FORTY-THREE

11.2K 650 4.4K
                                    

Pazar günü öğleden sonra, bahçedeki çardakta Harry'nin kahkahası yankılanıyordu. Louis'nin Lance ile ilgili anlattığı hikayeler her zaman favorisiydi, kendini karizmatik sanan bir manyağın rezil maceralarını dinlemek çok eğlenceliydi.

Louis "En son Bruce davasında bu kadar korkmuştu." dedi Lance'in Louis'nin amcası Joseph Tomlinson ile tanıştığı günkü korkusunu anlattıktan sonra. Çardakta yan yana oturuyorlardı. Harry ona doğru dönmüştü. Dirseğini çardağın ahşabına dayamış, yüzünü yumruğuna yaslamıştı. Boştaki eli Louis'nin ensesindeki saçlardaydı. "Bruce davası da ne?"

"Anlatmadım mı?"

"Anlatmadın."

"Miami'de ilk gece kulübümüzü açtığımızda haraç keserek ve ufak tefek kulüpleri basıp kendi bünyemize katarak büyümeyi hedeflemiştik. Tabi kimseyi tanımıyoruz, herkesi uyduruk işletmeciler sanıyoruz. Dolayısıyla mafya büyüklerinden izin almaya gerek duymadık çünkü haberleri olursa onlara da pay vermemiz gerekirdi."

"Büyüklere haber vermeme olayını daha önce de yapmışsınız, hiç akıllanmadınız mı?"

Louis omuz silkti. "Lanchester Wood paraya aşıktır. Öyle aşıktır ki, cebinden bir dolar çıkacağına o bir doları yutmayı tercih eder."

Louis'nin de Lanchester demeye alışması Harry'yi güldürdü. Sadece o değil, Lance'in kız kardeşi Raven ve Raven'ın eşi Jiro da Lanchester ismini kullanmaya başlamıştı. Lance Harry'yi boğmak istiyordu.

"Evet, internetten kazandığı tatile gitmek için tüm işlerini ertelemesinden anladım onu. Neyse, devam et."

"İşte bizim bu bastığımız ufak kulüplerden biri Bruce adında bir adama aitti. Bruce aslında Portekiz mafyasındanmış. Gitmiş bizi büyüklere şikayet etmiş."

"Oh, olamaz."

"Lance'in de tepkisi buydu. Daha küfürlü şekilde tabi ki." Louis o anı hatırlayıp güldüğünde Harry onun yüzündeki tebessüme gülümsedi. "Sonra ne oldu?"

"Sonra bizi sorguya aldılar. Mafya sorgusu polis sorgusu gibi değildir; bıçaklar, silahlar ve kızgın demirler içerir. İtiraf ettiğin her suç için dayak yersin. Suçları redderer, İtiraz edersen, yine dayak yersin."

"Lütfen sana bir şey yapmadıklarını söyle."

"Lance korkudan bayıldı, onun ayılmasını bekledik. Bize Bruce'un mekanını basıp basmadığımızı sordular. İtiraf da edemezdim itiraz da... Benim de aklıma başka bir yol geldi?"

"Ne gibi?" Harry o kadar ilgiyle bakıyordu ki Louis kendisini basın toplantısında gibi hissetti. Ama epey samimi bir basın toplantısı. Çünkü sevgili onun dibine girmiş, saçlarını ve boynunu okşayarak hikayeyi dinliyordu.

"Onlara Bruce'un bir köstebek olduğunu söyledim. Adamı tanımıyordum bile, ama aklıma gelen ilk şey buydu. Bruce polislere çalışıyordu biz de cezalandırdık dedim."

"Sana neden aşık olduğumu tekrar görüyorum. Çok akıllısın."

"Teşekkürler, hayatım." Louis şortun altından onun bacağını okşarken gülümsedi. "Bizi serbest bıraktılar. Onlar Bruce işini araştırana kadar biz Lance ile ülkeden kaçma planları falan yaptık. Afrika'ya gitmeyi düşünüyorduk. Sonra amcam beni aradı."

"Ne dedi?"

"Bruce'un FBI ile ortak çalıştığını öğrendik. Dikkatiniz için tebrikler ama bir daha bizden habersiz kimseyi cezalandırmaya kalkışmayın." Louis, amcasının sözünü alıntılayıp sırıttı. "Tam on ikiden tutturmuşum."

PERMANENT MIDNIGHTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin