31

916 87 8
                                    

Ertesi sabah çok aksiyonu bir şekilde uyandım. Tabiki telefonum çaldı. Ki sabahın köründe niye arıyorsa! Neyse ki odanın kapısı kapalı, annemler duymadı. Telefonumu alıp kim olduğuna bakmadan -ben hep bakarım- açtım.

"Günaydın prenses."

Uf Jungkook ömrümü yedin!

"Günaydın."

"Hazırlan hadi, 10 dakikaya oradayım."

"Tamam!"

Yatağımdan kalkıp doğru tuvalete uçtum. Bişeyler yaptım. (Tamam, anladınız) Üstünü giyindim ve mayo çantamı aldım. Ayağıma terliklerimi giydim ve aşağı indim. Masada annemler kahvaltı yapıyordu.

"Günaydın kızım."

"Günaydın."

"Gel hadi, kahvaltı yap."

"Yok, Jungkook'la bugün onların havuzuna gideceğiz."

"Tamam. İyi eğlenceler!"

Annelerin yanından hızlıca ayrılıp dışarı çıktım. Jungkook gelmişti bile. Hemen çantamı arka koltuğa koydum ve ön koltuğa bindim.

"Günaydın prensesim."

"Günaydın."

"Uykun mu var senin?"

"Evet. Biraz daha uyuyayım."

"Uyu, tamam."

Koltuğun kenarına kafamı koydum ve güzel, harika, mükemmel uykum yeniden daldım.

....

"Lalisa, bebeğim. Uyan, geldik."

Yavaş yavaş gözlerini açtım ve kafamı kaldırdım. Boynum biraz tutulmuştu. Tabiki sabah sabah Jungkook bunu anladı ve boynuma masaj yapmaya başladı.

"Şimdi daha iyi mi?"

"Evet. Teşekkür ederim."

Kemerimi söküp aşağı indim. Sonra çantamı aldım ve Jungkook'un yanına geldim. Çantamı elimden aldı.

"Ben taşırım."

"Böyle mi?"

"Evet, ne varmış halimde?"

"Neyse, bekle sen geliyorum."

Hızlı adımlarla evin kapısına gitti. Bende o sırada biraz gözlerimi kapattım. Uyanamamıştım. Aniden ayaklarım yerden kesildi. Gözlerimi pörtletircesine açtım.

"Bebeğim, artık uyanmalısın, değil mi?"

"Evet."

Yanağıma öpücük kondurdu ve içeri doğru yürümeye başladı. Masanın önüne gelmiştik. Beni yere bıraktı.

"Günaydın çocuklar, haydi gelin, kahvaltı yapalım."

Gözlerimi ovuşturdum ve gözümdeki çapakları temizledim. Ardından masaya oturup bir güzel kahvaltı yaptım. İkimizin kahvaltısı bitince masadan kalktık. Jungkook çantamı aldı, elimi tuttu ve beni odasına götürdü. Çantamı yatağın üstüne koydu ve beni yatağına oturttu.

"Ben çıkıyorum. Sen üstünü değiştir. Çünkü uykun çok, değiştirmemişe benziyorsun."

Odadan çıktı ve kapıyı kapattı. Evet daha değiştirmemiştim. Hemen çantası açtım ve bikinimi buldum. Üzerini çıkarıp onu giydim. Üstüme elbisemi geçirdim. Telefonumu ve havlumu yanıma aldım ve aşağı indim.

"Ooo, çok güzel olmuşsun."

"Teşekkür ederim aşkım!"

Elimi tuttu ve havuzun kenarına oturduk.

"Sen şimdi yanına krem almamışsındır."

"Ah, yukarda kaldı."

"Neyse benimkinden sürelim."

Elbisemi çıkardım ve kenara katlayıp koydum. Jungkook da omuzlarıma ve sırtıma krem sürmeye başladı. Ardından kollarıma, göbeğime, yüzüme sürdü. Ardından bir iki adım geri gitti.

"Hmm, alnını şöyle düzelteyim, tamam."

Oturduğum yerin karşısına oturdu.

"Sen?"

"Ben sabah anneme sürdürdüm ki hemen girelim."

"Beni biraz beklemeliyiz."

"Evet."

"Bebeğim, annenler evde olacak mı?"

"Yok. Dışarı çıkacakmış."

Kafamı salladım. Neyse, en azından evde annesi yoktu. Zaten babası hep erkenden işe giderdi. Yani gitmiştir umarım. Ki babası -artık nasıl düşünüyorsam- camdan bize el salladı.

"Biz istersen biraz girelim, ne dersin?"

"Olur."

Oturduğum yerden kalktım ve terliklerimi çıkarıp havuza girdim. Arkamdan Jungkook da geldi. Kafasını biraz içeri soktu ve sonra çıkardı. Gözlerini ovuşturdu. Ardından bana bakıp havuzun içinde kucağına aldı.

"Aşkım, daha uyanamamışa benziyorsun. İstersen seni batırayım."

"Yok. Ben batarım."

Kafamı geriye doğru batırdım ve sonra çıkardım. Gözlerimi açmam için tam elimi gözüme getiriyordum ki Jungkook parmaklarıyla hafifçe gözlerimi sildi.

"Şimdi nasıl?"

"Çok güzel."

"Peki seni artık öpebilir miyim?"

Gülümsedim. Ve Jungkook dudaklarımı öpmeye başladı. Kimbilir ne kadar öyle durduysak artık bizi kimse durduramıyordu. Kollarımı onun boynuna sardım. Belki düşebilirim diye. Ama beni Jungkook sıkı sıkı tutuyordu. Artık dudaklarımı ondan ayırdım ve nefes aldım.

Tekrardan yapıştı. Bu sefer daha sert öpüyordu. Ona karşılık vermedim. Bu sefer kendi ayrıldı. Tekrar büyük bir nefes aldım.

"Ne oldu?"

"Jungkook çok nefessiz kaldım. Biraz bekle."

O sırada derin derin nefes aldım. Evet, biraz kendime gelmiş gibiydim.
Gözlerimi biraz araladım ve Jungkook'a baktım.

"Seni seviyorum."

"Seni seviyorum, sevgilim."

Daha sonra dudaklarıma yapıştı ve uzun süre beni öpmeye başladı. Bende kendimi ona bıraktım ve anın keyfini çıkarmaya başladım.

Merhaba kuzular bu sefer erken bir bölüm yayınlayayım dedim. Sabah 8 15 de falan kalktım ve anneme yakalanmamak için çok büyük başarı gösterdim. Beni 45 dakika sonra yakaladı zaten. Şimdi uyuyor. Bende size bölüm attım. Ankaradan hepinize günaydın ❤❤ oy ve yorum atmayı unutmayın.

Friend or Boyfriend (Liskook) ✔Where stories live. Discover now