otuz beş

1.3K 111 25
                                    

Selam, ben geldim. Çok ayrı tutuyorum karakterleri, özür dilerim. Yazmaya çalışacağım. Fikrinizi de almam gerek. Final yakın mı olsun uzak mı? Nasıl bir ilerleme istiyorsunuz kitapta? Tıkandım, yazamıyorum pek. O yüzden yardımınıza ihtiyacım var. Bir de şey, birçok yazarın okurlarıyla çok güzel bir ilişkisi var. Bayağı bayağı konuşuyorlar. Ben sizinle hiç iletişim halinde değilim. Biraz arayı kapatalım mı, ne dersiniz? Eğer isterseniz şuraya yorum bırakın da konuşalım biraz. Sizi seviyorum, kitabı okuduğunuz için teşekkür ederim. Çok fazla konuşmadan bölüme geçelim. İyi okumalar!

Jeongguk elindeki çiçekleri ve çikolata dolu poşeti kontrol ettikten sonra anahtarla kapıyı açtı ve içeri girdi. Chaeyoung'un ağrıdan yerinden kalkamadığını biliyordu bu yüzden de onu yormak istememişti. Anahtarı kapının deliğinden çıkarıp dolabın üzerine bıraktığında kapıyı ayağıyla ittirerek kapattı ve Chaeyoung'un odasına çıkmak üzere merdivenlere yöneldi. Chaeyoung'un odasının kapısı kapalıydı. Jeongguk kapıyı tıkladı. Chaeyoung yerinde zıpladı ve ürkerek kapıya baktı. Jeongguk gülümseyerek kapıyı açtığında Chaeyoung derin bir nefes aldı. 

"Aptal çocuk böyle gelinir mi hiç? Ödüm koptu."

Jeongguk yatağın kenarına otururken güldü ve çiçeği Chaeyoung'a uzattı.

"Sana geleceğimi söyledim, neden korkuyorsun?"

Chaeyoung çiçekleri koklarken konuştu.

"Geleceğini söyledin ama kapıyı kendin açacağını söylemedin. Seni bu şekilde beklemiyordum."

Chaeyoung çiçekleri komodinin üzerine bıraktığında Jeongguk yaklaşarak yanağını öptü. Daha sonra poşetteki çikolataları gösterdi. Chaeyoung gözlerini kocaman açtı ve güldü.

"Sen harikasın!"

Çikolataları elinden kapıp komodine, çiçeğin yanına bıraktı ve Jeongguk'a sıkıca sarıldı. Jeongguk güldüğünde Chaeyoung Jeongguk'un yanaklarını öptü. Jeongguk kaşlarını çattı.

"Başka zaman olsa bu kadar öpmezsin beni."

Chaeyoung güldü.

"Sen iste yeter ki ben seni hep öperim."

Jeongguk omuz silkti.

"O zaman şimdi öpmeni istiyorum."

Chaeyoung dudağını ısırdı çikolatalara uzanırken.

"Ama şey... Önce bir tane çikolata yesem?"

Jeongguk kafa salladı.

"Bak gördün mü, çikolataları benden daha çok seviyorsun."

Chaeyoung çikolatayı ısırıp Jeongguk'a da uzattı.

"Ama sadece bugünlük. Yoksa biliyorsun, önceliğim hep sensin."

Jeongguk çikolatadan bir ısırık aldı.

"Hı tabi, bilmez miyim?"

"Kıskandığın da canlı bir şey olsa bari." dedi Chaeyoung, Jeongguk'un saçlarını karıştırırken. Chaeyoung yatağının boş tarafını eliyle gösterdi. "Ben bugün yerimden kalkamayacağım, o zaman film günü mü yapsak?"

Jeongguk yataktaki boş kısma oturup kollarını Chaeyoung'a sardı.

"İzleyebileceğim en güzel film yanımda."

Chaeyoung kaşlarını çatarak Jeongguk'a döndü.

"Sen benim kurgu olduğumu mu söylüyorsun şimdi? Ben film miyim Jeongguk?"

"Onu demek istemedim ya."

Chaeyoung Jeongguk'un omzuna vurdu.

"Git konuşma benimle."

"Gidersem üzülürsün bak."

"Git."

Jeongguk yataktan kalkarken Chaeyoung kolundan tutarak kendine çekti.

"Gitme gitme, şaka yaptım."

"Gitmemi söyledin ama."

"Uf şakaydı, gel işte şuraya."

Jeongguk gülüp Chaeyoung'un yanına oturdu.

"Ne izliyoruz?"

"Siyah Kuğu."

Chaeyoung başı Jeongguk'un omzunda film izlerken sonlarına doğru uyuyakaldı. Jeongguk film bittiğinde başını hafifçe döndürüp Chaeyoung'u kontrol ettiğinde uyuyyakaldığını fark etti ve gülümsedi. Saçlarını öptükten sonra başını Chaeyoung'un başına yasladı ve gözlerini kapattı.


Çok kısa oldu ama idare edelim şimdilik, tekrar yazma alışkanlığımı toparlar toparlamaz daha uzun yapacağım. Bir de yeni kurgu yazıyorum yani yazma aşamasındayım. Yayımlarsam buraya da yazarım. Desteklersiniz değil mi? Sizi seviyorum ve sizi morluyorum. Çok çok öptüm. 💜



lost way | rosékookWhere stories live. Discover now