-Final-

2.6K 255 495
                                    

Teşekkür notum ve kitap hakkındaki birkaç düşüncemi paylaşacağım bir bölüm atacağım, lütfen göz atmayı unutmayın. Teşekkür ederim.

Medyada, kitabın şarkısı var. Bakmayı unutmayın...

***

"Babanın yanına da gidelim mi?" diye sordu Taehyung, kaldırımda oturmuş, sevgilisini dizlerine yatırmış, saçlarını okşuyordu.

"Onu affedebileceğimi sanmıyorum." dedi Seokjin, Taehyung'un huzurlu parmaklarının saçlarına dokunuşuyla gözlerini kapatmıştı. "Annemi affettim, çünkü o cümleleri kurmasına ben izin verdim." derin bir nefes aldı. "Ama anneme izin vermemin sebebi, babamdı. Kendimi suçlu hissetmemin sebebi babamdı. Babam beni bunu kabullenmeye mecbur bıraktı. O beni bu bataklığın içine soktu ve öylece boğulmamı izledi." Ellerini Taehyung'un dudağına getirdi ve sıktı. "Yani, onunla konuşmak için hiç hazır değilim. Oraya gidip nefretimi kusmak istemiyorum, onun bana yaptığı gibi suçlu duruma düşürmek istemiyorum. Ona hala kızgınken, gitmenin mantıklı olacağını sanmıyorum."

Taehyung, kucağında yatan yüze doğru eğildi ve dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu.

"Şimdi özgür olduğunu hissediyor musun?" diye sordu, yüzleri birbirine hala çok yakındı.

Seokjin başını hafifçe salladı ve yüzüne küçük bir gülümseme yerleştirdi.

"Artık tamamen özgürüm. Omuzlarımdaki tüm yükün kalktığını hissediyorum ve biliyor musun? Şimdi gerçekten yaşadığımı hissediyorum. Ve bu yüzden..." Elleriyle Taehyung'un ensesinden tuttu ve kendisine çekerek dudaklarına derin bir öpücük bıraktı. "Bugün seninle birçok şey yapmak istiyorum. Şu ana kadar yaşayamadığım her anımı, yapamadığım her şeyi, bugüne sığdırmak istiyorum."

Taehyung ellerini Seokjin'in boynunda gezdirdi ve bakışlarını ona döndürdü.

"O halde söylemeliyim ki, tüm günüm senindir!"

Gülümseyerek başını Taehyung'un dizlerinden kaldırdı Seokjin. "Seninle hiç sinemaya gitmedik. Hadi gidelim!"

Taehyung elleriyle, Seokjin'in bozulmuş saçlarını düzeltti. "Gidelim, ama aksiyon dışında film izlemem." diyerek omuz silkti.

Seokjin gülerek ayağa kalkınca, Taehyung'ta ardından kalktı.

"Masumluğunu seviyorum." diye mırıldandı Seokjin, Taehyung'un duymadığını görünce geriye doğru dönüp, elleriyle saçlarını karıştırdı. "İzleyecek vakit bulursan, izlersin sevgilim."

Taehyung kaşlarını çatıp, Seokjin'e doğru baktı.

"Ne? Ne demek bu şimdi?"

Seokjin cevabını gülümseyerek vermeyi tercih etmiş, ellerinden tuttuğu sevgilisini sinemaya doğru yönlendirmişti.

***

"Koltuklarımız en sonda değildi." dedi Taehyung, kızgın suratıyla Seokjin'e bakıyordu. "Tam ortadaki koltukta oturuyorduk ve sen herkesin görebileceğini bile bile beni öptün." Elleriyle yüzünü kapattı. "Dilini bile kullandın."

Seokjin, Taehyung'un ellerini yüzünden çekti ve ona küçük bir tebessüm yolladı.

"Görmesinler." dedi, elleriyle Taehyung'un çenesinden kavradı ve kendine doğru çekerek bir öpücük kondurdu. "Kimse kendini ilgilendirmeyen şeylere bakmasın."

Seokjin'in insanların fikirlerini umursamaması ve tamamiyle hissettiklerine göre davranması, Taehyung'u ona daha çok aşık ediyordu. Belki Seokjin sinemada öptüğü zaman çok utanmıştı, ama bu istemediği anlamına gelmiyordu. Sevdiği bu adamla, her yerde güzel anılar bırakmak istiyordu. Kendinin buna cesareti yoktu belki ama, ellerini tuttuğu adam ona bu güveni veriyordu.

moondust | taejinWhere stories live. Discover now