21. Bölüm

982 158 75
                                    

İyi okumalar diyecek bile yüzüm olmadığı için bölümü salıyorum.


----


Baekhyun eve girdiğinde bakışları ilk olarak dizlerimde uyuyan kız kardeşini buldu. Çatılan kaşları ve sinirli bakışları ile bana bakması da bir oldu. Sunhee'yle yakın olmam konusunda takıntılı davrandığının farkındaydım. Normalde olsa bu beni üzerdi fakat şu an çektiğim acının yanında neredeyse bir hiçti. Gözlerinin içine çok fazla bakamadım. Bakmaya çalışırsam canım daha çok yanardı biliyordum.

"Sunhee, kalk yatağına geç." Dedi soğuk bir sesle kardeşinin kolunu dürterek. Sunhee sadece huysuzca bir sesle mırıldanınca hareketlenip başına dikkat ederek ayağa kalktım ve Baekhyun'un sinirli bakışları altında onu kucağıma aldım. Bir şey dememesine şaşırmıştım. Ya kardeşinin uykusunun bölünmesini istemediği için onu kucaklamama izin vermişti ya da gerçekten bitik bir şekilde durduğumun farkındaydı.

İçinde sıkışıp kaldığım bu dünyada tanıdığım iki kişi vardı. Elbette eski çevrem bir yerlerde, önceden olduğu yerde duruyordu ama beni gördüklerinde yapacakları tek şey beni ihbar etmek olacaktı, buna emindim. Gidebileceğim bir yer yoktu ve bana erkeklerden hoşlanmıyorum diye yalan söyleyen Baekhyun'u saymazsak Sunhee beni az da olsun kabul eden tek kişiydi.

Sunhee'yi yatağına yatırdıktan sonra yüzüne dağılan saçlarını geri ittim. Bunu yaparken gülümsemiştim çünkü silik anılarımdan birinde kardeşim uyurken yüzüne saçları yapıştığı için söyleniyordu. Kaç yıl öncesinin anısı olduğunu hatırlamıyordum ama o kadar silikti kardeşimin yüzünü, saçlarını hayalimde canlandıramıyordum. Kardeşimin görünüşünü ne zaman hatırlamaya çalışsam Sunhee beliriyordu kendiliğinden. Bu onun ölüsüne büyük bir saygısızlıktı fakat olmuyordu. Canlanmıyordu kardeşimin güzel yüzü. Sunhee'nin odasında duran kardeşimin de olduğu fotoğrafa tekrar baktım.

Eğer kardeşim bana defalarca arkadaşımla tanış dediğinde onu kabul etmiş olsaydım Sunhee'yle, belki de Baekhyun'la tanışmış olurdum. Ama hep kardeşimi ertelemiş, meşguliyetim yüzünden özel hayatına ilgi gösterememiştim. Belki Sunhee karşıma başka bir fırsat olarak çıkmıştı. O da korunulmayı ve ilgilenilmeyi hak eden bir çocuktu. Ve belki gerçekten de yaşadığım bu kadar olay aslında Sunhee ile tanışmam içindi. Geç de olsa ölen kardeşim için, ölümünde parmağı olmasını geçtim, saç teli bile bulunan kişileri öldürmek yerine yapabileceğim şey onun en değer verdiği kişiyi korumaktı.

Düşüncelerim beni çok uzak yerlere götürmeye başladığında odasından sessizce çıktım. Baekhyun'un koridorda beni bekliyor oluşuna nedense şaşırmamıştım. Kollarını önünde birleştirmiş, ciddi duruşuyla beni beklediğini gizleme zahmetinde bulunmuyordu. Öfkeme hakim olmayı uzunca bir rüyanın içinde öğrenmemiş olsam ona 'Merak etme kız kardeşini öldürmedim ya da tecavüz etmedim' diye bağırmamak için kendimi zor tutuyordum. Onu başka biriyle görmenin kalp kırıklığını ona bağırarak çıkaramazdım.

Baekhyun'un bir ilişkisinin olması mı yoksa bana yalan söylemesi mi asıl konuydu emin olamıyordum. Bir ilişkisinin olduğunu söylese canım bu kadar yanmayabilirdi. Yenilgiyi kabul ederdim. Ancak önce erkeklerden hoşlanmadığını açıkça söyleyip sonrasında bir erkekle ilişkisi olduğunu görmem sorunun tamamen bende olduğunu açık ve net bir şekilde gözler önüne seriyordu.

Ve bütün bu olanlara rağmen yıkılmadığımı ve bu evi terk etmediğimi anlamıyordum. Kendi acı sonumu, buradaki acı sonumu merak ediyordum sanırım.

"Sunhee insanlara çok kolay alışır ve güvenir." Konuşmayacağını sandığım bir anda bunu söyledi.

"Yani dünya nüfusunun yarısından fazlasının yaptığı bir şeyi yapıyor kardeşin." Dedim asabi bir şekilde. Sunhee'den uzak durmamla ilgili konuşmasını kaldıracak havada değildim niyeyse. Ah, nedeni çok belliydi.

RescuerWhere stories live. Discover now