☘️ TANITIM ☘️

20.4K 676 185
                                    

Ve ayrıldılar...

Kadın bir daha sevmeyecek,
Adam bir daha böyle sevilmeyecekti... 

🌷🌷🌷🌷🌷

Eren sinirli bir şekilde elinde ki telefonu bana göstererek;

"Bu ne demek oluyor Hazal!" diye resmen kükredi. Ben önce Eren'e anlamaz gözlerle baktım, ardından bakışlarımı elinde ki telefona döndürdüm. Ama keşke döndürmez olaydım. Telefonda gördüklerimden sonra büyük bir şok geçirdim. Ona güvenmemem gerekiyordu. Kahretsin ki ona güvenmemeliydim.

Kafamı kaldırıp Eren'e baktığımda, daha önce hiç bana atmadığı bakışlarından gönderiyordu. İlk defa bana böylesine nefretle ve iğrenerek bakıyordu. Sonra bakışlarımı Eren'den aldım ve diğerlerine de tek tek baktım. Melis ve Aylin de bana iğrenerek bakıyorlardı. Umut nefretle bakıyordu. Hatta abim bile onlar gibi bakıyordu. Hem nefretle hem de iğrenerek.

Abim bile benim böyle bir şey yapabileceğimi düşünüyordu yani. Rüzgar ve Ceyda ise bana onlar gibi bakmıyorlardı. Kuzenim Serkan'da öyle. Hatta o 3'ü de bana değil, onlara sinirle bakıyorlardı. Yani onlar hariç diğerleri daha bana işin aslını bile sormadan, beni dinlemeyi bile düşünmeden o telefonda ki fotoğraflara inanmayı tercih etmişlerdi.

Tekrar Eren'e baktığımda ağzımı açıp tam konuşacakken izin vermedi ve kendisi konuştu.

"Sen, sen bunu bana nasıl yaparsın haa!. Nasıl!" kükreyerek konuşuyordu.

Yine benim konuşmama fırsat vermeden kendisi devam etti.

"Ben senin gerçek yüzünü nasıl göremedim. Senin öyle kızlardan olmadığını sanmıştım. Ama meğerse sen de bir sürtükmüşsün. Sen nasıl yaptın bunu bana yaa. Ben seni sadece sevdim bee. Sevdim. Ama sen, resmen sürtük çıktın. Ne o, ben seni tatmin edemedim mi haa!!! Sen melek yüzlü şeytan çıktın be. Ve ben bunu anlayamadım. Hepimizi de ayakta uyutmuşsun. Yazık. Çok yazık. Senin o pis yüzünü görmek bile istemiyorum. Senden iğreniyorum hatta.!!!"

Onun söylediklerinden sonra sol tarafıma sanki bir hançer sapladılar.

Çok kızdım. Çok kırıldım. Bana değil, o fotoğrafa inandı. Beni dinlemedi bile.

"Eren o fotoğraftakiler tamamen yanlış anlaşılma. İnan bana. Ben, ben seni çok seviyorum. Bana oyun oynadılar, aramızı bozmak için-"

Eren hemen benim sözümü kesip;

"Sen onun yanından gelmiyor musun şimdi!" diye sordu bağırarak.

"Evet, oradan geliyorum ama bir kere beni dinlesen sen de anlayacaksın. Hak vereceksin bana."

Eren kendine en uzak olan bir kahkahasını attı.

"Neyini dinleyeceğim lan! Ha. Sen sürtüğün tekisin.!!"

Onun bu söyledikleri gerçekten de çok kırıcıydı. Hem de çok. Ve ben gözyaşlarımın akmasına engel olamadım. Yavaş yavaş akıyorlardı. Eren, benim sevgilim bana değil ona inanıyordu. Ona. Lanet olsun!!!

Kafamı bizimkilere döndürdüğümde;

"Siz de mi o fotoğrafa inanıyor sunuz? Ben suçsuzum. Masumum. Sürtük değilim. Nolur inanın bana." diyip yere çöktüm ağlayarak. Konuşmaya Aylin başladı.

"Biz de seni masum sanmıştık. Çok yazık."

Melis'te Aylin'inkine benzer laflar söyledi. Ve Umut'ta. Ardından tek tek konuşan arkasına bile bakmadan gitti. Bana değil ona inanıyorlardı işte. En son abim hiç konuşmadığı için ona bakmaya başladım.

"O fotoğrafta zaten her şey açık değil mi. Yazık. Senden, benim kardeşim olmandan utanıyorum!" dedi ve o da giderken, ben konuştum.

"Hiç bir şey göründüğü gibi değildir."

Abim arkasını dönüp bana bakmaya tenezzül bile etmediği gibi gitti. Bu sırada Rüzgar, Ceyda ve Serkan ise beni savunuyorlardı. Kendi abim bile bana inanmadı bee.

Eren'de arkasını döndü ve gitmeye başladı. Ben de konuşmaya başlayınca durdu ve öylece beklemeye başladı. Ama arkasını dönmedi.

"Size bütün gerçekleri ispatlayacağım. Benim sürtük olmadığımı, suçsuz ve masum olduğumu. Ama sonra da sizin haberiniz bile olmadan parmağımda ki yüzüğü çıkarıp gideceğim buralardan. Sizin ruhunuz bile duymayacak. Bunu size masum olduğumu ispatladıktan sonra yapacağım. Bundan emin olabilirsin."

Dedim. Sonra Eren hiç bir şey söylemeden ve diğerleri gibi arkasına dahi bakmadan çıktı evden. Çok pişman olacaklardı, çok. Bana söylediklerinden sonra çok pişman olacaklardı. Ama o zaman da pişman olmak için geç kalmış olacaklardı. Ne de olsa 'son pişmanlık fayda etmez'.

Yanımda ise Rüzgar, Ceyda ve Serkan kaldı. Onlar bana inandı. Bana her zaman güvenen ve inanan sevgilimle abim ve arkadaşlarım bile bana inanmadılar. Ama onlar inandılar.

🌷🌷🌷

Hani derler ya;
"İnsan sevdiğine hiç kırılır mı...?"
Aslında insan en çok sevdiğine kırılır...!

🥀🥀🥀

Eziğin İntikamı adlı kitabın devamıdır...

EZİĞİN İNTİKAMI 2 (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now