-17-

1.5K 206 83
                                    

Seokjin gergin bakışlarını masanın üzerinde gezdiriyor, karşısındaki anneyle göz göze gelmemek için kaldırmıyordu. Taehyung yanında oturuyor, rahatça yemek yiyordu. Ve annesi, sürekli oğlu hakkında konuşuyor, onunla gurur duyduğunu belli etmeden duramıyordu.

"Taehyung," dedi yaşlı kadın, eliyle çenesine destek yapmış yemek yiyen oğluna bakıyordu. "Küçüklüğünden beri çok çalışkandı."

Seokjin bakışlarını kaldırdı, elbette kendisine bakan bir çift gözle karşılaşacağını bilmiyordu. Bakışlarını yeniden kaçırmak istedi, fakat yaşlı kadın konuşmasına devam edince, ona bakmaya devam etti.

"Üniversiteyi burslu olarak okudu, ama ona hiç yardım edemedim." dedi kadın, arada bir oğluna bakıyor fakat yine de gözleri Seokjin'i buluyordu. "Ayrıca çalışmak zorunda bile kaldı. Ama benim Taehyung'un çok çalışkandır, hiç şikayette bulunmadı."

Seokjin bakışlarını Taehyung'a getirdi, bugün onun hakkında ne çok şey öğrenmişti. Şimdi tüm bunları işitirken aslında onun da sakladığı çok şey olduğunu fark etti.

"Oğlum," dedi yaşlı kadın, bakışları merakla Seokjin'in üzerindeydi. "Sen de doktor musun?"

Seokjin bakışlarını yaşlı kadına çevirdi, ani sorulan soru üzerine hafifçe öksürdü.

"Hayır efendim, ben şey yapıyorum," dedi Seokjin, hakikaten o ne yapıyordu? Okulu bırakalı çok oluyordu, ayrıca üniversiteye adım dahi atmamıştı. İlk kez bu konu canını böylesine acıttı, çünkü fark etti ki, Seokjin hiçbir şeydi.

"O model anne," dedi Taehyung, masanın altından tuttuğu Seokjin'in bacağını destek verircesine sıkarken. "Ünlü bir markanın modeli, ayrıca reklamda bile oynadı."

Seokjin sakinleşmek için derin bir nefes alıp verdi. Elbette, o bir modeldi. Yapmaktan asla hoşlanmadığı, mecbur bırakıldığı o meslekteydi. Evet, Seokjin modeldi, fakat onu bile Taehyung sayesinde elde edebilmişti. Çabalamamıştı, ya da bunun için zorluklara katlanmamıştı. Sadece ona sunulan işi kabul etmiş, verilen komutları yerine getirmişti.

"Öyle mi?" dedi kadın, yüzünde küçük bir tebessüm oluştu. "Peki, nasıl tanıştınız?"

Seokjin gözlerini Taehyung'a çevirdi ve ne demesi gerektiğini soruyormuş gibi baktı ona. Taehyung gözlerini karşısındakini sakinleştirircesine kırptı ve derin bir nefes alıp bakışlarını annesine çevirdi.

"Anne hatırlıyor musun? Seninle üniversitenin ikinci senesinde önemli bir konu hakkında konuşmuştuk."

Annesi kafasını salladı, yüzündeki gülümsemesi solmuştu.

"Şu zamana kadar seni böyle bir durumun içerisine sokmadım biliyorsun," Kadın kafasını yeniden sallayınca, Taehyung devam etti. "Sana ilk kez erkek arkadaşımı getirdim anne," dedi Taehyung, Seokjin'in masanın üzerinde duran ellerini tuttu ve devam etti. "Sana aşık olduğum adamı getirdim anne, seni onunla tanıştırmak istiyorum."

Yaşlı kadının gözleri büyüdü, elbette oğlunun yönelimini biliyordu fakat ilk kez bir sevgilisi oluyordu. Ve bu durumu ne kadar kabullenirse kabullensin kolay gelmiyordu, bu durum ona oldukça tuhaf geliyordu. Ayrıca şu zaman dek oğlu hiç birini çıkarmamıştı karşısında, ellerini tutup aşık olduğum adam dememişti, nasıl tepki vermeliydi? Bilmezdi ki, oğlunun erkek arkadaşı olduğunda nasıl tepki verileceğini, ne dese doğru olurdu şimdi?

"Ama," dedi kadın, dudaklarından dökülecek o cümleyi bir türlü dökemiyordu. "Kimseye güvenemeyeceğini, gönlüne kimseyi almayacağını söylemiştin."

moondust | taejinWhere stories live. Discover now