2. Bölüm

3.6K 57 24
                                    

21 Kasım 2019 İzmir 09:30
Cengiz Doruk arabasını otoparka park etti ve asansörün düğmesine bastı.
Karanlık otoparkta etrafına bakındı ve "hiç ışık yok." diyerek söylendi.

Sonra boynuna geçirilen telin hissetti. Teli tuttu fakat bir işe yaramıyordu. Boğulduğunu hissediyor fakat bir şey yapamıyordu. Kafasına bir tabanca dayandığını hissetti. Sonra bir ses duydu. Ama kendi tabancasından gelmemişti ve boğazındaki tel gevşemişti.

Cengiz Doruk arkasına baktı ve kimseyi göremedi.

Merdivenlerden ayak sesleri gelmeye başladı. Ayak sesleri iyice yaklaştı merdivenden Gamze indi.

Gamzenin yüzündeki dehşet Cengizi şaşırtmadı. Önceden önlemini alarak "sakin ol." dedi.

"Yerdeki adamı ben öldürmedim. Beni öldürmek istedi. Boğazıma tel geçirdi ve birisi onu öldürdü. Ama kim olduğunu göremedim."

Gamze gülümseyerek Cengizi elinden tuttu ve "sana güveniyorum." dedi.

"Peki şimdi ne yapacağız?"

Cengiz cesedin ayaklarını tuttu ve Gamzeye baktı.

"Şunu ellerinden tut, yardım ette arabaya taşıyalım."

Gamze "tamam." dedi ve cesedi arabaya taşıdılar.

Cengiz arabayı kilitledi ve "hadi yukarı çıkalım." dedi.

"Kamera görüntülerini silmeliyiz."

"Kameralar bozuktu zaten."

Cengiz "güzel." dedi ve Gamze'ye baktı. Onun bu kadar güzel olduğunu ilk defa fark ediyordu.

Siyah saçlarını açık bırakmış, hafif bir makyaj yapmıştı. Dizine kadar inen kırmızı bir etek ve mor bir gömlek giymişti. Kahverengi gözleri Cengizi ilk defa kendine çekiyordu.

Gamze gözlerini açıp kapattı. "Yukarı çıkalım." dedi.

"Srninle konuşacağım önemli şeyler var."

Cengiz "tamam." dedi ve asansöre bindiler. Asansör onları en üst kata çıkardığında da sağdaki ilk daireye girdiler. Girdikleri yer büyükçe bir ofisti. Her yer camlarla kaplanmıştı.

Cengiz kırmızı, deri koltuğa oturdu ve elini masaya koyduktan sonra denizi izlemeye başladı.

Gamzeyse döner sandalyesine oturdu ve tek kaşını kaldırarak Cengize baktı.

"Bana Devletin seni küstürdüğünü, sayısız operasyona katıldığını söyledin. Ama neden devkete küstürdüğünü söylemedin. Şimdi bence söylemenin tam sırası."

Cengiz tuhaf bir şekilde güldü ve gözlerini masmavi denizden Gamzeye doğru çevirdi. 

"Söylerim ama bir şartla."

Gamze sandalyesinde üç yüz altmış derece döndü ve "tamam, kabul." dedi.

"Neymiş şartın?"

Cengiz vücudunu tamamen Gamzeye doğru çevirdi ve eğildi.

"Benimle bu akşam sahilde, güzel bir yemeğe çıkacaksın."

Gamze yüzünü yumuşattı ve tebessüm etti. "Tabiki." derken gözlerinin içi gülüyordu.

"Tamam. Başlayayım mı o zaman?"

Cengiz derin bir nefes alarak denize baktı. Sonra Gamze'ye bakarak "tamam." dedi.

"Ben Devletimi çok seviyordum. Devletim için sayısız operasyona gittim."

Gamze "evet." diyerek araya girdi.
"Bunu daha önce anlatmıştın."

"Sabredersen devamını da anlatacağım küçükhanım."

Gamze gülümsedi ve "özür dilerim." dedi.

Cengiz Doruk anlatmaya devam etti.

"Bir gün yine bir operasyondan evime  döndüm. Fakat hiçbir şey aynı değildi. Eşim, Pirayem, elinde tabancamla yerde cansız bir şekilde yatıyordu. Sıranın bana geldiğini hissettim. Ama olmadı. Pirayemi polisler öldürmüştü. Beni de vatana ihanetten tutukladılar. İki yıl hapis kaldım. Devletim için ben ölürdüm ölür. Ama devldtin içindeki hainler ve devletin hakimi beni içeriye attı. İşte o gündür düşmanım devletin haksızlığıan ve devlete."

"Ama sonunda adalet yerini buldu değil mi? O iki hain yakalandı."

Cengiz elini masaya vurarak "hayır." diye haykırdı. Gözlerinden ateşler çıkıyordu.

"Ermenistana kaçmışlar."

"Ama bunda Devletin ne suçu var? Seni içeri atan devlet değil. Devletin içindeki hainler."

"Devlet içinde hainleri barındırmışsa ven o devlete devlet demem, diyemem."

Gamze derin bir iç çekti ve "hakkısın." dedi.

"Peki bu sabah ölen adam kimdi? Yine devletin içindeki hainlerden mi?"

"Onu hiç bilmiyorum. Bence de hiç bir şekilde öğrenemeyeceğiz?"

Gamze elinde kalemi döndürürken "bir soruya daha iznim var mı?" diye sordu.

"Tabi ki."

"Şimdi ölen adamı ne yapacaksın?"

"Cesedi yakıp küllerini denize atacağım."

Gamze ayağa kalktı ve "tamam." dedi.

"O zaman akşam görüşürüz."

Cengiz de ayaağa kalktı ve "görüşürüz." dedi. Gamzenin elini sıktı. Vedalaşarak odadan çıktı. Otoparka indikten sonra arabasına bindi ve oturduğu apartman'a doğru yola çıktı.

21 Kasım 2019 Ankara 09:30
Oğuzhan kendisine ve Mehmete çay getirene teşekkür etti. Çay getiren odadan çıktıktan sonra Mehmete baktı.

Mehmet, esmer, uzun boylu ve yapılıydı. Uzun zamandır vücud çalıştığı belliydi. Tıpkı cengiz gibi saçı yoktu. Gülümseyerek "ne oldu?" diye sordu.

"Cumhurbaşkanımızdan emir var. Azerbaycana gidiyorsunuz."

Mehmet tebessüm etti. Merakla "neden?" diye sordu.

Oğuzhan kravatını çözdü ve o da tebessüm etti.

"Ermenilere karşı Azeri kardeşlerimizle mücadele edeceğiz."

"Karabağda mı?"

Oğuzhan kahvesinden bir yudum aldı ve kaşlarını çattı. Bastonunu yere sertçe vurdu.

"Evet. Ermenileri Karabağa gömeceğiz." diyerek sinsice vatan tutkusuyla gülümsedi.

Mehmet kahvesini hızlı yudumlarla bitirdikten sonra ayağa kalktı.

"O zaman ben iyi dokuz adamımızı seçiyorum başkanım."

Oğuzhan tebessümle başını salladı.

Mehmet de başıyla selam vererek odadan çıktı.

✏BÖLÜM SONU✏

Vatan Bekçileri (+18) (Ara Verildi)Where stories live. Discover now