4. Bölüm

280 188 210
                                    

Yazarın ağzından;

Poyraz bir ay kadar hastanede yattıktan sonra taburcu olup eve döndü. Bedeni kendini toparlamış iyileşmek üzereydi. Ama yüreği hala olanları kabul etmiyordu. Evde daralıyordu. Duvarlar üstüne üstüne geliyordu. Dokunduğu, gördüğü herşey ailesini hatırlatıyordu. Evin kokusu bile burnunu sızlatıyordu. Evin bu havasından kurtulması gerekiyordu. Bu yüzden babasının şirketine gitmeye karar verdi. Şirket işleri ile uğraşması ona iyi gelebilirdi. Bu sayede hem aklındaki düşüncelerden kurtulacak, hemde görevine başladığı zaman aklı şirket işlerinde kalmayacaktı. Koltuğun üstünde duran ceketini ve anahtarları alıp evden çıktı.  Arabasına binip şirkete doğru sürmeye başladı. Şirkete geçince müdürün odasına gitti.

" Merhaba ahmet bey."

" Hoşgeldiniz poyraz bey. Geçmiş olsun. Sizi iyi gördüğüme sevindim. Keşke babanız da burada, bizimle olsaydı. Tekrar başınız sağ olsun."

Poyrazın yüzü düştü. Derin bir nefes çekip konuşmaya başladı.

" Dostlar sağ olsun. Şimdi sizinle konuşmak istediğim konuya dönelim. Ben bir polisim. Bir görevim var. Bundan dolayı şirketin başına geçemiyorum. Kız kardeşim de şu an komada. Yani kısacası siz bu şirkette yıllardır çalışıyorsunuz. Eğer sizin için sorun olmazsa şirketle bir süreliğine ilgilenir misiniz?

" Babanız sayesinde bu yerlere geldim. Babanızın bende çok emeği var. Eğer şirket ile ilgilenirsem, belki  babanıza olan borcumu ödemiş olurum."

" Size güvenebileceğimi biliyordum. Çok teşekkür ederim ahmet bey."

" Asıl siz bana güvendiğiniz için ben size teşekkür ederim. Güveninizi asla boşa çıkarmayacağım."

" Size bir şey sorabilir miyim?"

" Evet tabiki buyurun."

" Kaza olmadan önce, babam Dağdeviren holdingle bir iş anlaşmasından bahsetmişti. Şirket için iyi bir fırsat oluğunu söylemişti. Anlaşma ile ilgili biraz bilgi verir misiniz?"

" Bende size bundan bahsedecektim. Birazdan Dağdeviren holdingin sahibi ile toplantımız var. Sizinde toplantıya katılmanız çok iyi olur."

" Tabi ki katılırım."

Kendi aralarında konuşurken kapı çaldı. İçeri bir bayan girdi. "Demir bey geldi. Ne yapmamı istersiniz." dedi.

" Demir Beyi toplantı odasına al. Bizde hemen geliyoruz."
Ahmet, poyraz'a bakıp,

" Geç kalmadan toplantı odasına gidelim." dedi.

Birlikte odadan çıkıp, toplantı odasına yürüdüler. İçeri girince poyraz demir'i gördü. İkisi birbirlerini görünce şaşırdılar. Demir ayağa kalkıp poyraz'ın yanına gitti.

" Poyraz! Senin burada ne işin var."

" Burası babamın şirketi. Peki senin burada ne işin...! Yoksa iş anlaşması yaptığımız şirket senin mi?"

" Evet benim."

" Siz tanışıyor musunuz?" dedi ahmet.

" Kaza yaptığımızda yardımımıza o yetişti.
Şirketimizin senin şirketinle çalışmasına çok sevindim. Artık aklım hiç burada kalmayacak. "

" Baba bak, şirketini emin ellere bırakıyorum.Gözün arkada kalmasın." dedi, gökyüzüne bakarak.

" Evet Baylar. Artık toplantıya geçsek, iyi olur."

Herkes yerini aldıktan sonra. Toplantı başladı. Yaklaşık iki saat süren toplantı sona erdi.

" Poyraz eğer bir işin yoksa beraber kahve içelim mi?"

Gözlerindeki Yabancı #Wattys2019 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin