7.Bölüm

167 114 157
                                    

Meraklı gözlerle demir'in ne diyeceğini bekliyordum. Ağzında birşeyler gevelemeye başladı. Onu bu kadar zorlayan şey neydi acaba. Demir'e odaklanmış, onu dinliyordum. O esnada arkadan biri seslendi. Arkama dönüp baktığımda, Poyraz'ın bize doğru yürüdüğünü gördüm. Endişelenmişe benziyordu. Hızlı adımlarla yürüyerek yanımıza yetişti.

" İyi misin? Sesin kötü geliyordu telefonda. Birşey mi oldu?"

Poyraz'ı karşımda görünce tekrar gözlerim doldu. Boynuna sarıldım. Poyraz da bana sarıldı. Sırtımı okşadı.  Aynı acıları yaşadık. Birbirimizden başka kimsemiz kalmadı. Abim yanımda olduğu için çok mutluyum. Ya o da olmasaydı. Ben ne yapardım bu hayatta. O benim tek tesellim. Onun varlığı bana huzur veriyor. Abimin beni böyle güçsüz görüp, üzülmesini istemiyorum. Kendimi toplamalıydım. Yanaklarımdan süzülen gözyaşlarımı silip abime baktım. Onun da gözleri dolmuştu. Yüzüme hafif bir gülümseme yerleştirdim.

" Şimdi çok daha iyiyim."
Bana gülümseyerek baktıktan sonra bakışlarını yanımızda sessizce duran Demir'e çevirdi. Abimi görünce Demir'in burada olduğunu unutmuşum. Doğru ya, konuşmamız yarıda kesilmişti. Acaba bana ne söyleyecekti.

" Esilya'yı yanlız bırakmadığın için teşekkür ederim demir."

" Eğer esilya'yı sizin şirkete götürmeseydim, bunlar olmazdı. Düşünemedim."

" Elbet birgün oraya gidecektim. Bunlar yaşanacaktı. Sizinle ilgili bir durum değil. En son birşey söylüyordunuz." dedim.

" Önemli birşey değil. Sen gidip dinlen. Sonra konuşuruz."

" Teşekkür ederim."

" Biz artık gidelim. Görüşürüz demir." dedi poyraz.

" Görüşürüz."

Abimle arabaya binip, oradan uzaklaştık. Eve gitmek istemediğimi söyleyince, arabayı kendi evine sürdü. Yolculuk boyunca camdan dışarıyı seyrettim. Eve varınca, abim arabayı durdurdu. Arabadan inip, eve geçtik. Abim üstünü değiştirmek için odaya gitti. Ben de ceketimi çıkarıp vestiyere astım. Kahve yapmak için mutfağa geçtim. Kahveleri hazırladıktan sonra içeri geçtim. Abim koltukta oturuyordu. Elimdeki kahveleri masaya bırakıp, abimin yanına oturdum.

"Birtanemin canı bugün neden sıkılmış. Anlat bakalım." dedi.
Sevgi dolu bakışlarla bana bakarak.

"Bugün Demir ile birlikte babamın şirketine gittik. Anılarımız canlandı gözümün önünde. Kendime engel olamadım."

"Gel buraya." dedi.
Kollarını kocaman açıp bana sımsıkı sarıldı. Biraz öyle durduk.

"Artık üzülme esilya. Ben hep senin yanında olacağım."

"Eski günlere geri dönmek istiyorum. Ailemizi çok özledim."

"Bende onları çok özledim. Ama hayatımıza devam etmek zorundayız. Annem ve babamda mutlu olmamızı isterdi."
Koltuğun üzerine uzanıp, başımı abimin dizinin üstüne koydum.

" Abi! Annemin gülüşünü hatırlamıyorum. Bana anlatsana, annem nasıl gülerdi?"

"Annem gülünce gözleri kısılır. Yanağındaki gamzesi belirginleşirdi. Asil gülerdi annem. Gülüşü ile etrafa mutluluk saçardı."

"Peki ben anneme mi daha çok benziyorum, yoksa babama mı?"

"Sen anneme benziyorsun. Ben ve ada ise babama benziyoruz."

Sonra abim ailecek beraber geçirdiğimiz güzel ve mutlu günlerimizi anlatmaya başladı. Bir masal gibiydi herşey. Gözlerim usulca kapanmaya başladı. Olduğum yerde uyuya kalmışım.

Gözlerindeki Yabancı #Wattys2019 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin