34- ÖZLEM - HASRET

12.6K 574 132
                                    

               🌷 1 YIL SONRA 🌷

EREN'İN AĞZINDAN

"Artık içmeyi bırak be kardeşim."

Umut'un sesini duyunca kafamı ona çevirdim. O da aynı benim gibi perişan haldeydi. Sonuçta o da arkadaşını özledi. Tek o da değil. Kızlar bu 1 yıl içinde sürekli ağladılar. Gökhan abi de çok perişan oldu. Herkes perişan halde, Hazal'ın gittiği günkü gibi. Ve hepimiz de çok pişmanız. Keşke zamanı geriye alabilsek. Keşke.

Aradan 1 yıl geçse de kimse düzelemedi. Hazal'ın geri dönmesini istemekten başka çaremiz de yok.  Kalmadı. Hepimiz aradık fakat bulamadık nerede olduğunu. Yer yarıldı da içine girdi sanki. Giderken de benim en sevdiğim t-shirtümü ve benim kokusunu sevdiği parfümümü aldığını farketmiştim. Ne zaman aklıma gelse yüzümde buruk bir gülümseme oluşuyor. O gittiğinden beri bir kere bile kendi odama girmedim ben de. Geceleri Hazal'ın odasında uyuyordum. Onun kokusuyla birlikte.

Onun nerede olduğunu çok merak ediyorum. Ama bir türlü bulamıyoruz. 

Annesiyle babası biliyorlar ama söylemiyorlar. Hazal onları uyarmış. Babası da söylemeyeceğine dair söz vermiş kızına. Ve hepimiz biliyoruz ki Kemal amca sözlerine çok sadık bir adamdır. Ne yaparsak yapalım hayatta söylemez Hazal'ın yerini.

Serkan bulmuş aslında ama o da, Hazal'ın yerini bulduğunda bize söylemeyeceğini söylemişti o gün. O da kendine göre haklı tabi. Sonuçta o kuzenine inandı, ama ben sevgilime inanmadım. O olmayınca ben de kendimi alkole kaptırdım. Hazal hayatıma girdiği günden beri alkol kullanmıyordum. Bırakmıştım. Ama şimdi o olmayınca tekrar başladım. Onu o kadar çok özledim ki. Ablamın çocuğu olacağına bile kimse sevinemedi. Ben de dayı olacağıma sevinemedim. Yaşadığım her an onu özlemeye itiyor beni, ağır geliyor yokluğu, beklediğim, özlediğim, özlemim.

1 yıl oldu. Tam 1 yıl. Ve, ne ben Hazal'ımı bulabildim, ne de o bir kere bile buraya geldi. Gelmesini bırak bir kere aramadı bile. 'öfkeyle kalkan zararla oturur' sözü çok doğruymuş. Şu an kendi öfkemin zararını çekiyorum. Ne olduysa o lanet öfkem ve kıskançlığım sayesinde ona söylediklerim yüzünden oldu.

Acaba şu an nerede? Ne yapıyor? Birini bulmuş mudur? Beni unutmuş mudur? Bana baktığı gibi bakıyor mudur, beni sevdiği gibi seviyor mudur başkasını? Sürekli bu sorular kafamın içinde dolanıyor. Ama lanet olsun ki, ben hiç birinin cevabını bilmiyorum.

Benim en çokta canımı yakan Hazal'ın beni unutup başkasına aşık olması, başkasını sevmesi. İşte ben buna dayanamam. Ben hâlâ onu çok seviyorum. Unutamadım. Unutamıyorum. Çünkü unutmak istemiyorum Hazal'ımı. Güzelimi.

Bir kaç gün sonra da Rüzgar ve Ceyda'nın düğünü var ama ben de hiç düğüne gidecek hava yok. Zaten onlarında ailesi fazla geciktirmemek için artık düğünün olması gerektiğini söylüyor. Yoksa onlarda Hazal'ı çok özlüyorlar. Ve bu yüzden onlarda hiç düğün havasında değil. Hiç kimse değil.

Umut'a dönüp;

"Çok özledim lan Hazal'ı. Öyle böyle değil. Çook. Hani içine içine işler ya sesi, gülüşü, bakışı... Ve hepsini tek tek özlersin. Öyle bir şey işte..."

"Tek sen değil ki, ben de arkadaşımı özledim. Ve hayatımda hiç olmadığım kadar da pişmanım. Hep bu öfkemizden oldu ne olduysaa."

"Haklısın. Beni unutmuş mudur sence. Mesela benim kalbimde hâlâ Hazal var. Ya o, başkasına aşık olmuş mudur? Olmasın be. O da hâlâ beni sevsin."

"Saçmalama oğlum. Hazal seni sevmekten asla vazgeçmez. O bize çok kızdı, çok kırıldı. Hepsi bu. Gelecek Hazal. Yani umarım gelir..."

Umarım, umarım gelir, Umut'un da dediği gibi. Ben de en az Umut kadar çok pişmanım. Hepimiz çok pişmanız.  Şu ana kadar hayatımda hiç yaşamadığım pişmanlığı yaşıyorum. 

Gözlerim gözlerine hasret, sözlerim sözlerine, gel artık sevdiğim.

Gel artık gel de bitsin bu acı, birazda gözlerinle sev beni, elin dokunsun elime, tenin tenime, ben hayal değilim gerçeğim etimle canımla de, gel de bu can senin artık de, gel de nefes alayım, yaşadığımı hissedeyim bende. 

HAZAL'DAN DEVAM

Özledim, hem de çok özledim hepsini. Melis, Aylin, Umut, Rüzgar, Ceyda, abim, yengem, ve Eren. Hepsini de o kadar çok özledim ki. Aradan tam 1 yıl geçti. Tahmin ettiğim gibi ben buraya geldikten bir kaç gün sonra Serkan beni buldu. Hatta arada yanıma bile geldi. Ve yine tahmin ettiğim gibi benim yerimi kimseye söylememiş.

Her gün de telefondan konuşuyoruz sürekli. Ve bana bir kaç gün sonra Rüzgar ve Ceyda'nın düğününün olduğunu söyledi 2 gün önce. O düğünü de istemeye istemeye yapıyorlarmış zaten. Çünkü ben orada olmadığım için. Ben de böyle olmasını istemezdim. Fakat ben onlara söylemiştim böyle bir şey yapacağımı. Onlar ise beni takmayıp arkalarına bakmadan gitmişlerdi.

Serkan beni düğüne davet etti. Gerçi davete ihtiyacımın olmadığını da belirtmişti ama... Ben yine de kararsızım. Ceyda, Rüzgar ve yengem benimle konuşmak istedikleri için onlarla da görüntülü olarak konuşturmuştu Serkan. Ve hepsi de benim de düğüne gelmemi istediklerini söylediler. Düğünle nikah aynı gün olacakmış. Ve Ceyda beni nikah şahidi yaptığını söyledi. Rüzgar'ınkini söylememe gerek yoktur herhalde. Tabiki Eren.

Ceyda'da benim adımı yazmış. Ve mutlaka geleceğimi söyledi. Eğer gitmezsem bir daha benimle konuşmazmış. Ne yapacağımı şaşırdım, gerçekten bilmiyorum. Biraz emrivaki oldu bu. Sonuçta benim haberim bile olmadan beni nikah şahidi yapmış.

Ama gitmeli miyim bilmiyorum. Onları çok özledim. Hepsine de  kızgınım, en çokta kırgınım. Öfkeyle söylenmiş sözler olduğu halde beni o kadar incitti ki o sözler. En çokta Eren'in söyledikleri. Ama şu var ki hâlâ daha ona aşığım. Ona olan sevgim 1 gram bile eksilmedi. Onu da o kadar çok özledim ki. Sesini, gülüşünü, bakışını... Herşeyini.

Kesin o da bana çok kızgındır, o'nu bırakıp gittiğim için. Acaba o da beni özlüyor mudur? Ya da başka bir kız bulmuş mudur kendine? Başkasına aşık olmuş mudur? Onu da beni sevdigi gibi seviyor mudur? Bana baktığı gibi bakıyor mudur? Bu soruların cevabını o kadar çok merak ediyorum ki. Serkan'a da soramıyorum hiçbirini gururumdan. Ama aslında o da biliyor. Benim Eren'i sormak isteyip ama gurur yapıp soramadığımı. Zaten ben sormasam da beni ilk telefonla aradığında herkesin durumunu, nasıl olduklarını, hepsini söylemişti. Ama çok uzun zaman geçti aradan. Ondan sonra da söylemedi zaten onlarla ilgili hiç bir şeyi. Fakat o da benim ona sormamı bekliyor biliyorum. Ama soramıyorum işte bu gururum yüzünden.

1 yıldır burada ki holdingimizi yönettim. Yönetmeye de devam ediyorum. Ortağımızın oğlu Burak'la da çok iyi anlaşıyoruz. Bir de onun kız kardeşi var, Buse. İkisiyle de çok iyi anlaşıyorum. Onlarda herşeyi biliyorlar. Anlattım. Çok iyi arkadaş olduk. Burak'la birbirimizi arkadaş olarak görüyoruz tabiki. Zaten benim aklımda da, kalbimde de Eren varken, başkasına aşık olmayı düşünemem bile.

Eren'de her yerde beni aramış durmuş. Abim ve arkadaşlarım da öyle. Serkan söylemişti. Ve Serkan yine de buna rağmen söylememiş benim yerimi onlara. Canım kuzenim benim...

Yaşamak özlemsiz, özlem sevgisiz, sevgide sensiz olmaz… Unutma sevmek daima beraber olmak değildir. Sen yokken bile seni yürekte yaşatabilmektir

🥀🥀🌷🥀🥀

                   ❤️  Aşk  ❤️

Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.

🌹 Özdemir Asaf 🌹

EZİĞİN İNTİKAMI 2 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin