7. Bölüm

1.6K 39 11
                                    

22 Kasım 2019 Bakü 11:15
Dokuz vatansever Bakü'ye inmişti. Mehmet güvenlik görevlisiyle konuştu ve silahların olduğu çantayı rahatlıkla havalimanından çıkardı. Diğerleri de havalimanından çıktı.

Dokuz vatanseverin önünde üç tane kırmızı Tofaş durdu.

En öndeki Tofaşın şoförü arabadan indi. Siyah pamtolonlu, beyaz gömlekli ve siyah ceket giymişti. Mavi gözleriyle Mehmedi süzdü. Sonra da elini uzattı ve gülümseyerek "salam." dedi.

Mehmet de gülümsedi ve "aleyküm selam." diyerek İbrahimov'un elini sıktı.

"Hadi karındaşlar. Vakit kaybetmeyelim de yola çıkalım."

Mehmet tebessümle "haklısın." dedi.

"Ezgi sen benim yanıma otur!"

Ezgi memmuniyetle "tamam." dedi ve ilk tofaşa bindi. Mehmet de yanına binince tebessüm etti.

Diğer vatansever kahramanlarda arabalara bindiler. Kısa sürede Karabağ bölgesine yakın bir apartmanın önünde durdu.

İbrahimov arabadan indi. Diğerleri de indi.

"Bu apartmanda kalacaksınız karındaşlar. Sekiz kat var. İkişer kişi tek evde kalmalı."

Mehmet sırıtarak "Ezgi ile bize uyar." dedi.

Birden herkes kıkırdılarla Mehmet ve Ezgi'ye döndü.

Mehmet suratını astı. "Yanlış anlamayın boş yere." dedi.

"Hadi çabuk yerleşelim. Kaybedecek bir dakikamız bile yok."

Operasyonda lider Mehmetti ve kimse ona ses çıkartamazdı. "Hemen efendim." dedi.

Herkes dairesine girince Mehmet Ezgi'yi de yanına alarak dairesine girdi. Kapıyı kapatacaktı ki İbrahimov karşısına geçti.

"Akşam tekrar geliriz karındaşım. O zamana kadar istediğinizi yapabilirsiniz."

Mehmet "tamamdır." dedi ve kapıyı kapattı. Antredeki banyo'ya girdi ve elini yüzünü yıkadı. Banyodan çıkınca Ezginin güzel vücuduyla karşılaştı.

Ezgi Mehmet'in karşısına geçince küçük bir cüce gibi duruyordu. Gülümseyerek ceketini askılığa astı. Mehmetin elini tuttu.

"Herkes anlamıştır."

Mehmet Ezgi'ye yalvarır gibi baktı. "Bırak anlasınlar." dedi. Boynunu öpmeye başladı. Sırıtarak kucağına aldı. Banyonun hemen yanındaki yatak odasına götürdü.

Ezgi ellerini Mehmet'in yüzlerinde gezdirdi. Kendisini yatakta Mehmedi de üzerinde buldu.

Mehmet Ezginin gömleğinin düğmelerinş tek tek çözdü ve gömleği çıkardı. Kendi gömleğini de çıkarıdı.
Ezginin dudağına yapıştı. Ellerini tuttu ve yana doğru açtı. Sonra pantolonları da çıkardı ve gülümsedi.

"Bu akşama kadar benimsin."

Ezgi gülümseyerek ellerini Mehmet'in srıtında gezdirdi ve "seve seve." dedi.
Üzerinde kalanlarıda çıkardı ve çırılçıplak kaldı. Mehmet'in altından sıyrıldı.

"Başkan bizim aramızdaki ilişkiyi öğrenirse kötü olur Mehmet."

Mehmet tebessüm etti. Üzerinde kalanları çıkardı. Ezgi'yi sağ koluyla belinden yakaladı ve kendine çekti.
"Bir şey olmaz." dedi.

Ezgi "tamam o zaman." dedi ve Mehmet'in üzerine çıktı. Mehmet sırıttı ve Ezgi'yi altına aldı. Dudağını dudağıyla ezdi. Ezgi inlemeye başlarken göğüslerine dişlerini geçirdi.

Ezgi inleyerek gözlerini kapattı. Mehmet'in göğüslerini ellerinin arasına aldığını hissetti. Gözlerini açtı ve iç çekti. Tırnaklarını Mehmet'in sırtında gezdirdi ve bacaklarını beline doladı. Dudaklarına yapıştı ve yavaşça inledi.

Mehmet Ezginin öpüşlerini derinleştirdi ve hızlandırdı. Bacaklarını okşadı.

Ezginin inlemeleri Mehmet hızlandıkça daha yüksek sesle çıkmaya başladı. Tırnaklarını Mehmet'in sırtına batırdı. Mehmet'in sırtından hafifçe kan akarken kollarını boynuna doladı ve çığlık atmaya başladı. İçine akan sıvıdan sonra Mehmet yavaşlayarak durdu. Ezgi de çığlıklarına son verdi.

Mehmet Ezginin alnına bir öpücük kondurdu ve ayağa kalktı. Duşa girdi ve kısa sürede çıktı.

Ezgi de aynısını yaptı ve antredeki tuvaletin yanındaki dolabı açtı.

"Sağolsunlar dolabı doldurmuşlar Mehmet."

"Biliyorum, deolaba bakmıştım."

Ezgi "tamam." dedi. İki yumurta aldı. Mutfağa girip kırdı.

Mehmet arkasından gitti. Sarıldı. Boynunu öpmeye başladı.

"Ne hazırlıyorsun bana?"

Ezgi gülümsedi ve "yumurta." dedi. Mehmet'in kollarından kurtuldu ve tavayı masaya koydu.

"Sırnaşma da yemeğimizi yiyelim."
Mehmet "tamam." dedi ve sofraya oturdu.

Ezgi de mutfaktan bir kaç parça bir şey daha getirdi ve yemeklerini yediler. Sonra da akşama hazırlandılar.

22 Kasım 2019 İzmir 13:00
Cengiz, Gamze ile güzel vakit geçirmişti. Sonra eşyalarını toplamış ve uçağa binmişti. Telefonunu çıkardı ve gelen hostesi süzdü.

Hostes beyaz pantolonlu, beyaz gömlekli ve lacivert ceketliydi. Saçını siyaha boyamış ve kısa gestirmişti. Gülümseyerek "bir isteğiniz var mı?" diye sordu.

Cengiz "hayır." diyerek teşekkür etti ve bir numara tuşladı.

"Alo?"

"Efendim?"

"Ben uçağa bindim Sıla yenge."

Sıla gülümseyerek "tamam." dedi.
"Var mı başka bir şey?"

Cengiz bir iki saniye düşündü ve "hayır." dedi. Laptopunu çıkardı. "Görüşürüz." diyerek telefonu kapattı.
Eşini öldüren, kendisinin hapise girmesine sebep olan iki vatan haini hakkında haberleri okudu.

Bu sırada hostes yanına geldi. Gülümseyerek Cengiz'e baktı.

"Çay mı kahve mi, yoksa başka bir şey mi içersiniz efendim?"

Cengiz Hostes'in yaka kartına baktı. Gülümseyerek "kahve. Nurcan Hanım." dedi.

"Adımı nereden biliyorsunuz?"

"Yaka kartınızdan."

Nurcan gözlerini kapattı ve avuç içini alnına vurarak "tabi ya!" dedi. Sonra da bir bardak kahve doldurdu ve Cengiz'e uzattı.

Cengiz teşekkür ederek kahvesini aldı. Bilgisiyarına bakmaya devam etti.

🤖BÖLÜM SONU🤖

Vatan Bekçileri (+18) (Ara Verildi)Kde žijí příběhy. Začni objevovat