36

743 64 17
                                    

İlerde evlenip çocuk yapıyorlarmış. Valla ne güzel olur. Hem orada gerçekten kitap biter. Kim bilir ki.. (Bu bölüm evlenmiyorlar tabiki, abartmayalım)

Bende bu aralar çok mu J-Hope çu oldum ki! Neyse canım biaslarımı şiplediğim kitabın yeni bölümü başlasın!

Bizimkiler bize bakıyordu! Allahım basıldık yine! Umarım babam kızmaz lütfen!

"Burada neler oluyor!"

Yanımıza doğru hızlı hızlı yürüyerek yanımıza gelip oturdular. Annem ve teyzem bana bakıp 'Durumu geçiştir' bakışı atıyordu. Bende çok mükemmel (!) geçiştirmeye başladım.

"Evet Jungkook. Kızıma ne yapıyorsun? Biz de sana güvenmiştik."

"Oğlum bu haller ne?"

"Baba aslında..."

Ay tam sıçılacak bir şey demiştim. Umarım çok kötü bir şey olmaz, olmasın da!

"Biz sevgiliyiz. 1 aydır. Hatta daha fazla da olmuş olabilir."

Sonra Jungkook'un ayağına bastım. Hakketti! Hemde nasıl hakketti!

"AH! Lisa!"

Bu çocuğu öldürmek istiyorum!

"Baba, bize kızma biz..."

"Lalisa, kızım. Kızmak mı! Biz amcanla çok mutlu olduk! Uzun zamandır bunu söylemenizi bekliyorduk."

Uzun zaman mı!

"Nasıl ya?"

"Hani onlara havuza gitmiştin ya. Orada sizi hmm yaparken görmüş. Bana da fotoğraf attı."

Doğru! O gün amcamı görmüştük!

Zaten babası hep erkenden işe giderdi. Yani gitmiştir umarım. Ki babası -artık nasıl düşünüyorsam- camdan bize el salladı. (31. Bölümdeki paragraf)

Resim çekmesi de gayet doğal! Hatta bize gösterdi. (Hayal edin işte ehehhehe) Ben gözlerimi açtım ve yakınlaştırdım. Gerçekten de biz öpüşürken çekilmişti. Peki ya bu gezi? Los Angeles?

"Siz biliyordunuz ha!"

Sonra arkamı yaslanıp derin nefes aldım. Yani biliyorlardı.

"Aslında bizde biliyorduk."

Annemlerde mi!

Sonra bizimkiler anlatmaya başladı. Jungkook'un balo gecesi değişik gördüğünü, sabah beni sorgularken benim kaçak cevap vermem, onların havuzundaki olayda bunlar, beraber havaalanında beraber olmamız, uçaktaki olaylar falan falan. Tabi ben şaşkın, dinliyordum.

"Sonra böyle oldu işte."

Ben hala şaşkındım tabiki. Bunlar nasıl olurdu, saklayamamız falan. Hatta buraya bizi beraber vakit geçirelim diye getirmişler. Neyse güzel fikirmiş.

Biraz konuştuk bizde. Alttan elimi tutuyordu Jungkook. Şeker çocuk!

Attık esnemeye başladığımda anladılar tabi. Bizde kalktık ve odamız gittik. Bizimkiler kahve içecekmiş, gece gece ne kahvesiyse.

İçeri girdiğimde bavulumu açtım eşyalarımı astım. Pijamalarımı bulup onları giydim ve yatağa girdim. Üstümü örttüm. Sonra Jungkook ta üstünü değiştirip yanıma geldi. Üstünü derken salak vücudunun üstü çıplaktı!

"Jungkook! Ya üstüne bir şeyler giysene!"

"Bence gerek yok. Hem klima da çalışıyor düşükte, sıcak oluyor gece!"

"Bak beni kızdırma!"

"Kaslarımı görmek istemiyor musun? Peki o zaman başka birisi görsün. Ben bi balkona mı çıksam?"

"Tamam ya! Gel yat hadi."

Gözlerimi açıp bana baktı. Oha valla bu en son çalımsız bir şeydi. Şimdi olmuş kaslı kaslı! Yakıyor be!

"Lisa, bebeğim biraz fazla mı baktın?"

"Y-yo çok değil. Sen artık yatar mısın? Uykum var."

Kafamın başındaki ışığı kapatıp geri yattım. Sonra Jungkook da kapattı. Bende arkamı dönüp tam gözlerimi kapatıp uyuyacaktım ki belime sıkı sıkı belime sarıldı.

"Seni seviyorum bebeğim."

Bende gülümsedim ve uykuya daldım.

**********

Sabah uyandığımda bir şarkı çalıyordu. Birde birisi şarkı söylüyordu. Ne güzel uyandım ama! Neyse sesi güzeldi.

"Kookieeee! Günaydın bebeğim!"

Yataktan kalktım ve yanına gittim. Duş almıştı. Mayosunu da altına giymişti. Üstünde renkli tişört vardı.

"Lalisa? Günaydın. Şey ben erken kalktım da."

"Banyo da yapmışsın."

"Evet."

"Bende bikinimi giyeyim de aşağı kahvaltıya gidelim."

Bende üstümü değiştirdim ve üstüme elbisemi giydim. Mayo çantamızı aldım ve odadan çıktım. Restorana gittik ve biraz kahvaltı yaptık. Neyse ki uzakdoğudan gelenler için bir yer de vardı.

Kahvaltımız bitince kalktık ve dışarı çıktık. Sabah 8.30 civarı olduğu için havuz boştu. Bizde kolayca yer bulduk ve çantamı koydum. Sonra birbirimizi kremledik. Biraz bekledikten sonra havuza girdik ve bütün gün yüzdük. Tabiki arada içecek istiyorduk.

Öğleden sonra Jungkook biraz tek başına yüzüyordu. Bende yanına gidecektim. Kalktım ve birinin ona yaklaştığını gördüm. Gözlerimi kısarak yanına gittim. Elimde havuz gözlüğüm ve diğer elimi sıkmış yanına gidiyordum. İngilizce konuşuyorlardı. Kızın yanına gidip yüzüne baktım. Güzeldi.

Güzel miydi! Yolarım bunu!

Kız 'Sevgilin var mı?' diye sordu. Sonra beni gördü ve selam verdi. Jungkook'a veda etti ve gitti. Bende üstüne atladım. Beni tuttu.

"Demin buraya doğru yaklaşan bir güzellik gördüm. Kızgın mı bana?"

"Yoo ne kızgın olacağım!"

Uygun zamanda yolarım o kızı be!

"Sen beni kıskandın mı yoksa! Lisa, sana inanamıyorum."

"Niye olamaz mı!"

Valla hiçte inkar etmem.

"O küçük kızın annesi. Bize teşekkür etmeye gelmiş."

"Senin yanına yani."

"Sen o zaman uyuyordun. O da yanıma gelmiş yani olamaz mı?"

"Yok olamaz. Benim sevgilimin yanına kimse gelemez."

"Lisa aşkım. Biliyorsun senden başkasına bakmam ben."

Dudağıma öpücük kondurdu.

"Anlaşıldı. Kızlarla konuşmak yasak bana."

"Aynen öyle."

O öğleden sonra beraber yüzdük. Akşam yıkanıp yemek yedik ve odamıza gittik. Ben çok yorulduğum için uyuyakalmışım. Neyse kızı yolmayacağım.

Ama en son Jungkook bana 'Seni çok seviyorum. İlk ve son aşkımsın.' dediğini duymuştum.

Bir bölüm sonu daha. Sizi çok beklettim. Ama bence güzel bir yb oldu. Ben öyle düşünüyorum. Oy ve yorum atmayı unutmayın.

Oy:20
Yorum:20

Birde bugün Wattpad deki 1. Yılım!

Bayramınız mübarek olsun kuzularım ❤

Friend or Boyfriend (Liskook) ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin