kısım yedi; let's hurt tonight

1.7K 222 118
                                    

one republic - let's hurt tonight

“Ona kısa süreli adam kaçırma adı altında dava açabilirsin.” Kyungsoo, Jongin'in mısır kasesine uzanırken söylüyor. Jongin sesini çıkarmadan Kyungsoo'nun parmaklarının kasede dolanmasını izliyor, tıpkı benim gibi. Saat gece yarısına yaklaşırken biz oturmuş dizi seyrediyoruz. Aslında kimse gerçekten diziyi seyretmiyor.

“Mantıklı gibi.” diyor Kyungah ciddi bir ses tonuyla. Gözlerimi devirerek dizlerimi kendime doğru çekiyorum.

“Avukat parasını nasıl ödemeyi planlıyorsunuz acaba?” diye soruyorum bıkkın bir ses tonuyla, izlemediğim diziye geri dönüyorum, ikisi de derin düşüncelere daldıktan sonra Kyungsoo “Bizim emektarı satarız.” diyor.

“Dalga geçiyorsun herhalde.” tost makinemizden bahsettiğini anlayan Jongin pek de yüksek olmayan bir ses tonuyla söylüyor. Onunla aynı ruh haline sahip bir şekilde Kyungsoo'ya bakıyorum ama Kyungsoo omuz silkmekle yetiniyor ve kanepeye iyice yayılıyor.

“Sana sinirlenmek için fazlaca yorgunum Jongin, kapa çeneni.” diye eklediğinde Jongin başlangıçta tavsiyesine uyarak çenesini kapalı tutuyor ama bir süre sonra merakına yenik düşüyor.

“İyi de emektarı kim almak ister söyler misin?” diye soruyor Jongin ciddiyetle. Kyungsoo ona sinirle bakıyor ama Mindae'nin , nam-ı diğer Jongin'in dünyalar tatlısı bebiş yeğeni, Jongin'in sağ gözünün altına çizdiği sevimli, yamuk kalbi görünce çattığı kaşları yumuşuyor. Jongin ona hala ciddiyetle bakmaya devam ediyor.

“Neden silmedin onu?” diye soruyor Kyungsoo kısık çıkan sesiyle. Jongin neler olup bittiğini ilk başta anlayamıyor ama Kyungsoo'nun nereye baktığını görünce parmak uçlarıyla istemsizce kalbe dokunuyor.

“Min bunu canavarları benden uzak tutmak için çizdi, ona bununla uyuyacağıma dair söz verdim.” diyor utanarak. Jongin'in koca bir aptal olduğunu bilsem de o anda ben bile ona düşüyorum. Çığlık atmamak için kucağımdaki yastığı ısırıyorum. Kyungsoo sessizce ona bakmaya devam ediyor. Jongin rahatsızca kıpırdanarak “Biliyorum çok aptalca-” diye lafa başlıyor.

“Değil.” Kyungsoo bıçak kadar keskin bir ses tonuyla karşı çıkıyor. Sonra homurdanarak koltuktan kalkıyor ve dizi izleme gecesine son veren kişi oluyor. Jongin de onun peşinden gidiyor.

“Pekala, Chanyeol gerçekten seni almaya gelirse ne yapacaksın?” diye soruyor Kyungah.

“Ona gününü göstereceğim.”

🍓


“TANRI AŞKINA BENİ AŞAĞI İNDİR! HEMEN!” Chanyeol beni omzuna almış arabasına sürüklerken ona gününü gösterme planım pek de yolunda gitmiyor. Kyungah, Jongin ve Kyungsoo hatta Sehun bile arabadan inip yardımıma koşmaya çalıssa da Chanyeol hepsinden hızlı davranarak beni Range Rover'ın arka koltuğuna oturtmayı başarıyor. Sürücü koltuğuna geçtikten sonra öfkeden burnumdan solumama aldırmadan ciddi bir ifadeyle dikiz aynasından bana bakıyor.

“Bak,” diyor. “Bir adam seni karşılıksız arabasına alıyorsa bunun iki sebebi olabilir. Ya seninle çıplaklık içeren birtakım şeyler yapmayı istiyordur ya da organ mafyasıdır. Ve o herife bir göz atarsan iki sebebe de sahip olduğunu anlayabilirsin.”

“Peki ya sen?” diye bağırıyorum, öfke beni ele geçirmiş bir halde olduğundan Sehun'u savunmak aklıma bile gelmiyor.

Chanyeol bana geniş bir sırıtma vermekle yetiniyor.

“Bu sebeplerden birine sahibim.” diyor direksiyonu tutarken. “Ve sen hangisi olduğunu gayet iyi biliyorsun.”

Yüzümün kızardığını ısınan yanaklarımdan hissedebiliyorum, üzerimdeki montun fermuarını Chanyeol'e çaktırmadan aralamaya çalışırken çemkirmeyi ihmal etmiyorum.

kırık plak Where stories live. Discover now