan Seokjin'e döndürdü. "Pizza söyleyelim mi?"

Seokjin gülümseyerek yerinden kalktı ve Taehyung'a dönerek konuştu.

"Gerek yok, evde yemek var." Mutfağa doğru yürümeye başladığında, Taehyung merakla yerinden kalkmış onu takip etmişti.

"Nasıl var?" Mutfağa giriş yaptığında, Seokjin'in bir şeyler hazırladığını gördü ve kaşlarını çatarak onu izledi.

"Yemeği yakmadım." Seokjin bakışlarını masaya koyduğu yemekten çekip, Taehyung'a döndürdü. "Yemeyecek misin? Aç olduğunu söyledin."

Taehyung'un şaşkınlıktan aralanmış dudakları ve büyümüş gözleri masanın üzerindeki yemeği görene kadar sürmüş, daha sonra kendini güzel bir tebessüme bırakmıştı.

"Neden yaktığını söyledin?" Önündeki yemekten bir kaşık aldı, yüzünü yeniden bir şaşkınlık aldığında karşısındaki sevdiğine getirdi gözlerini. "Seokjin! Bu çok lezzetli!"

"Kendini kötü hissetmeni istemedim." Omuz silkti. "Bilmiyorum, oraya gitmek zorundaydın ve..." Ellerini mahçupça ensesine getirdi. "Beni kırdığını zannedip üzülebilirsin diye düşündüm."

Taehyung'un elleri sıkmak için Seokjin'in yanağına doğru uzandığında, Seokjin irkilerek geri çekildi.

"Çocuk muyum ben? Çek ellerini." Seokjin sıkıntıyla nefes verdiğinde, Taehyung alt dudağını büzdü.

"Şöyle yapma." Seokjin bakışlarını kaçırıyordu, ama dönüp dolaşıp yine Taehyung'u buluyordu gözleri. "Gerçekten şunu yapmaya bir son ver."

Taehyung inatla yapıyor gibi, omuz silkti ve yapmaya devam etti.

Seokjin masanın üzerinden hafifçe uzandı ve ellerini Taehyung'un yakasından tutarak kendine çekti. "Sana yapmamanı söyledim değil mi?" Taehyung gözlerini büyütmüş Seokjin'e bakıyordu. Seokjin birden öpmeye başlayınca bir süre tepkisiz kalmış, daha sonra kendini tamamen karşılık verirken bulmuştu.

Dudakları aralandı ve dilleri birbirleriyle buluştu. Dillerinin birbirlerine çarpması, tüm vücutlarının yanmasını sağlıyordu. Kalpleri hızlıca atıyor, pompaladıkları kan yetmiyormuş gibi nefesleri kesiliyordu.

Derin bir öpüşmenin ardından, Seokjin ellerini Taehyung'un üstündeki gömlekte gezdirdi. "Düğmelerinin kopmasını istemezdim sevgilim." Elleriyle ilk düğmesini açtı ve boynuna ıslak bir öpücük bıraktı. Dudaklarını boynunda sürterken, konuştu. "Ama benim sabredecek gücüm kalmadı." Elleriyle gömleği iki yana açtığında, etrafa dağılan düğmelerin sesleri adeta kulaklarına bir melodi gibi gelmişti.

"Yemeğin içine..." Taehyung, Seokjin'in teninde bıraktığı izlerin etkisiyle, konuşmakta zorlanıyordu. "Yemeğin içine düğme düştü. Ben onu yiyecektim!" Mutfakta yankılanan küçük inleme, Seokjin'in dikkatini çekmiş gibi, bakışlarını Taehyung'a çevirmesine sebep olmuştu.

"Şu an, benim sıram." Dudaklarını Taehyung'un buzlaşmış teninde geziyor, sıcaklığını ona devrediyordu. "Sana da izin vereceğim, ama ilk ben doymalıyım. Senin için yemek hazırlayacağım, söz."

Taehyung'un küçük kahkahası mutfakta yankılanırken, Seokjin öpücükleriyle dokunduğu her yere kendinden izler de bırakıyordu.

Elleri Taehyung'un pantolonunun üzerinde gezindi ve hafifçe okşadı. Taehyung'un inlemesi odada yankılanırken, Seokjin'in elleri kemerine uzandı ve tek eliyle açmaya yöneldi.

moondust | taejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin