yirmi sekiz

1.6K 130 11
                                    

Bu kitaba bölüm yazmayı çok özledim... Umarım siz de okumayı özlemişsinizdir. Uzun bir süre telefondan bayağı uzaktım bu nedenle bölüm yazamadım. Telafi edeceğim. İyi okumalar!


"Bir saniye, ne? Ne dedin sen?"

Kaşları çatık bana bakan Jimin'e bakıp göz devirdim.

"Belki de fazla aceleye geldik. Kendi içinde adını bile koyamadığı bir şeyi gerçekleştirmeye çalışmamız bile saçmaydı."

Jimin buzdolabını kapattı ve yanıma oturdu.

"Chaeyoung, çocuk seni seviyor. Ayrılma isteğin neden?"

"Sevmiyor demedim zaten Jimin. Ben de onu seviyorum ama hissettikleri benimkilerle aynı değil, bunu biliyorum."

"O zaman en başında neden seni öpmesine izin verdin? Neden onunla çıktın?"

"Aynı hissettiğimizi düşündüm!" Yükselen sesimi alçalttıktan sonra derin bir nefes alarak Jimin'e döndürdüm vücudumu. "Konuşma tarzımız bile hiç değişmedi, beni tanımadan önce de aynı konuşuyordu benimle. İstediğim sevgi sözcükleri değil, sadece aynı hissettiğini bilmek istiyorum. Kaybetmekten korkuyor mu? Evet. Ama sadece bu kadar mı? Benimleyken hala rahat değil. Chaeyoung'a karşı hoşlantı besliyordu doğru ama o Roseanne'i kaybetmekten korkuyordu ve ben Chaeyoung olduğum için sadece hoşlanıyor, fazlası yok."

Jimin kocaman açılan gözlerini birkaç kez kırpıştırdı ve konuştu.

"Bu kadar çok konuşman gerçekten gerekiyor muydu?"

Kaşlarımı kaldırıp ona baktım daha sonra kafasını iki yana salladı.

"O halde Roseanne ol, Chaeyoung değil."

"İkisi de benim. Onları birbirinden nasıl ayırabilirim Jimin?"

Jimin omuz silkti ve kolasından bir yudum aldı.

"Aşk insana her şeyi yaptırır Chaeyoung. Bunu da sen bulacaksın."


Bölümü aşırı kısa yazdım ama yeni bölümü akşama yayımlayacağım. Akşamki için prolog olsun. ;) Umarım sevmişsinizdir bölümü. Unutmayın, yorumlarınız benim için önemli. Sizi seviyorum ve sizi morluyorum! Çok çok öptüm.💜

lost way | rosékookWhere stories live. Discover now