20. Bölüm- Evli Çiftin Odası

2.9K 121 386
                                    

Tuğçe'den

Gözlerimi bir sırt ağrısıyla araladım. "Ah!" Etrafıma baktığımda soğuk bir parke ile karşılaştım, başımı sağa çevirdiğimde ise yatak ayaklarını gördüm. "Kahretsin!" Yerden buz gibi olmuş bedenimi kaldırmaya çabalasam da pek başarılı olamadım. Yatağa tutunarak güç bela kalkıp yatağın her yerini kaplamış Emir'e baktım. Ya hain köpek, dün bana üşümeyeyim diye sarılarak uyudun, bugün ise beni yataktan yerlere atıyorsun. Güne dört sıfır geride başlamış bulunmaktayım. Bugünden daha da hayır falan beklemiyorum.

Gözlerimi kıstım ve ağrıyan bedenime rağmen Emir'in üzerine atladım. "Noluyo ya?" Uyku sersemi bana deliymişim gibi baktı. "Kızım insene tepemden uyuyorum." Kaşlarımı çattım ve karnının üzerine oturup iyice yerleştim. "Sen beni nasıl aşağı atarsın?" Bir eliyle gözlerini ovaladı ve elinin tersiyle git hareketi yaptı. Adam uykudan uyanınca bile egoist cidden bazen katlanamıyorum sana ama şu an konuşmanı yeğlerim. Neden mi? Çünkü yatakta yatan bir erkekten daha çekici olan şey uykudan uyanmış erkek sesidir.

Neyse bay ego ben sana gününü gösteririm. Karnından başına doğru uzandım ve ellerimi şaçlarına geçirip çekmeye başladım. "Ah.. Tuğçe git başımdan zorlama beni bak." Allah Allah paşaya bak sen kalk bakalım artık, ben yerde uyudum kim bilir kaç saat. Şimdi senin bu sıcak ve yumuşak yatakta yatmana izin vermeyeceğim! Eliyle elimi kavradıysa da ellerim arasına alıp sıkıca tuttuğum ara ara çektiğim saçları bırakmadım. Son saç bükücü iş başında. "Senin duracağın yok şimdi sen görürsün, ben seni durdururum." dedi ve benimle beraber ayağı kalktı birden ayaklarımı boşlukta bulmanın şaşkınlığıyla hemen onun beline sardım. Ne yapıyorum ben ya?

"Emir ne yapıyorsun indir beni aşağı?" dedim biraz sıcaklayarak. Camları mı açsak, sıcak oldu içerisi. "Elini saçlarımdan çek diye ders veriyorum ama sen hâlâ çekmiyorsun tamam o zaman bu işe mükemmel bir şekilde el koyuyorum." dedi ve beni çalışma masasının üzerine oturttu. Hemen ardından dudaklarıma yapışıp sırtımı masaya devirdi. Ne oluyoruz be? Konuşmaya çalışsamda pek başarılı olamadım. Malum kendini fena bastırdığı için. Elimi saçından çektim ve omzunu iteledim ama bir duvara tosladığımı sonra fark ettim. Bu çocuk bence yalnızlıktan kafayı yedi. Sana acilen kız bulmamız lazım bu gidişte korkuyorum ki çoluk çocuğa karışacağım. Durup durup beni öpüyor ya.

Bizim halimizde değişiklik yokken kapının açılmasıyla o yöne döndük. "Pardon çocuğum böldüm sizi. Tabi daha altı aylık evli çiftin odasına girilir mi? Neyse bakmıyorum ben devam edin işiniz bitince yemeğe gelin mutlaka." dedi ve geldiği gibi odadan çıktı Bahar Hanım. Kaşlarımı çatıp ona baktım ve kafasına bir tane patlattım. "Pisliksin pislik."

Karşımda pis pis gülen Emir'den başımı başka yöne çevirdim. "Ben sana saçımdan elini çek demiştim. Hem sen bir erkeğin üzerine oturdun dua et sadece öptüm." dedi ve gözünü kırpıp üzerimden çekildi.

"Sen gerçekten pisliksin!" dedim ve giyinme odasına gidip giyindim. Daha sonra da Emir'den olabildiğince uzak durarak aşağıya indim. Malum her an her şeyi yapabilecek potansiyele sahipti. Ay ben şimdi Bahar hanımın yüzüne nasıl bakacağım? Utandım şimdi ya Emir yüzünde sivilce çıkar umarım.

Salona geçince masada yerimi aldım. Emir de gelip yanıma her zamanki yerine oturdu. Etrafıma kimseye fark ettirmeden baktığımda herkes kıkır kıkır gülüyordu. Emir'in annesinden hele ki Ozan'ın teyzesinden ne beklersin ki? Evet bütün cinslikler bu ailede. Nereden bulaştım ben bu işe yediden yetmişe herkes kafayı sırıtmış.

Bir defa daha başımı kaldırıp baktığımda kocaman bir aile olduğumuzu düşündüm. Dede, anneanne, teyze, amca, anne, Ozan ve daha sonra ailemize eklenen Ali, Nehir, Betül. Onca şey yaşamamıza rağmen, her şey yalan olmasına rağmen yine mutluyduk biz, herkes mutluydu, ben de mutluydum.

Kusurlu Yalancı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin