"Sen güçlüsün diyip sırtıma kocaman dağ devirdiler." •Sezon1•
"Hani derler ya; Güçlü insan ağlar mı? Defalarca aynı yere vurursan, taş bile dayanmaz." •Sezon2•
•chanbaek/friends/
•chanbaek'in ne demek olduğunu öğrendiğim zaman yazdığım bir fic, bol...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
retron-anormal
Bölüm bittikten sonra, şarkıyı mutlaka dinleyin~ *bir de okuyanlar yorum yapsa çok eğlenceli olur*
"Park Chanyeol ve Byun Baekhyun! Derhal ayrılın." Okulumuzun en sert hocasının gür sesiyle, bahçede ki bütün öğrenciler bize taraf gelmeye başlamışlardı. Karşımda ki uzun çocuk yakamı bırakıp, iki adım geri çekildi. O sıra birbirimize ters bakışlar fırlattık ama hoca ikimizin kulağını tutup müdür odasına sürüklemeye başladı. Büyük bir topluluk oluşmuştu ve herkes bize bakıyordu. Bazıları gülüyordu bazıları da şaşırmıştı. Hoca hepsine bağırdığında herkes farklı yönlere dağıldı. Yüzümde ki sızıya ve akan kanlara aldırmadan müdürün odasına doğru yürüyorduk ve hoca bir kez olsun ellerini kulaklarımızdan çekmemişti. Resmen bütün koridoru bu şekilde yürümüştük ve rezil olmuştum. Hepsi yanımda ki şu çocuk yüzündendi. Hoca benim ismimle birlikte onun da ismini söylemişti ama anlamamıştım. Kendi boyu normale göre uzun olduğu için bana bücür demeseydi bende ona yumruk atmazdım. Gerçi ben ondan daha kötü darbe almıştım. Umarım sadece o cezalandırılır. Müdürün odasının önüne geldiğimizde birisinin adımı seslendiğini işittim ama dönüp bakamadım. Hoca müdürün kapısını tıklatıp bizi içeriye savurdu.
"Bayan Joy, neler oluyor burada?" Müdür oturduğu koltuğundan ayağa kalkarak şaşkınca bir bana birde yanımda ki çocuğa bakıyordu. Yüzümüz gözümüz kan içindeydi, kimin umrunda ki? İsmini yeni öğrendiğim hoca bizi tekli koltuklara tekrardan itekledi. Gerçekten fazlasıyla sert bir hocaydı. Ve Tanrı aşkına bizi habire itekleyip duruyordu. Hoca, müdürün karşısında saygıyla eğilip, "Bu ikisini okulun arka bahçesinde kavga ederken yakaladım..." gözlerinden kaymış olan gözlüğünü tekrardan burun kemiğine iterek devam etti, "...ayrıca sigara içmişler. İzmaritleri gördüm."
"Ne! Hayır Tanrı şahidim ben içmedim. Sigarayı şu çoc—"
"Kes sesini Byun Baekhyun. Sana söz hakkı vermedim!" Müdür tekrardan koltuğuna oturarak, ellerini masasının üstüne koyup birbirine kenetledi. "İlginiz için teşekkür ederim, Bayan Joy. Gerisini bana bırakın lütfen ve bu iki hergelenin sınıf hocalarına çıkışta yanıma gelmelerini söyleyin." Hoca, müdüre küçük bir onay vererek tekrardan bize, pislikmişiz gibi bakıp odadan çıktı. Şimdi odada sadece biz kalmıştık ve benim dizlerim tir tir titriyordu. Kavgayı ilk başlatan oydu, sigarayı için de sadece kendisiydi ve şimdi sigaradan suçlanacağım diye ödüm patlıyordu.
Ağlamak istiyordum, ağlardım da. Ama yanımda ki şu salak çocuk olduğu için kendimi sıkmak zorunda kaldım. Kafamı hafifçe yana çevirerek yanımda ki uzun bedene baktım. Güzel çakmıştım suratına, kan henüz durmamıştı ve dudağı şişmişti. O da gözlerini benim bedenime çevirdi. Göz devirerek tekrardan önüme döndüm. Sinirlerim çok bozuktu çünkü ben ondan daha fazla darbe almıştım. Onu kesinlikle döverdim. Tanrıya dua etsin ki benden uzun olduğu için fazla bir şey yapamamıştım. Dudağımın patladığını hissediyorum çünkü yutkundukça ağzıma demir tadı geliyordu ve midem bulanıyordu. Kaşımı da yarmıştı. Lanet olası.
