10. Bölüm

95 65 26
                                    


Multimedya, bölüm şarkısı: Sinan akçıl- Dev dalga

Samira'nın ağzından;

Ona inanmamı beklemiyordu herhalde, bunca yaptıklarından sonra. Neden böylesine saçma oyunlar oynama gereği duyuyorki. Düşüncelere kapılıp gitmişken, kapı çaldı. Onur kapının arkasından boynunu uzatarak,

"Acile yaralı birini getirmişler. Fazla kan kaybı var. Hemen gitmeliyiz." dedi.

" Nasıl yaralanmış?" dedim, hızlı adımlarla yürürken.

" Biri tarafından yaralanmış olmalı. Yarası karın bölgesinde. Dalakta yırtılma olmasından korkuyoruz." dedi.

Hızlıca acil bölümüne yetiştik. Uzaktan yaralının elini gördüğümde, avucunda kanayan bir kesik gördüm. İçimi bir korku sardı. İçimden, kanlar içinde yatan adamın, eser olmaması için dua ediyordum. İçimi kaplayan korku ile sedyeye daha çok yaklaştım. İşte o an, sanki dünya ayaklarımın altından kaymış ve ben dibi olmayan bir kuyuya düşüyorum gibi hissettim. Ayaklarım titremeye başladı. Ruhum, bedenimi terk etmek istercesine kalbime işkence ediyordu. Gözyaşlarım, yakarcasına yanaklarımdan süzülmeye başladı.

"Ameliyathaneyi hazırlayın! Hemen ameliyata almalıyız." dedi onur, hemşirelere. Sonra bana dönüp,

"Samira, kendini toplaman lazım." dedi.

"Benim yüzümden oldu. Beni arayıp, yardım istedi. Ama ben ona inanmadım. Benim yüzümden o bu halde. Ben çok kötü biriyim." dedim, kekeleyerek. Onur beni sarsmaya başladı. 

"Sakinleşmelisin. Şimdi olmaz, tamam mı! Şimdi güçlü olmalısın."

"Ona birşey olursa kendimi asla affetmem."

"Ona hiç birşey olmayacak. Sen şimdi odana git. Ameliyata feridun hocamla ben gireceğim. Sen git ve kendini topla."

"Ben de ameliyata gireceğim. Onun yanında olmalıyım."

"Tamam. Ama önce elini yüzünü yıka. Kendine gel."

Eser'i ameliyathaneye alıp, hazırladılar. Kendimi az da olsa toplamıştım. Hazırlanıp, ameliyathaneye gittim. Fazla kan kaybettiği için acilen kan verilmesi gerekiyordu. Sema gereken testleri yapmıştı. Vakit kaybetmeden ameliyata başladık. Hızlı bir şekilde eser'in tişörtünü yırttım. Yarasını gördüğümde içimi tarifsiz bir sızı kapladı. Dikkatlice yaranın üstündeki kanı temizlerken, sema yanımıza geldi.

"Hastanın kan grubu AB Rh negatif. Maalesef bu kan grubu hastanede kalmamış. Ama sizin kan grubunuzla uyuşuyor onur bey." dedi.

"Kan bankasından istesek, ne zamana elimizde olur." dedi onur.

"Geç gelir. Hasta o kadar bekleyemeyebilir."

"Onur çabuk ol. Fazla zamanımız yok." dedim.

"Ben kan vermeye gidiyorum. Siz ameliyata başlayın feridun hocam."

Onur, kan vermeye gitti. Feridun hocamla vakit kaybetmeden ameliyata başladık. Biraz sonra kan geldi. Kanı tüm vucuduna enjekte ettik. Yarasını dikip, sardık. Şimdilik tehlikeyi atlatmıştı. Ameliyat bittikten sonra yoğun bakım ünitesine alındı. Ailesine haber vermeyi, unuttuğumu hatırladım. Ama ailesinin numarası bende yoktu. Demir'i aramaya karar verdim. Aradan yirmi dakika geçmeden, demir hastaneye geldi. O da benimle aynı durumda görünüyordu.

"Kardeşim nerede? O iyi mi?"dedi, buruk bir ses tonuyla.

"Ameliyat iyi geçti. Biz elimizden gelenden daha fazlasını yaptık. Bundan sonrası ona bağlı.
Ailesine haber verdin mi?"

Gözlerindeki Yabancı #Wattys2019 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin