" her şey kül olmuştu "

7.5K 1K 570
                                    



arka arkaya bölüm atıyorum ya sevin beni(,:



Yoongi elimi sıkıca tutmuş, içler ürpertici derecede sessiz ve kırmızı koridorlarda sürüklüyordu. Adımlarımız hızlıydı ve her ne kadar hiç bir şey anlamıyor olsam da buradan hemen çıkmamız gerektiğini biliyordum. Kötü bir his vardı içimde ve genelde böyle hissettiğimde kötü bir şey olurdu.

"Lanet olsun nerede bu sikik çıkış kapısı?!" Yoongi daha çok kendi kendine sinirle konuşup duraksamış, boştaki elini sinirle saçlarından geçirmişti.

Onu sakinleştirmek adına yavaşça ona doğru yaklaşıp dudaklarımı hafifçe yanağına bastırıp geri çekildim. Saçlarını çeken eli duraksadı ve bana döndü gözleri. Hafif şaşkın bir bakış vardı gözlerinde ama gülümsemişti. "Hadi." Yüzündeki yan gülümsemeyle konuştuktan sonra beni çekiştirmesine kalmadan hızlı adımlarımla onu takip ettim.

"İçeride n-neden bomba var?" Koridorları dolanırken ağzımı tutamayıp sormuştum. Yoongi'nin nefesini verişini duymamla tedirginlikle alt dudağımı dişleyip vereceği cevabı bekledim. "Çünkü yaptıkları şey yasal değildi Jimin ve şimdi de tüm kanıtları yok etmek istiyorlar." Demişti. Kaşlarımın çatılmasını fark etmesiyle adımları yavaşlamış ve bana bakmıştı. "Ve bizler de kanıtız Jimin. Anladın mı? Bu yüzden acilen buradan çıkmamız gerekiyor." Başım söyledikleriyle aşağı yukarı sallanmıştı hemen. Daha fazla sorum olmasına rağmen şu anın doğru bir zaman olup olmadığını bilmiyordum.

Umursamadım. "Y-yasal değilse neden y-yaptılar Yoongi?" Titremişti sesim. "Çünkü başta katili direk bulabileceklerini ve hapse tıkabileceklerini falan sandılar herhalde Jimin— ki zaten polislerden biri de Namjoon'un yanındaymış başından beri." Dişlerini sıkıp konuşmuştu. Gözleri hızla etrafta dolanıyordu ve çok hızlı yürümekten ayaklarım ve dalağım ağrımaya başlamıştı.

"Ne?!"

"Jimin!" Duyduğumuz tanıdık ses ile Yoongi hemen adımı fısıldayıp bedenimi belimden yakalayıp koridorun yanındaki duvarın arkasına çekmişti. Sırtım göğsüne dayalıyken başını hafifçe koridora doğru çevirmiş, konuşulanları duymaya çalışıyordu.

"Sen aptalın tekisin! Lanet olsun, senin gibi sikik birini yardımcım olarak seçmemeliydim!" Namjoon'un gür sesi koridorları inletirlerken korkuyla sırtımı daha çok bastırmıştım Yoongi'nin göğsüne. "Nerede bıraktın anahtarları?" Sesi biraz daha sakin gelmişti Namjoon'un fakat yine de tüylerimi diken diken etmeye yetmişti. Alt dudağımı dişleyip ses çıkartmamaya çalışarak vücudumu Yoongi'ninkine doğru döndürdüm. O hala konuşulanları dinlerken sıcaklığını hissetmek, güvende hissetmek için kollarımı beline dolayıp alnımı göğsüne yasladım.

"Jimin— Jimin beni bulduğun odaya koşman lazım tamam mı? Yerde buradan çıkmamızı sağlayacak anahtarlar var, seni burada bekleyeceğim." Yoongi ellerini belimden çekip omzuma sabitlemiş, vücudumu vücudundan geri çekmişti. Sıcaklık hissini kaybetmemle somurturken onun neden burada kalacağını anlamamıştım. "P-peki ya sen? Neden ben y-yalnız gidiyorum?" Alt dudağım titrerken konuşmamla Yoongi endişeyle gözlerini koridor tarafına çevirip tekrardan bana bakmış, sonra ellerini yanaklarıma koyup alnını alnıma yaslamıştı.

"Buradan sadece tek bir kapıyla çıkabiliriz Jimin çünkü diğer her yer kapalı. Mingyu'da bu kapıyı açan anahtarı beni bulduğun odada düşürmüş. Birazdan ikisi de o odaya gidecek anahtarı almak için ama senin onlardan önce gitmen lazım." Hızlı konuşuyordu. Kalbim göğsümden çıkacakmış gibi atarken gözlerimi bir sağ bir sol gözüne çeviriyordum. "Fazla zamanımız yok tamam mı? Binanın patlamasına gerçekten çok az kaldı ve hızlı olman lazım. Ben onları oyalayacağım. Güvende olacaksın." Diyerek devam etmişti.

CULPRIT. ⠀⠀[ YOONMIN ]Where stories live. Discover now