43- KURTARILMA

9.6K 544 51
                                    

1 saattir odada tur atıyordum. Fakat aklıma nasıl kurtulacağıma dair hiç bir şey gelmiyordu. Odanın kapısı açılınca oraya döndüm. Tabiki de Aras'tı.

"Sen daha hazırlanmadın mı!" dedi sinirli bir şekilde.

"Aras ne olur yapma bana bunu. Ben seninle evlenemem."

"Eğer 5 dakikaya giyinmezsen ben seni zevkle giydiririm güzelim." diyip gitti. Ben ne yapacaktım şimdi. Nasıl kurtulacağım.

Ben ailemi, arkadaşlarımı özledim. Eren'i özledim. Hem de çok özledim.

O tehditten sonra istemeye istemeye üstümü giyinmek zorunda kaldım. Odanın kapısı tekrar açıldı. Aras içeri girip beni baştan aşağı süzdü beğeni gözüyle. Sonra tam karşıma gelip hiç ama hiç istemeyeceğim bir şeyi yaptı, alnımdan öptü, ardından elimi tutup;

"Çok güzel olmuşsun meleğim. Zaten senin her halin güzel. Hadi gel, nikah memuru birazdan gelir." dedi ve elimi bırakmadan beni odadan çıkardı.

Salona oturttu beni ve o da yanıma oturdu. Ben ise kendimi öldürmenin planlarını yapmaya başlamıştım bu sefer. Aras'la evleneceğime ölürüm daha iyi hesabı yani.

"Eğer nikah memuruna olumlu bir cevap vermezsen önce Eren olmak üzere tüm sevdiklerin ölür!"

Ağlamak üzereyim yaa. Üstelik özellikle Eren'i önce söyledi. Ama hayır, ağlamak yok. Ağlamamalıyım. Güçlü olmalıyım. Ve tabiki de olumlu bir cevap vermeyeceğim. Beni sevdiklerimle tehdit edemez. Evimizin ve holdingimizin her yerinde korumalarımız var. Bu kadarına da cesaret edemez yani. Sadece cevabım 'evet' olsun diye beni korkutuyor işte.

EREN'İN AĞZINDAN

Tahmin ettiğimiz gibi Hakan sayesinde yerlerini bulduk. Yani daha doğrusu onunda tahmin ettiği şehir dışında bir yere gidiyoruz. Şu an da yoldayız. Umarım oradadır. Umarım buluruz Hazal'ımı. Ben onu çok özledim. Onu yanımda istiyorum artık.

Arabayı Hakan kullanıyor. Ben de arka koltukta konuşmaları dinlemek için bilgisayarı açtım. Gerçi hâlâ Burak'ın Hazal'a neden ses kayıt cihazlı bir kolye hediye ettiğini anlamış değilim. Hayır onu geçtim sen benim sevdiğim kıza ne hakla hediye verirsin. Acaba Hazal boynunda ki kolye de ses cihazı olduğunu biliyor mudur ki. Ama eğer bilseydi daha önceden yalnız olduğu bir zaman o ses kayıt cihazına nerede olduğunu söylerdi. Ama tabi nerede olduğunu o bilmiyor da olabilir. Neyse onu bulduk ya, benden mutlusu yok. Şu an 5-6 tane araba arka arkaya Hakan'ın söylediği yere gidiyoruz. Yani hepimiz çok sevindik ve herkes gelmek istedi.

Bilgisayarı açtığımda önce hiç ses yoktu. Biraz bekledim ama yine ses yok. Niye hiç konuşmuyorlar. Lan yoksa bu it Hazal'a bir şey yapmış olmasın. Eğer öyle bir şey olduysa ölümlerden ölüm beğensin o Aras piçi. Bir sinirle tam bilgisayarı kapatacakken o hasret kaldığım ses yerine başka birinin sesini duydum. Ama bu ses Aras'ın sesi de değildi. Bir adamın sesiydi. Ve o adamın söylediği şeyle olduğum yerde kalakaldım. Bu, bu nikah memuru. Tek ben de değil arabada ki herkes şaşırdı. Ve ben Hakan'a bağırarak;

"Hızlı hızlı sür şu arabayı!! Hadi!!"

Kafasıyla onaylayıp daha hızlı sürmeye başladı. Benim olduğum araba da Melis, Aylin, Hazal'ın annesi Hacer teyze ve Umut'ta vardı. Hacer teyze ve kızlar nikah memurunun Hazal'a yönelttiği soruyu duyunca ağlamaya başladılar. Biz erkekler de sinirlenmiştik. Hazal'ın o soruya vereceği cevabı tabiki de biliyorduk. Hayır diyecekti. Ama yine de korkuyorduk işte Aras ona bir şey yapacak diye.

EZİĞİN İNTİKAMI 2 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin