40- SONRASI KARANLIK

11.7K 584 83
                                    

Merve ve Emre'yle 1 saattir konuşmamızın ardından onları evlerine gönderdim, çok yorgun görünüyorlardı. Zaten Serkan ve Eren hariç diğerleri işlerini halletmeye gitmişlerdi. Serkan'ın da arkadaşları olduğu için benimle birlikte kaldı. Eren'in de beni Emre'den kıskandığı o kadar belliydi ki. Sırf bu yüzden o da bizimle kalmayı tercih etti. Ama onlar gidince Serkan ve Eren'de kendi odalarına gittiler. Halletmeleri gereken işler varmış. Hepimiz de holding içindeyiz yani. Ben de odam da işlerimi halletmeye başladım.

Evraklara kendi imza yerime imzaları atarken Serkan'ın imza atmadığını farkettim. Serkan'ın da imzası gerekiyor çünkü. Ayağa kalktım ve odasına doğru adımlamaya başladım. Odasına girdiğimde yoktu. 'Acaba Eren'in odasında mı' diye düşünüp onun odasına doğru ilerlemeye başladım.

Eren'in odasının önüne geldim ve kapıyı tıklamak için elimi kaldırdığımda bir kızla Eren'in konuşmalarını duydum.

EREN'İN AĞZINDAN

"Ne istiyorsun yine Elif?"

Odamda işlerimi halletmeye çalışırken, çalışırken diyorum çünkü Hazal'ı düşünmekten işlerime bile konsantre olamıyorum. Odanın kapısı birden açılıp Elif girmişti. Benim peşimi hiç bırakmıyor. Sadece asistanım o benim. Hem benim kalbimde bir tek Hazal var. Ve onu oradan çıkarmaya da niyetim yok. Bu kız biraz daha ileri giderse kovacağım o olacak. Aslında  şimdiye kadar çoktan kovulmuştu ama paraya ihtiyacı olduğu için kovamıyorum ki.

"Ben, seni istiyorum. Neden anlamıyorsun seni çok seviyorum."

Dedi ve biraz daha bana yaklaşmaya başladı. Ve tam dibime girdi. Ben de o sırada ayağa kalktım.

"Bak, asıl sen anlamıyorsun. Uzak dur benden. Ben seni sevmiyorum. Ve sevmeyeceğim de. Bütün holding biliyor benim Hazal'la ilişkimi."

O da hafif sırıtarak;

"Ama siz ayrıldınız. Holdingtekiler bunu da biliyor."

Hafif bir şekilde gülümseyerek;

"Fakat hâlâ daha Hazal'ı sevdiğimi de biliyorlar."

İşte kızın yüzü düştü. Umarım bu sefer anlar. Yoksa ben sinirlenmeye başlıyorum.

"Ama beni de sevebilirsin. Hem o seni affetmiyor ki. Ben sana onu unutturabilirim."

"Hazal'ı unutmak isteyen kim." dedim buruk bir gülümseme ile.

Tam beni öpecekken ani bir refleksle kurtuldum. Neyse ki reflekslerim iyiydi. Ve ona sinirli bir şekilde;

"Sen ne yaptığını sanıyorsun. Ne hakla beni öpmeye kalkarsın sen. Bu dudaklar en son Hazal'ınkilere değdi. Ve sonsuza kadar da öyle kalacak."

O da sinirli bir şekilde, "ya neden beni sevmiyorsun, neden. Hazal'da Hazal, Hazal'da Hazal. Ben güzel değil miyim. Beni beğenmiyor musun?"

"Sen ne dediğinin farkında mısın? Ben sana hiç o gözle bakmadım bile. Hazal dünyanın en güzel kızı. Hem ben öyle diğer erkekler gibi dış görünüşe de önem veren bile değilim. Ben iç güzelliğe bakarım. Hazal herkesten farklı. Sen de yerini bil. Benim sadece asistanımsın sen unutma!!"

HAZAL'DAN DEVAM

Duyduklarım karşısında şoka girdim. Bu duyduklarım doğru mu şimdi. Eren gerçekten de beni çok seviyor o zaman. Ve çokta pişman gibi. Hâlâ beni sevdiğini söyledi o kıza yaa. Yüzümde aptal bir sırıtmayla odama geri döndüm direct. Şu an çok mutluyum. O duyduklarım. Dudakları en son benimkilere değmiş. E o zaman benden sonra başka hiç bir kıza bakmadı Eren. Tamam ona hem kızgınım, hem de kırgınım fakat bu beni çok mutlu etti. Resmen kızı reddedip, beni sevdiğini söyledi. De bir dakika yaa, o bir de holdingtekilerin de bizim ilişkimizi bildiklerini söyledi dimi. Yok artık. Nasıl biliyorlar ki yaaa.

EZİĞİN İNTİKAMI 2 (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now