41- ÇARESİZLİK

10.1K 536 31
                                    

EREN'İN AĞZINDAN

Hazal beni ve Gökhan abiyi affetmeyeceğini söyledi. Ama haklıydı. Ona çok ağır laflar etmiştim. Üstelik o bunların hiçbirini haketmiyordu. Ama hepsini de kıskançlık ve öfkem yüzünden söylemiştim. Gerçek düşüncelerim değildi. Ama ne yapıp edip ona kendimi affettireceğim. Gökhan abi de zaten çok kötü durumda. Onun da kardeşi tabi. O da kendini affettirmek için uğraşıyor.

**********

Artık mesai saatim bittiği için hemen ayaklandım ve odamdan çıktım. Serkan'da o sırada Hazal'ın odasından çıkıyordu.

"Hazal'la neden gelmedin. Onlara gideceğiz yaa bugün. Annesi akşam yemeğine davet etti." dedim.

"Ben de onun için gitmiştim de odasında yoktu. O erken gitti herhalde. Hadi gidelim. Sadece biz kaldık. Diğerleri de az önce çıktılar."

Onu onaylayıp biz de holdingten çıktık ve otoparka gidip arabalarımıza bindik. Ama içimde kötü bir his vardı. Hazal kızları affetti. Onlara da olsun söylerdi mutlaka erken çıktığını. Umarım bu his uydurduğum bir kuruntudur. Umarım Hazal evdedir şu an.

**********

Evin önüne arabamı park ettim, benden sonra da Serkan geldi zaten. O da arabadan indi. Eve doğru yürürken benim yüz ifademi görmüş olacak ki;

"Eren noldu sana? Bu yüzünün hali ne böyle?"

"Benim içimde kötü bir his var yaa."

"Sakin ol. O senin kuruntundur. Yaşadıklarımız kolay şeyler değildi sonuçta."

"Umarım" diye fısıldadım sessizce.

Salona girdiğimizde herkes buradaydı. Bir kişi hariç.

"Hazal nerede?" diye sordum hemen. Melis'te kaşlarını kaldırarak bakmaya başladı.

"Nasıl yani, o holdingte değil miydi?" diye sorunca endişelenmeye başlamıştım. İçimde ki kötü histe yanılmamışım işte. Serkan'da, "hayır, biz de onu eve gelmiştir diye düşündük."

Onlara da benim kadar endişelenmeye başladılar. Babası Kemal amca ve annesi Hacer teyze de öyle. Hepimizin yüzü endişeli bir hal aldı. Ve hepimiz de tek tek aradık. Fakat hiçbirimizin telefonlarını da açmıyordu. En son telefonu ulaşılamıyor oldu. Ama neden? Neredesin Hazal? Nerede?

HAZAL'DAN DEVAM

Gözlerimi açtığımda bir evdeydim. Dağ evine benziyordu. Ellerim ve ayaklarım bağlı değillerdi. Ama ben neredeydim? Beni buraya kim getirdi? En son otoparkta ağzıma bir bez tutmuşlardı. Kısa bir süre sonra da bayılmıştım bezde ki kokuyu alınca. Ama kim yapmış olabilir bunu? Beni kim kaçırmış olab- yoksa, yoksa Aras'mı? Aklıma ondan başka kimse de gelmiyor ki.

Ayağa kalkıp kapıya doğru ilerlemeye başladım. Kapının kolunu aşağı indirdiğimde kapı açıldı. Kilitli değildi enteresan bir şekilde. Eve şöyle bir göz attığımda kimse yoktu görünür de. Aman kimse kim. Benim hemen buradan kaçmam gerekiyor. Koridor da ilerlemeye devam ettim. Ve ileride dış kapıyı gördüm.

Dış kapıyı açmaya yeltendiğimde açılmadı. Offf hayır yaa. Kapı kilitliydi. Bir kaç kez daha denedim ama olmuyordu. Açılmıyordu. Etrafıma anahtar var mı diye bakmaya başladım.

EZİĞİN İNTİKAMI 2 (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now