15.Bölüm

42 31 9
                                    


Poyraz'ın ağzından;

Demir'in, akşam yemeğinde ki halleri herkesi germişti. Esilya, belli etmemeye çalışsa da, üzüldüğünü görebiliyorum. Sessizce koltukta oturuyordu. Arkasından yaklaşıp gözlerini kapattım. Ellerimi gözlerinin üstünden çekip, ufak bir gülüş attı.

"Benim küçük kardeşim, abisiyle yürüyüş yapmak için dışarı çıkmak ister mi, acaba?"

"Beni düşündüğünü biliyorum. Ben gerçekten iyiyim." dedi. Miray yanımıza yaklaşıp;

"Sabahtır evde sıkılmışsındır. Beraber dışarı çıkıp temiz hava alalım." dedi.

"Sen ve abim birlikte çıkın. Ben evde kalacağım."

"Seni zorlamayacağız. Sende bu konuyu düşünüp daha fazla canını sıkma."

"Aklınız bende kalmasın. Hadi siz çıkın."

"Bir saate kalmaz döneriz."

Miray ile birlikte evden ayrıldık. Ama aklım hâlâ Esilya'daydı. Abisi olarak onun acılarını yüklenemiyorum. Omuzlarındaki yükleri ile onu yalnız bırakıyorum. Düşüncelere dalmış Esilya'yı düşünürken, Miray elimi tuttu. Ellerimi tutunca kendimi dünyanın en huzurlu insanı gibi hissediyorum. Tüm yorgunluğumu üzerimden alıp rüzgara salıyor gibiydi. Gözlerimi cennet gözlerine kenetledim.

"Anlat bakalım. Tüm gün ne yaptınız, kızlarla?"

"Evi temizledik. Yemek yaptık. Sohbet ettik. Genel şeyler işte."

"Kimi çekiştirdiniz, tüm gün?"

"Bizi anlattım onlara. Kızlarda çok sevindiler."

"Bakıyorum da, çok çabuk alıştın bize."

"Alışmasamıydım." dedi, dudaklarını hafif bükerek.

"Alış canım. Hatta bağımlılık yapsın. Zararı yok nasılsa." dedim.

"Fazlasıyla bağımlılık yaptın zaten. Hemde ölümcül bir bağımlılık." dedi, şeytanı bakışlarını üzerimde gezdirerek.

"Ben ne kötüymüşüm, ya."

"Düşün artık bana verdiğin zararları."

"Şuan kendimden tiksindim. Kötü biriyim, doğru. Ama bu kadar beklemiyordum." dedim.

"Bende yan etki yapıyorsun."

"O kadar mı kötü diyorsun."

"O kadar diyorum. Ama güzel bir bağımlılık."

"Sıkıntı yok o zaman."

Konuşmaya dalmış, nereye gittiğimize bakmadan yürüyorduk. Evden çok uzaklaştığımızı fark edince geri döndük. Eve doğru yürürken, silahlara bürünmüş bir adam yanımıza doğru yürümeye başladı. Miray'ın yanından geçerken, sessizce;

"Boynuna bıraktığım iz silindi diye, unuttun mu beni yoksa. Oysaki dudaklarının tadı, hâlâ aklımda." dedi. Söylediği cümle ile kan beynime sıçradı. Bir hışımla adamın yakasından tutup kafa attım. Adam, gerisin geri gitti.

"Sen ne saçmalıyorsun lan ibne!" diye bağırdım. Yüzüne dikkatle baktığım da sol yanağında, yarası iyileşmiş, ama izi hala duran derin bir yara gördüm.

"Gerçekler bunlar. Ben size gölgeniz kadar yakınım. Ve gölgeniz sizi her zaman takip eder. Ama unutmayın, siz asla gölgenizi yakalayamazsınız!" dedi, ve arkasına bakmadan koşmaya başladı. Onun izini kaybetmeden koşmaya başladım. Miray da arkamızdan geliyordu. Adamla aramda birkaç mesafe vardı. Onu gözden kaybetmemeye çalışıyordum. Adam köşeyi dönüp yan sokağa girdi.

Gözlerindeki Yabancı #Wattys2019 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin