7 ∝

1K 155 320
                                    

Sen sildikçe karalandı kara tahta. Ellerimde tebeşir tozu, gözlerimde sen.

•••

Huysuzca yatağında dönmeyi kesip çalan telefonuna kapalı gözleri ve minik elinin yordamıyla ulaşmış kim olduğuna bakmadan açıp kulağına götürmüştü.

"Alo?"

Hırıltılı sesini düzeltmek adına bir kaç kez yutkunduğunda gözlerini kocaman açmasına sebep veren o ses kulaklarına süzüldü.

"Taehyung' a ulaşamadım. Hemen bul ve buraya getir."

Jimin hızla yataktan fırlayıp kör adımlarla pantolonunu aramaya başladı.

"Tabi efendim. Hemen geliyoruz."

Telefonunu kapatıp kısık gözleriyle ekrana baktı. Gecenin 2' sinde yine neyin derdindeydi bu adam. Pantolonunu ve gömleğini hızlıca giydikten sonra bir şeyleri kırmamaya çalışarak yavaşça odasının kapısını açmıştı. Karanlıkta gizlenmeyi, kaçmayı ve gerektiğinde karanlıktan bir parça olmayı en iyi Park Jimin bilirdi. Fakat bazen, gecenin sinsi izlerinden ve sessizliğinden daha fena duygular olabiliyordu. Dış kapıyı açmasıyla içeriye dolan ışığa karşın dişlerini sıkıp boynunu kütürdetti.

"Yine mi aşırılık yapıyorsun?"

Nefret ettiği o ses tüm tüylerini diken diken edip, kanında ateşler oynaştırırken derin bir nefes aldı. Yenilmeyeceksin, kimseye karşı düşmeyeceksin.

"Seni ilgilendirmez."

"Ama babanı ilgilendirir."

Jimin sabır dilercesine başını yukarı kaldırdıktan sonra kendi yüzü dışında görmeye tahammül edemediği o yüze dikti gözlerini. Kendinden daha çok nefret ettiği, teninde ki izlerden daha çok tiksindiği kadına baktı.

"Ne istiyorsun?"

Kadın, kırmızı kısa geceliğinin tüm kıvrımlarını ortaya döktüğünün bilinciyle adımlarken dudaklarında davetler bir gülüş belirdi. Gücünü biliyordu, güzelliğini insanın nefesini kesen hatlarını... Her şeyini en ince ayrıntısına kadar kendisine ait olan tüm detayları biliyor ve istediklerini almak için bunu masaya yatırmaktan asla çekinmiyordu.

"Ne istediğimi biliyorsun."

Jimin kapıyı açıp orta parmağını göstermeden önce kadının önüne tükürdü.

"Git kendini becer."

Kapanan kapının ardından gecenin soğuğu yüzüne çarparken gözlerini kapayıp ellerini yüzüne yasladı simsiyah saçları ile geceye karışan adam. Sildi her şeyi hemen, herkesi sahiplendi yüreğine kendisini kapı dışarı ederken.

"Düşünme Jimin. Geçti düşünme!"

Telefonunu çıkarıp Taehyung' u aradı. Kapalı olması canını sıksa da düşüncelerinin kaçıştığı yerlere engel olamıyordu. Zift gibi yapışmıştı geçmişine. Geçti dedikçe daha da yakıyordu zihnini, düşüncelerinde zehirli yılan gibi kıvrılıp parlak derisinden hatıraları bırakıyordu. Ruhunda ki kesiklerden taşan kan çıkacak bir yer bulamadıkça kalbini boğuyordu. Nefret ettiği ellerine dikti gözlerini. Titriyordu. Dizlerinden çekilen güçte ona suratının bembeyaz olduğunu fısıldıyordu. Görmesine gerek yoktu bu acıyı ezbere biliyordu. Bu duyguları, bu nefreti, nefes alamayan bu yarayı iyi biliyordu. Karanlık gecede bulduğu bir ağacın dibine çöktü. Öylesine kalabalık bir yalnızlığın ortasında ağzında acı bir tadın kötü tadıyla büzüldü olduğu yerde.

Three Steps to Stars | TaeJinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin