15 | NEMF

7K 128 91
                                    

*Red- Already Over, pt.2* (!)

🍁

Gün ışığı göz kapaklarım içindeki karanlığı doldurarak beni uykumdan çekip aldığında, gecenin yarısından beri aynı pozisyonda yatıyor oluşumdan sağ tarafımın uyuştuğunu hissediyordum. Uras'ın kolları bedenimden ayrılmıştı. Tüm gece huzurlu fakat bir o kadar da tedirgin bir uyku uyumuştum. Ya rahatsız olursa? Kıpırdarsam uyanırsa? Sorular zihnimin içine çığ olup devrildi. Günü bulmuştum. Şimdi de görmek istediğim tek bir şey vardı; Uras Tardu'nun uyku halinde nasıl biri olduğu?

Usulca tenime saplanan iğnelerin sızısını umursamadan arkama döndüm. Gördüğüm manzara, bir deniz kıyısına bedeldi. Bu kalbimi titretmişti. Uras Tardu; ellerini sağ yanağının altında sabitlemiş, bacakları hafifçe karnına doğru kıvrıkken dudakları sarkık bir şekilde uyuyordu. Fazlasıyla dalmıştı. Sessiz nefesleri yüzüme bir kuş tüğü dokunuyormuş gibi hissettirirken hafifçe çıkmaya yüz tutmuş sakallarına dokunma isteğiyle dolup taştım. Usulca aramızdaki küçücük mesafede duran elimi kaldırıp yüzüne yaklaştırdım. Ellerim benden bağımsız, tenine muhtaçmış gibi ilerledi yüzüne. Parmak uçlarıma küçük iğneler gibi batan sakalları üzerinde korkak ve nazik tavırla gezdirdim. Çenesinden şakağına doğru uzun uzadıya, bitmesini istemediğim bir yol çizdim. Sakallarını okşadım. Yanağının içe göçük çukurunu, göz kenarlarını, kirpiklerini.

"Ne yapıyorsun, Karan?"

Aniden irkilerek elimi geri çektiğimde bunu kapalı olan gözleriyle bile görmüş gibi bileğimi yakaladı ve elimi yanağına geri koydu. Hızlanan kalp ritmim mümkünmüş gibi daha da artışla atmaya devam ederken içimde tuhaf bir his vardı. Huzur? bilemiyordum.

"Yüzünü ezberlemeye çalışıyorum." diye yanıtladım onu. Uyku sersemi hali, sesindeki dingin yorgunluk, dağılmış saçları ve sarkık dudaklarıyla alıştığım dışında bir Uras Tardu vardı yanımda. Bu haline ilk şahit olan kişi olmak istedim, bir anlık gafletle. "Eğer bir gün her şey biterse, hayallerimde yaşatabilmek için bizi." diyemedim. Bir süre öylece bekledim.

"Çünkü uyurken kendin gibisin, Tardu. Uyanıkken ise olmak istediğin gibi."

Önce elimi çektim yüzünden, sonra gözlerimi. Ardından hayaller terk etti birer birer bizi. Ona istemeyerek de olsa sırtımı dönüp, dolaptan giysilerimi alarak banyoya geçtim. Bir duş alıp sonu orada öylece bırakmanın pişmanlığını yaşayarak suyun altına girerek duşumu aldım.

*

Serpil keyifsizliğini bastırmak için mutfakta kendini meşgul ederek kahvaltı hazırlamış ve az da olsa keyfi yerine gelmişti. Ercan sabahın erken saatlerinde teşrif etmiş, gece boyu uyumayan Barlas'la birlikte salonun ortasında bir duvar büyüklüğündeki kağıtların içine dalmışlardı. Çağkan ise bilgisayarıyla meşgul olmuş dünya ile ilişkisini kesmişti.

Mutfakta Serpil'in yanında yanaklarımı şişirip bar sandalyesinden sarkan bacaklarımı sallayarak oturuyordum. Serpil ise yaptığı kahve kupalarını eline, sigarasını dudakları arasına alıp bana dönmeden mutfağın önündeki küçük bahçeye çıkan kapıyı ayağıyla açarak seslendi.

"Gel, gün kurusu."

Yüzümü buruşturup ona bakarken hızla arkasından kapanacak olan kapıya doğru atılıp onu tuttum.

KAYIPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin