Nine

746 85 55
                                    

Söyle nefesim, söyle anlat ona
Dokunmadı ellerim asla başkasına

Yedinci Ev - Anlat Ona

"Buğlem, bebeğim daldın gittin yine. Anlatsana ne oldu?"

Ofladım ve gözlerimi sildim. Asel yanımda duran telefonu eline aldığında "Aşk olsun. Bir de kapattın mı tamamen, aramayayım diye!" diyerek açtı.

"Ya konuşacak hâlde değildim. Bugün öyle şeyler oldu ki..."

Çenem yine ağlayacağımı belirtircesine titremeye başlarken Asel'in açtığı telefonum çalmaya başladı. Asel bana kıyamaz şekilde bakarken eliyle 'telefonu ben açıyorum' der gibi bir işaret yaptı. Başımı sallayarak onayladım.

"Alo? Ben Asel, Buğlem'in kuzeni. Sen de şu Zeynep olmalısın, değil mi? Ya... Açıkcası hiç iyi durmuyor." dedi gözlerime bakarken. "Sen biliyorsundur ne olduğunu ama anlatmıyor. Ha, olur. Tamam ben atıyorum şimdi konumu. Tabii ki, bekliyorum. Görüşürüz."

Telefonumda birkaç bir şey yaptıktan sonra yanıma geldi. Gözlerim dolu dolu baktım ona. Burukça gülümsedi. "Geçecek." diye fısıldadı. "Ne oldu bilmiyorum ama geçecek."

Geçer miydi sahiden?

Buna inanmayı bırakmıştım.

Hiçbir acı sonsuza dek ilk andaki gibi kalmazdı ama derinlerde bir yerde yaşamaya devam ederdi.

Egemen'in acısını son gününe kadar hiç azalmayacak şekilde çekecekmişim gibi hissediyordum.

Yaklaşık 15-20 dakika sonra kapı çaldığında Asel koşarak kapıyı açtı. Birkaç konuşma diyaloğu duyduktan sonra Zeynep odanın kapısında belirdi ve koşarak yanıma gelip bana sarıldı. Ben de ona oturduğum yerden karşılık verdim. Benden ayrılıp da yanıma oturduğunda ellerimi tuttu. "Buğlem, bak ben özür dilerim Yusuf adına. Gerçekten, böyle olacağını bilseydim-"

"Zeynep sorun yok. Tamam, sakin ol."

Bana kocaman gözlerle bakarken kapının pervazına sol omzunu yaslamış Asel'e döndüm. "Haklıydı. Ona görünmeden gitmem lazımdı. Ama..." Gözlerimi sıkıca kapattım. "Egemen beni gördü."

"Oha, nasıl?"

"Ne ara ya?"

"İşte sizden ayrıldıktan sonra kafamı dağıtmak için dolaştım biraz. Sonra... Sonra eve gittim, üstümü değişmek için. Apartmandan çıktığımda tam... tam karşımdaydı. Gördü beni."

"Oha ya, sen ne yaptın peki?"

"Koştum... Direkt buraya geldim."

"Neden kaçtın ya hayatım? Konuşsaydınız ya..." diyen Asel'e çevirdim bakışlarımı.

"Konuşabilecek hâlde değildim. Hem... Hem zaten artık biliyor karşısında oturduğumu. Kesin konuşacağız."

Zeynep omzumu sıvazlarken, "Yusuf'a aldırma, tamam mı? Ya siz birbirinizi seviyorsunuz! Buna kim engel olabilir ki?" dedi.

"Ona bunca şey yaptım. Nasıl hâlâ sevebilir ki beni?" dedim çaresizce.

Asel, "Durun bir dakika, Yusuf karşısına çıkmasını mı istemedi?" diye araya girdiğinde onaylayarak başımı salladım. "Egemen'in çok acı çektiğini söyledi. Bunca şeyden sonra karşısına çıkmak hakkım değil."

Son DansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin