32

925 71 27
                                    

Mashup kalp kalp kalp ❤ Fake love-Ddu du ddu du (jyeoms)

Ertesi günlerde ailemle tatil planı yaptık. (Hala o günleri unutamıyorum) Annem ve babam tabiki de Jungkook ve ailesini de çağırdı. Beraber annemle önceki akşam bavullarımızı hazırladık. Annem de kendi bavullarını hazırladı.

Sabah kalktık ve kahvaltımızı yaptık. Babam Jungkook'un babasını aradı. Biraz konuştular ve telefonunu kapattı.

"Uçak 4 saate kalkacak. Ben konuştum onlarla 1 saat sonra Incheon havalimanında buluşacağız."

"Tamam. Haydi Lisa, bavulunu indir, arabaya koyalım."

Kafamı salladım ve koşarak odama çıktım. Eşyalarımı son kez kontrol edip bavulumu aşağı indirdim. Ardından tekrardan odama gidip sır çantamı aldım ve tekrardan aşağı indim. Annemler de bavullarını indirmişlerdi.

"Haydi bunları arabaya taşıyalım. Bahçivandan rica ettim bizi havalimanında o bırakacak."

Tekrardan bavulumu aldım ve arabanın arkasına götürdüm. Bagajı açtım ve bavulumu koydum. Babam bavulları getirdi ve bagaja koydu. Bahçivan abi geldi ve şöför koltuğuna oturdu. Arabayı çalıştırdı ve soğutucuları açtı. Bende güneş gözlüklerimi taktım ve arabaya bindim. O sırada babam güvenlik abiye birtakım şeyler söylüyordu. O da geldi. Annem de evimize 2 günde bir gelen ablaya birtakım şeyler söyledi ve arabaya bindi. Araba nihayet hareket etti.

"Hazır mısınız?"

"Evet! Tatil için LA ya gideceğiz!"

"Umarım trafik olmaz ve çabucak ulaşırız."

Çantamdan kulaklığımı çıkardım ve yol boyunca müzik dinledim. Bir süre sonra uyuyakalmışım. Annem uyandırdı.

"Lalisa, haydi!"

Gözlerimi açıp ovuşturdum. Sonra çantamı alıp arabadan indim. Bagajdan bavulumu aldım ve yere koydum. Sonra girişe doğru sürüklemeye başladım. Bunu yaparken çok havalı olduğumu düşünüyordum. Ama çok şanslı  (!) olduğum için ayağım takıldı ve yere düştüm. Sonra arkamdan hızlı bir bavul çekme sesi geldi. Durdu ve eğildi.

"Lalisa, iyi misin?"

"Jungkook, iyiyim. Sadece ayağım birazcık acıyor."

"Dur, yerden kaldırayım seni."

Ayağa kalktı ve bavulumu kenara çekti. Bu sırada annemler gelmişti. Jungkook beni kucakladı.

"Haydi girelim."

Beraber girişe vardık ve geçtik. Jungkook görevliden tekerlekli sandalye istedi ve revire götürdü. Büyük ihtimalle annemler bizim girişimizi yapacaktı.

"Tık tık!"

"Buyrun. Sıkıntımız nedir?"

"Ayağım takıldı ve girişte yere düştüm."

"Oo. Hangi ayağın?"

"Sağ bileğim ve sağ kolum."

"Dur, bekle."

Hemşire arkasını döndü ve dolabından birşeyler aramaya başladı. Bende Jungkook'a bakıyordum. Bana 'Her şey yolunda' bakışı attı. Ve nedense içimi bir güven ve daha az acı doldurdu. Sonunda hemşire elinde krem, sargı bezi, pamuk ve batikonla geldi. Küçük kutusundan önce batikonu çıkardı ve pamuğa biraz döküp ayağım bastırdı. Sonra orası bir yandı, gerçekten canım çok acıyordu. Sonra orayı sardı. Ardından koluna krem sürdü. İşi bitmiş olmalı ki 'Geçmiş olsun' dedi ve yerine oturdu.

Friend or Boyfriend (Liskook) ✔Where stories live. Discover now