34

804 63 25
                                    

Arada bazen izlerim ve duygulanırım. Aslında kişileri tanımıyorum ama şarkı çok güzel. Türkçe günah benim şarkısıyla klibini görmüştüm. Çok güzel şarkı. Myname - Baby I'm sorry

Uyandığımda Jungkook telefonundan oyun oynuyordu. Hemde araba yarış oyunu! Zaten kolu sağa sola gittiği için beni uyandırmıştı.

"Jungkook..."

"Lisa? Bebeğim, günaydın."

"Günaydın?"

"Sabah oldu. Hem hadi uyan sandviç dağıtacaklar."

"Jungkook ne sabahı? Saat 9 a geliyor. Hem ben acıkmışım biraz ya."

"Bekle. Birazdan dağıtacaklar. Birde şu turu bitireyim ve bitti! Yine 1. Oldum!"

"Jungkook, ben açım sen oyun peşindesin. Hem daha yeni uyandım, bi dur ya!"

"Bak geldi."

Hostes gelmişti. Tarım, kurtardın beni! Açlıktan ölüyordum!

"Merhaba. Ne istersiniz?"

"Salamsız ve sadece marul ve peynirli sandviç. Yanına da lütfen sprite."

"Bende aynısını alabilir miyim?"

"Tabiki."

Sandviçleri çıkardı ve bize verdi. Sonra soğutucudan spriteları verdi.

"Teşekkürler."

Hızlıca önümdeki küçük masa olacak şeyi indirdim ve üstüne içeceğimi koydum. Sandiviçimi açıp yemeye başladım. Sonra sprite ı açtım ve birkaç yudum aldım.

"Güzelmiş. Baya da acıkmışım."

"Bende acıkmışım."

"Jungkook, sen hiç uçakta yemek yedin mi?"

"Evet."

"Bende yedim ama ilk defa bu kadar iyisini yiyorum. Diğerleri öyle güzel değildi."

"Bence güzeldi. Ama bu daha bi güzel. Fısıldayarak Acaba sen varsın diye mi?"

"Jungkook, babam var!"

"Tamam ya, sustum."

Ona gülümsedim ve sonra sandiviçimi yedim. İçeceğimi içip sonra Jungkook'tan çikolata istedim. Bana verdi. Yarısını yiyip diğer yarısını Jungkook'a verdim. Jungkook'ta yedi.

Daha sonra hostesler birkaç saat sonra LA ya ineceğimizi söyledi. Bende daha yeni uyandığım için gözlerim kapandı ve Jungkook'a sarıldım. Sonra uyumuşum.

•○•○•○•○•○•○•

Bu sefer beni Jungkook uyandırmıştı. Çünkü uçak inecekmiş, benim kendime gelmem için iyi bir süre olduğunu söyledi. Zaten 12 saatlik bir uçuştu. Akşam olmuştu hemde.

"Jungkook, su."

"Al."

Verdiği suyu açtım ve birkaç yudum içip kapattım. Gözlerimi açamıyordum. Gözlerimi ovaldım. Yine olmadı. Bu sefer Jungkook'u dürttüm ve beni tuvalete götürmesini söyledim. Çünkü tuvalet uçağın en arkasındaydı ve biz öndeydik. Üstüne uykudan yolda uyuyabilirdim.

Jungkook kemerimi söktü ve beni kaldırdı. Elimi tuttu ve uçağın sonuna doğru yürümeye başladık. O uyku sersemliyiyle gördüğüm kadarıyla insanların birçoğu uyuyordu. Bazıları oyun oynuyordu. Yada film izliyorlardı. Bazı insanlar da fısıltıyla konuşuyorlardı. Lütfen artık tuvalete gidelim!

"Lalisa, haydi gir de yüzünü yıka."

"Lütfen Kookie sen yap. Çok kötüyüm."

"Tamam, bekle."

Jungkook içeri girdi ve kapıyı kapattı. Bende tuvaletin üstüne oturdum. Biraz yorulmuştum. Çünkü hem o kadar yürümüştük hem de ayağım çok acıyordu.

Kafamı kaldırdım. O sırada Kookie peçeteyi ıslatıyordu. Sonra yüzüme yaklaştırdı ve koydu. Çok soğuktu.

Ardından birkaç tane daha koydu. Soğuktan dolayı biraz daha iyi olmuştum.

"Acaba sen hasta mı oldun ki?"

Gelip alnıma dokundu. Elleri soğuktu.

"Acaba benim elim mi çok soğuk? Lisa, sen bekle, ben derece bulacağım."

Kapıyı açıp çıktı. Bende o sırada biraz üşümeye başlamıştım. Aslında gayet iyiydim, hasta olmazdım. Çıplak kollarımı ellerimle ısıtmaya çalıştım. Hala soğuktu. Neyseki uçakta minik bir duş vardı. Acaba buna girse miydim?

Jungkook geldi ve içeri girdi. Elimde derece ve sırt çantası vardı. Hemen dereceyi alnıma yaklaştırdı.

"38.5."

Galiba duşakabini fark etmiş olmalı ki çantasından kıyafetlerimi çıkardı. Neyseki değişik bir uçak da ateşimi düşürelişeceğiz. Hemen ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim. Sonra Jungkook üstünü çıkardı ve girdi. Suyu açtı su kafamızdan aşağı akmaya başladı.

"Benide ıslattın bebeğim."

O anda Jungkook'a sarıldım ve birkaç dakika öylece durduk. Sonra Jungkook suyu kapattı. Açık saçlarımı sıktı.

"Ben çıkıyorum, üstünü giyin."

Kafamı salladım ve kıyafetlerini alıp dışarı çıktı. Bende hemen üstümü değiştirdim. Sonra dışarı çıktım. Jungkook beni bekliyordu. Islak kıyafetlerimi ona uzattım, çantasına koydu.

"Saçların... istersen kurutayım. Hasta olursun."

Beraber yine içeri girdik. Kookie saçımı kuruttu ve dışarı çıktık. Sonra yerimize doğru ilerledik ve oturduk.

"Daha iyi misin?"

"Çok iyiyim. Beni merak etme hiç."

Sonra hostes kemerlerimizi takmamızı istedi. Taktık ve uçak aşağı indi. Bizde yerimizden kalkıp uçağın girişine gitmeye çalıştık. Uçaktan çıktığımızda bizimkiler yanıma geldi. Galiba Jungkook söylemişti.

"Lisa iyi misin?"

"İyiyim. Sadece biraz ateşim çıkmış."

"İyi bakalım dikkat et."

"Bence Jungkook'a çok teşekkür etmelisin. Çok yardımcı oldu."

Doğru, teşekkür etmeyi unutmuştum.

"Jungkook, teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim. Biraz ıslandın."

"Sıkıntı yok be- ha dur haydi gidelim."

"Jungkook yardım et hadi."

Bebeğim diyecekti. Neyse diyemedi. Çünkü bu hiç iyi olmazdı. Neyse bavullarımızı aldık ve bizi almaya gelen arabaya götürdük. Sonra o araç bizi otelimize götürdü.

Los Angeles, biz geldik!

Selam yeniden. Sizleri çooook özlemişim. Aslında bazen şöyle bakıyorum, bu kitap nasıl böyle büyümüş diyorum. Benim yanımda olduğunuz için, okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Sizleri çok seviyorum!

Vote: 15
Yorum: 10

Biraz fazla mı ne 😉 ❤❤❤

Friend or Boyfriend (Liskook) ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin