14. Bölüm // Ömürlük Aşk... //

7.2K 308 13
                                    

14. Bölüm

^^ Arkadaşlar geçen bölüme gelen Vote'ler çok... Lütfen bu bölüm de böyle olmasın :/ Bu arada yeni bölümün gelmesi iki üç haftayı bulur. Üniversite kayıtları için Trabzona'a gidiyorum ve okullar açılana kadar da oradayım. Net ve bilgisayar bulmakta biraz zorlanabilirim. Bu yüzden size net bir tarih veremiyorum. Beni ve hikayenin yeni bölümünü sabırla bekleyin lütfen.... Kendine çok iyi bakın, yeni bölümde görüşürüz :)) ^^

Yetkin, merakla Eva’nın yanıtını beklerken sevdiğinin kendini daha da meraklandıracağını hiç ummamıştı.

‘’ Benim çok yakından tanıdığım biri… Bunu ancak Cemre’yi gördüğün de anlayabilirsin.’’ Diyerek Yetkin’i merak girdabına sokarken ağzından Cemre ile ilgili başka bir şey dökmemeye kararlıydı.

Yetkin, Eva’dan bu konuda daha fazla söz koparamayacağını anlayarak yörüngesini başka yere çevirdi.

‘’ Peki o zaman bana kendinizi anlatır mısınız Eva Hanım ? Bu konuda apaçık olmanızı bekliyorum,’’ diyerek tatlı bir gülüş attı sevdiğine.

Eva, Yetkin’in gözlerindeki ışığa ve gülümsemesinin tatlılığına eriyerek, ‘’ Memnuniyetle Yetkin’im. Benim hakkımda ne öğrenmek istiyorsun peki ? ‘’ diyerek memnuniyetle güldü. İlk kez sevdiğine kendine anlatacak olmanın hem heyecanı hem de mutluluğu vardı. Bu anı hep hastalarından dinlerken çok hoşuna gidip iç geçirirdi. Şimdi bu sahneyi kalbimin tek sahibiyle yaşıyordu.

‘’ Her şeyi...’’ diyerek iki kelimeye sığdırdı tüm sorularını. Ardından ‘’ Senin benim olana kadar yaşadığın her olayı , her anı bilmek hayalimden bile kendimi oraya yerleştirmek istiyorum. Ne geçmişte ne şimdi ne de gelecek de sensiz nefes almak dahi istemiyorum. ‘’ Dedi.

Yetkin’in sözleri Eva’yı derinden etkilerken gözleri mutlulukla dolmuştu. Bir aşka tutulmak bile imkansızken onun için şimdi o aşkın büyüleyici sözlerini dinliyordu aşkla bakan sevdiğinden. Bu an, bu sözler bir bir kalbine işlenirken geldiği bu duruma şükretmekten geri kalmıyordu.

Eva, çocukluğundan başlayarak kendini Yetkin’e anlatırken dakikalar saatleri kovalayarak uzun bir sohbet geçti aralarında. Yetkin, bazı anıları kıskanırken bazılarına da çok gülmüştü. Eva’nın şu an ki olgun halinin çocukken yanından bile geçmediğini öğrenmek apayrı bir keyif vermişti. Sevdiğinin çocukken azcık(!) yaramaz olup annesini kızdırdığı anlar sohbetin en çok güldüren kısmıydı şüphesiz. Eva, Yetkin’in gülmelerine ilkten kızsa da sonradan kendi de katılmıştı. Keyifli bir sohbetin ardından saate bakan Eva, kalkma vaktinin çoktan geldiğini de fark etti. Yetkin’i ve bu sohbeti hiç bırakmak istememesine rağmen hastaları ve işleri onu bekliyordu.

‘’ Kalkma vakti geldi değil mi ? ‘’ diye soran genç adam bu durumdan oldukça hoşnutsuzdu. Dudaklarını huzursuzca kıvırırken gözlerini Eva’dan da çekmiyordu.

‘’ Her geçen dakika seni daha yakından tanımak apayrı bir zevk. Bunun hiç bitmemesini diliyorum. Şimdi seni ben bırakıyım da yolda biraz daha beraber vakit geçirmiş oluruz. ‘’

Yetkin’in sözlerine aşkla gülümserken, ‘’ Bulduğum her fırsatı değerlendireyim, diyorsun ? Bence de değerlendirmelisin… ‘’ dedi. Ardında da ‘’ Seninle geçen her saniyem huzur bana. Bu anın keyfini hiçbir şeye değişmem. ‘’

Masadan kalkarken söylediği bu söz Yetkin’in anında Eva’ya sarılmasına sebep olmuştu. Cafedekileri umursamadan aşkla sevdiğine sarılan Yetkin, ‘’ Teşekkür ederim,’ diye fısıldadı. Güven duygusunu tekrardan kazandırdığı, kendisine gerçek aşkı yaşattığı ve her daim kendisine aşkla, gülümseyerek baktığı için teşekkür ediyordu. İki kelimelik cümle aslında bir kalbin içindeki saklı gömüydü. Ve bu gömü tüm hazinlerin değerinin çok çok katıydı. Yetkin, bu gömüyü ölene kadar kalbinde taşımanın andını içerken Eva’nın elini tutup arabalarına doğru ilerlediler. 

Vazgeçebilir Misin ?Where stories live. Discover now