THIRTY-SIX

10.3K 763 2.8K
                                    

Kafeden içeri girip de Noemi'yi gördüğünde Harry daha şimdiden üzüldüğünü hissetti. Zavallı arkadaşı... Kim bilir ne kadar zamandır bunu bekliyordu. Öyle ki, Harry ona görüşmeleri gerektiğine dair bir mesaj attığında Noemi onu hemen aramış, sonunda çağrılarına ve mesajlarına cevap verdiği için teşekkür edip şu ev meselesinden dolayı özür dilemişti.

Noemi'nin evini polisler bastığı günden itibaren çok fazla zaman geçmişti ama genç kız Harry'ye özür mesajları atmaktan ve cevaplanmayacağını bile bile aramaktan hiç vazgeçmemişti. Açıkçası, Harry onu unutmuştu. Yoksa bu konuşmayı çok önceden yapardı.

Onunla birlikte arkasından gelen korumaları dört bir yana dağılırken Harry Noemi'nin karşısına oturdu, böylece kızın ona sarılmasını engelledi. Emir büyük yerdendi.

"Harry, çok çok çok üzgünüm, seni kırmak istememiştim, ben o zamandan beri çok kötü haldeyim, sana da hiç ulaşamadım..." Noemi özürlerini sıralarken Harry başını öne eğdi. "Ben özür dilerim. Her şey için. Yaptığım şey resmen nankörlüktü, yıllarca bana destek oldun ve ben seni ilk hatanda yarı yolda bıraktım. Ama sen benim sahip olduğum en iyi arkadaşımdın, inan bana."

"Arkadaşımdın?" diye sordu Noemi geçmiş zaman takısına dikkat çekerek. "Be-ben buraya aramızı düzeltmeye geldiğini düşünmüştüm..."

Harry başını avcuna yaslayıp eski arkadaşına hüzünle baktı. "Seninle açık konuşabilir miyim?"

"Elbette."

"Nathan bana geldi. Uzun zaman önce. Ve... Bana senin hislerinden bahsetti. O söyleyene kadar anlayamamıştım bile, çok özür dilerim. Sana yıllarca randevularımı anlattım, hoşlandığım kişilerden bahsettim... O kadar kördüm ki seni üzdüğümü hiç fark etmemiştim."

"Ha-hayır. Yok öyle bir şey. Yani- sana karşı bir hissiyatım yoktu." Noemi bunu söylerken gözlerini sürekli kaçırmış, hatta hemen ağlamaklı bir ses tonuna bürünmüştü. Harry onun gururunu korumaya çalıştığını fark etti.

"Olsun ya da olmasın, şimdiye kadar seni üzdüğüm için çok özür dilerim. Sen mükemmel bir insansın ve eminim seni hak eden güzel bir insanla tanışacaksın." Harry pot kırmamaya çok özen göstererek, kelimelerini onu kırmayacak şekilde özenle seçerek özrünü diledi. "Seninle bunu konuşmak için bu kadar beklememeliydim ama bazı karışıklıklar oldu..."

"Sevgilinle mi ilgili?" Noemi dolmuş gözlerini Harry'ye çevirip yapay gülümsemesiyle ona baktığında Harry cevap veremedi. Onu seven birine, aşık olduğu sevgilisi hakkında ne söyleyebilirdi ki?

"Şu zengin adamla birlikte olduğunu biliyorum. Gazetede görmüştüm."

"Ben..."

"Biz arkadaştık, değil mi Harry? Hatta sana o adamı ben tanıttım. Neden benden çekiniyorsun ki, Nathan sadece- o sadece... Seni sevmez biliyorsun işte aramız bozulsun diye ortaya bir saçmalık atmış." Noemi çaresizce bu durumdan kurtulmaya, Harry ile arkadaşlığını sürdürmeye çalıştı.

Harry "Tabi, biliyorum." dedi. Oysa ki, Noemi ve Harry'nin arası zaten bozulmuştu, Nathan'ın uğraşmasına gerek kalmamıştı ki. Zaten Noemi'nin bakışları bile, Nathan'ın söylediklerini doğruluyordu. Yine de ona inanmış gibi yapacaktı.

"Kardeşin bana öyle söyleyince... Seni kırdığımı düşündüm. İçimi rahatlattın şimdi. Çünkü gerçekten yolunda giden bir ilişkim var ve bu durumun seni üzmesini istemem." dedi Harry. Arkadaşının canını daha fazla yakmadan, ona umutlanmaması gerektiğini nasıl söyleyebilirdi?

"Anlıyorum. Ve sorun yok, cidden. Umarım mutlu olursun. "

"Sen de öyle." Harry etrafına bakındı. "Ben artık gitsem iyi olur, seninle bunları konuşmak istemiştim sadece."

PERMANENT MIDNIGHTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin