5 ∝

1K 149 180
                                    

Kaçtığım aynalarda hep sen, oysa kırık parçalarda yansıyan ben.

•••

"Bu nasıl bir mükemmellik böyle!"

Yoongi 'beni biraz daha öv' der gibi bakan gözlerini Tae' den bir an olsun çekmezken diş etlerini gösteren gülümsemesini de sergilemeyi ihmal etmiyordu. Biricik eniştesi yemeklerini büyük bir zevkle yiyorken ve Kim Yoongi minik bir aşk böceğiyken mutluluğuna hiç bir şey engel olamıyordu. Hatta köşesinde kös kös oturup yemeğini sakince yiyen abisi bile bu mutluluğu bozamıyordu.

"Eğitim falan mı aldın? Cidden tadı enfes."

Yoongi iki elini de masaya koyup başını hafifçe yana eğdi.

"Annem öğretti."

Tae iştahla yemeyi kesip gözlerini, çatalını elinden düşüren Jin' e dikmişti. Güneş, mutfağa doluyor, kuşların cıvıltısı ile huzurlu bir hava oluşturuyordu. Fakat huzurun merkezi Yoongi' nin dudaklarından özgürlüğe kavuşan kelimeler birden güneş ışıklarını katrana çevirmiş gibi herşeyi karartmıştı. Karanlık, ağır ve kasvetli bir sessizliği gözleriyle paylaştı Tae ve Jin.

SeokJin anlayamıyordu. Bu çocuğun bakışlarında ki anlayış yüzünden bazen bir şeyleri parçalamak istiyordu. Onunla tanışalı çok olmamıştı ama bazen gözlerinde beliren o duygu yüzünden ağlamak istiyordu. Biliyorum, sorun yok. Yıldız dolu gözlerinden okuduğu bu cümle ağır geliyordu adama.

"Yoongi her zaman yetenekli bir çocuk olmuştur."

Sızlayan boğazına eşlik eden kısık sesi yüzünden suratını buruşturdu. Tae hafifçe gülümseyip tabağını sakince bitirdikten sonra ağzını peçeteye silip masayı toplamaya yardım etti. Biraz yapışık bir karakteri vardı kabul ama şu an konuşmak için doğru bir zaman değildi.

Odayı dolduran melodi iki adamın gözlerinin kesişmesine sebep oldu. Tae, zil sesinin odada yankılanan melodisini duymaktan ziyade hissederek, gözlerinde saklayamadığı umutla Jin' in gözlerinin içine bakmıştı.

Karmaşayı bulmuştu orada. Çatışan bir kaç fikrin kalıntıları, gözlerinde ki umuda bir kaç şey daha eklemiş olsa da bakmayı kesmedi. Çatılan kaşları müziğe daha fazla odaklandığını belli ederken Tae deli gibi atan kalbini sakinleştirmek için derin bir nefes almak istedi ama beyni komutlarını uygulamıyordu.

Lütfen. Lütfen.

İçinden defalarca yalvarsa da hiç bir şeyi değiştirememişti. Jin' in gözlerinde çarpışan karmaşık duyguları çekilmiş yerine ifadesiz bakışlar gelmişti. Saatlerce bir şeyi hatırlamaya çalışmışta olmayınca boşvermiş gibi kayıtsız bir ifadeydi bu. Tae' nin gözlerinde ki umut, boğazına tıkılıp kalmışken bakışları da duvara sabitlenmişti. Derin bir nefes alıp inatla çalan telefonuna doğru hızlı adımlarla ilerlerken bedenine ufak bir sarsıntı gelmiş ardından ise kolunda ki sıcaklıktan ötürü istemsizce bağırmıştı.

"Hassiktir! Tae özür dilerim!"

Yoongi' nin panikle bardağı yere fırlatıp adamın ıslanan koluna doğru atılmasını Jin kocaman gözlerle izlemişti. Aralarında ki mesafeyi kapatarak, Yoongi' yi sıcaktan korumak için Tae' nin kolunu hızla çekmiş ve kazağın koşunu yukarıya sıyırmaya başlamıştı.

Three Steps to Stars | TaeJinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin